"Komşuda bir şey pişmedi ama Çipras düştü!

Yunanistan'ın genç sosyalisti iktidara gelince, bizim "yaşlı sosyalistleri " bir heyecan sarmıştı... O heyecanla, "komşuda pişer bize düşer" diye yazılar yazdılar...

Biz de komşunun tenceresi boş, bir şey piştiği yok ki size de düşsün, dedik ama yemek tencereleri dolu olsa bile, "iktidar açlığı" çeken solcu takımı Çipras fırtınasına kapıldı gitti.

Ama tahmin ettiğimiz gibi, fırtına uzun sürmedi... A(ğa)B(ey)lerine olan borçlarını inkar edip milletini rahatlatacağını vaad eden Çipras, Merkel halasının baskısına boyun eğmek zorunda kaldı.

Elin "gavuru", Yunan bile olsan bedava para vermez, dedik ama Çipras'a dinletemedik... Sonunda Çipras AğaBey'lerinin kemer sıkma politikalarına uymak zorunda kaldı.

Ama, bu durumda da o isyancı, o cevalan, o devrimci karizmasını boydan boya çizdirmiş oldu... Çipras istifa etmek zorunda kaldı... Yunanistan da erken seçime gidiyor.

Sorun Çipras değil elbette... İşin bizi ilgilendiren yönü, bizim her şeye tok ama "iktidara aç" sol-sosyalist takımın bir kere daha açık düşmesi oldu...

Komşuda bir şey pişmedi ama biri düştü; o halde komşuda pişen bize de düşer yerine, komşuda düşen bizde pişer gibi bir şey söylemek lazım.

Yani demem o ki, bizim ihtiyar delikanlı ham solcular şu Çipras'tan ders alır da biraz pişer... Gerçek şu ki, bizdeki solcular devamlı devlet kollamasında olduğu için hiç bir zaman "akrebın kıskacında yoğrulmak" durumunda kalmadılar.

Onlar, tam anlamıyla "tatlısu solcusu" olarak yaşadılar... Nişantaşlarında oturup "emek" tüccarlığı yaptılar... Kapital sahibi olup kapitalizm karşıtlığı yaptılar... Emperyalistlerle halay çekip emperyalizm düşmanı kesildiler... Halka tepeden bakan "halkçı"lar oldular... Vesaire..

Kısacası bizim solcular sürekli "bekar" takıldıkları için kolayca "avrat " boşadılar... Şöyle evlenip de boyunduruklarını bir kadına vermediler; çoluk çocuk sıkıntısına düşmediler, geçim derdi çekmediler.

Türkiyede sağ iktidarların yaptıklarını beğenmeme, ona burun kıvırma, buna kulp takma işinden başka bir şey yapmadılar... Hala da öyleler...

Şimdi yazının başlığına tekrar dönersek, "komşuda pişsin bize de düşsün" diye "iktidar aşı" bekleyen Türkiye solcuları, Çiprasın düştüğü durumdan sonra, bu "çiğliklerini" terkedip biraz pişerler mi diye umuyorum...

Tabii, yine umduğumuzla kalacağız... Çünkü, Türkiye solculuğu hala hariçten gazel okumanın keyfini yaşıyor...