"Kadıköy'ün Uğuru"

Kadıköy’de bir başka oynuyor Fenerbahçe. Taraftarı arkasına alınca, daha bir rahat ve güven içinde oynuyor futbolcular.

Özellikle bu sezon çok üzerinde durduğum bir konu var; “Kazanma Ruhu”. Bu tabir Fenerbahçe için çok geçerli oldu bu sene. Motive olup; kazanma isteğini sahaya yansıttığı maçlarda, bir başka oynuyorlar. Bugünde öyle oldu. Bu maç, bize gösterdi ki İnanmak, başarmanın yarısından da öte, %80’dir futbolda.

Müthiş tempolu geçen bir karşılaşma izledik. Fırtına gibi başladı karşılaşma. Daha 5. dakika da, Skorun 1-1 oluşu bize ne kadar güzel bir karşılaşma izleyeceğimizin habercisi konumundaydı. Maç boyu hiç düşmeyen bir tempoda oynandı karşılaşma.

Fenerbahçe maça, her zamanın ki düzeninde başladı. Semih oynadığı zamanlar Alex 2.forvet konuma geçiyor. Bu bölgede de zaten daha başarılı oluyor. Fenerbahçe Bugün, takım halinde koştu, rakibi Sivas’a nefes aldırmadı. Kaleci Dışında sahada yer alan 10 futbolcu, birbirine oldukça yakın oynadı. Herkes birbirinin açığını kapatma uğraşındaydı. Sahayı çok iyi daralttılar. Dar alanda oyunu oynayarak pas yapamayan Sivasspor’a karşı, çok pas yaparak, üstülüğü ele geçirdi Fenerbahçe. Yardımlaşma, toplu topsuz hat safhadaydı. Böyle olunca ortaya şiir gibi bir futbol çıktı.

Bu maçta, daha önce hiç görmediğimiz Uğur BORAL’ı izledik. Sezon boyunca kaleden uzak bal yapmayan arı konumunda ki Uğur, bu maçta yapması gerekeni yaptı; ve ceza sahası içine girerek gol pozisyonlarına girip, goller buldu. Bir savunma oyuncusu olan Gökhan Gönül; ilk 2 goldeki asistiyle, bu takım için ne kadar önemli biri olduğunu gösterdi.

Bir maçta oyun kontrol altına almak istiyorsanız, rakibinize orta sahada üstünlük kurmalısınız. Emre ve Deniz geçen haftaki kötü oyunlarının aksine, bu maçta bir hayli iyi bir oyun sergilediler. Emre ve Deniz’in etkili presi sayesinde, Sivasspor 3 top yapamaz konumuna geldi ve oyun kontrolü, tamamen Fenerbahçe’nin eline geçti. Orta sahadaki bu üstünlük doğal olarak, Alex ve Semih’in performansını da olumlu yönde etkiledi. Semih’in geriye gelip, bir oyun kurucu gibi kanatlardan bindirme yapan arkadaşlarına paslar çıkararak, oyunu açması Sivasspor’un savunma dengesini, altüst etti. Alex, bugün gene güzel futbollarından birini oynadı. Kaleye yakın oynayınca, daha üretken olduğu kesin.

Geçene hafta ki ve bu haftaki takımı kıyaslayınca, insanın aklı almıyor. İsteyince müthiş futbol oynayabiliyorken, neden bunu deplasman maçlarında yapmadığını anlamıyorum Fenerbahçe’nin. Kadıköy’de bir başka havaya bürünüyorlar. Tamam kendi sahanda daha agresif ve istekli oynayabilirsin, ancak deplasmanlarda süt dökmüş kediye, dönmemek gerek. Bu sorunu biran önce halletmeli Fenerbahçe.

Sivasspor, kuşkusuz karşısında böyle bir Fenerbahçe beklemiyordu. Fener’in etkili presi ve pas alışverişi sayesinde şaşkına döndüler. Hiçbir varlık gösteremediler sahada. Zaten pasa dayalı bir oyun sistemleri olmayan Sivasspor; Uzun toplar atarak, Mehmet Yıldız’ı topla buluşturmak istedi, her maçta oldu gibi. Fener’in ön alandaki presi sayesinde, bu pasları atacak zamanı bulamadılar. Rahat top kullanma şansları olmadığı için, gelişi güzel toplar attılar.

Fener’in bu galibiyeti, lige yeni bir renk getirdi. Fenerbahçe yeniden şampiyonluk yarışı içine girdi. Fenerbahçe için, güzel sözlerimiz, haftaya yerini yine kötü sözlere bırakabilir. Çok istikrarsız bir gidişat var bu sene. Eğer ki orta saha zafiyetini, bu maçta olduğu gibi çok koşarak kapatırlarsa, her maç bu inançla oynarlarsa, son haftaya kadar şampiyonluk yarışının içinde görebiliriz Fenerbahçe’yi. Aksi takdirde şampiyonluk yarışında geride kalınabilir.