Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Nisan '13

 
Kategori
Felsefe
 

“Kendini başka herkesin yerine koyarak düşünmek”(2)

“Kendini başka herkesin yerine koyarak düşünmek”(2)
 

Sorulara siz hangi cevabı verdiniz, sadece yazarsanız bilebiliriz. Sorular şöyle idi.. Fazla uzakta değiller ama buraya taşıdım.
1-Herkesin biraraya gelip geçici ve öznel bir ortak doğru araması mı gereklidir?
2-Herkesin kendi doğrusunun peşinden gitmesini mi vazedersiniz?
3-Herkesi kendi doğrunuza mı davet edersiniz?

Benim cevabım birlikte geçici ve öznel bir ortak doğru aramak. Gündemde hızla kabul gören barış süreci ve bu süreçte yeni anayasa arayışında  “geçici ve öznel bir ortak doğru aranması”   şart..

Anayasalar sürekli eskir… Hele ki bizim gibi ilk kez sivillerinde olduğu bir anayasa yapılıyor ise.. Sık sık anayasa eskitmek şart; hatta araya komik anayasalar koysak iyi olur. Bizim ülkemizde anayasalar askerlerin kurduğu ekiplerce yapıldı ya acısını çıkarmak lazım..

Anayasa yapım sürecinde homurdayan "otoriterler"in tavrı ile gidelemeyeceği açık, utanmasalar eskisi kalsın deyorlar.. Malum Chp/Mhp kardeşliği bu..   Liberallerin de ne haliniz varsa görün tavrı benzeri tavır aslında.. Bu liberallik hali  bu süreçte var olmamak hafifliği.

Barış süreci bir demokratikleşme başlangıcı içeriyor..
Bu topraklarda 80 yıldır ilkkez sofradayız…  Kendi adıma Ak Parti ve Bdp çevrelerinde bu süreçte verilen emeğe teşekkür ediyorum; insan kendini biraz daha güvende hissedebiliyor artık.. Akil adam seçimleri güzel..
 
Kant’a dönelim.. Kant'ın“Tahakkümden korunmuş söylem idesi” ne;
Ahlakı devletin adalet alanı olarak kararlaştırmak (deyince  aklıma gözlerini bana bile açmayan güzel justutia’ya olan aşkım düşüverdi aklıma..) Etiği ise bireylerin iyi yaşam arayışları ile ilişkilendirmek...

Anlamak ve anlaşılabilir olmak çabasına dikkat; hayat içinde ustalaşmamız gereken süreç.
 ”İletişime girme dürtüsü, henüz yalnız olan insanı, kendi varoluşunu kendi dışındaki varlıklara, özelikle de taklit ederek çıkardığı sesleri daha sonra bir isim olarak kullanabilen canlı varlıklara” iletmeye teşvik etmiş olmalıdır.

Sen mi meledin!

Soru:
Canlı varlıklar, kendi çıkardıkları sesleri duyarak aynı doğrultuda oradan oraya savrulan uysal, beyaz bol yünlü koyunlar gibi mi hala!
Yoksa kendini olabildiğince duyurma isteğimi, bu hal..

Yani bu memlekette halen iletişimde kalma çabası ilkkez önde gidiyor.. Destek vermek  lazım oradan oraya savrulan uysal, beyaz bol yünlü koyunlar halinden öte... "Kendini başka herkesin yerine koyarak düşün"

Not:“Türkiye’nin bir sol partiye ihtiyacı var” cümlesi epeyce mizahi. Çünkü Parlamento’da zaten iki sol parti var ve nitelikli çoğunluğu oluşturmaktalar. Söz konusu ihtiyacı seslendirenler ise aslında yelpazenin sağında yer alıyor ve var olan sistemi savunuyorlar. Bu karışıklığın basit bir nedeni var: Doğrusal, pozitivist tarih anlayışı… Buna göre toplumlar hep daha ileriye gidiyorlar ve bu ‘ilerlemenin’ ana kıstası laiklik. İleriye gidişi destekleyen değişimler de solculuk oluyor. Böylece insanlar sırf laik oldukları için kendi tahayyüllerinin daha ileri olduğunu düşünebiliyor ve kendilerine solcu diyorlar. Oysa önemli olan siyasi işlevinizin ne olduğu"…

Etyen Mahçupyan böyle yazdı çok iyi yazdı.. Bayağı uğraşmıştık solculuğumuzla ulusalcılarla kapışırken, spartalılar esprisi ve sardalya teorisi ile farkımızı ortaya koymuştuk.. Artık ulusalcı demek dahi hafif kalır nazi tanımı daha yerinde gelmeye başladı bana.. Yazının tamamı:

https://www.facebook.com/notes/salih-erdağı/yeni-sol-akp-ve-bdp/10151335175270906



 

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..