Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '11

 
Kategori
Deneme
 

"Hiçkimse gerçekten hissettiği bir şeyi yaptığında eskilmez...."

Hiçbir şey göründüğü gibi değil... öyle olsa dahi derinde bir yerlerde bir farklılığı var; bir gizi, bir izi var. Şimdiye kadar insanoğlunun yaşadığı en büyük acılar sanırım aslında hep bu nedenden vuku buldu. Yani baktığı şeyin baktığı gibi olmadığını, gördüğü şeyin gördüğü gibi olmadığını anlayan insan hayal kırıklıklarını biriktirdi. Sonra o kadar birikti ki , ağırlığı kendisini aştı, bunun altında kaldı.

Hiçbir şey göründüğü gibi değil. Ben de yanılgıları hep öyle yaşadım. Suyun yüzeyinden yansıyan insanın gördüğü, halbuki suyun içindeki herşey bir o kadar farklı, karışık ve karmaşık...

Ya da insan kendi görmek istediği için gibi görüyor, bu da bir tercih bir özgürlük aslında yadırgamamak lazım yani ben böyle yaşamak istedim ve böyle yaşadım demek, ben böyle söylemek istedim ve böyle söyledim demek... kendine hissettiği şeyleri sadece kendi için yaşama hakkı tanımak gibi... bundan dolayı üzülmemeli, pişmanlık duymamalı... belki karşısındaki anlamayacak, belki karşısındakinin hiç alakası bile yok ya da belki tamda doğru bir şey yapacak ve fazlasıyla mutlu olacak yaptığından yani denemeden bilinmez hiçbir zaman ama denememek kabul edilemez...

İnsan gerçekte olması gerekenleri görünce şaşırıyor çünkü o kadar kanıksamışız ki, karşımıza herhangi bir şeyin gerçeği çıktığında bile şüpheyle bakar olmuşuz. Şaşırıyoruz. Hoş insanoğlu artık daha az şaşırır hale geldi. İnsanlar teflonlaştı, üstlerine bir şey yapışmıyor artık, teflon tava gibi akıp gidiyor. İlişkilerde, aşklarda, arkadaşlıklarda...ben arkadaşlık kelimesini kullanmayı tercih ediyorum çünkü arkadaş sıradandır, aleladedir, çokçadır, tanıdıktır ama dost başkadır, özeldir, azdır, özdür. Onun için dostluk teflon değil, saç kavurmadır yapışır kalır. Aşkta da özel olanı, güzel olanı, öz olanı, doğal olanı, gerçek olanı bulun ve bırakın kalbinize yapışıp kalsın.

İnsan olduğu gibi görünmedikçe, bunu itiraf edemedikçe yani içinde bulunduğu “an”la , o “an” da ki hissedişiyle barışmadığı sürece bu acıları çekecek. Örneğin paran yoksa yok de, paran varmış gibi yapma, sevmiyorsan sevmiyorum de, seviyor gibi yapma, değer vermiyorsan verme, değer veriyormuş gibi yapma, doğru söylemiyorsan, bırak yalan da söyleme... böyle yapın ya, kimse gerçekten hissettiği şeyi yaptığında eksilmez. Asıl insan, hissetmediği gibi yaşadığında o artık kendinden eksilmeye başlar. Dürüst olmak lazım... ama dürüstlük cesaret ister, zordur. Bazen daha fazla acı çektirir, bazen daha fazla üzer, bazen daha fazla zorlar.

Oysa ki eksik insan olmak her zaman daha kolaydır, basit yoludur hayatın... Yormaz sizi, fazla acıtmaz, zorlamaz. Sanırsınız ki, karşınızdakine veriyorsunuz tüm bu çerinizi çöpünüzü... oysa ki su akar ve hiç bir zaman çer çöp kalmaz.

 Çersiz, çöpsüz, sevgiyle kalın...

 
Toplam blog
: 36
: 1049
Kayıt tarihi
: 03.09.10
 
 

Merhaba, Kadıköy doğumluyum. Beş yaşında başladığım ilkokul serüvenim ana kucağından ayrılan ..