Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mart '13

 
Kategori
Sosyoloji
 

"Nevruz" hangi kültüre aittir?

"Nevruz" hangi kültüre aittir?
 

"Nevruz" adının kökenine baktığımızda Farsça bir kelime olduğunu görüyoruz. Geçmişi de, İran tarihinin derinliklerinde efsanevi kral Cemşid dönemine kadar inmektedir. Ateşe tapanların (Mecusi-Zerdüşt) ülkesine hükümdar olan Cemşid'in ilk işi kendisini Tanrı ilan etmek olur ve uydurduğu yeni dinin kurallarını da kendisi belirler. Güneş takvimini kullanan İranlılar 21 Mart (Ferverdi) gününü de yılbaşı günü olarak kullanıp bayram ilan ederler. Eski çağların Mecusi İran'ın da nevruz kutlamaları bir haftadan uzun sürer ilk kutlamalara “Nevruzu Amme”, son gün kutlamalarına ise “Nevruzu Hassa” denirdi.

Nevruz kutlamalarının en önemli ayini olan ateş yakıp üstünden atlamak, Tanrı Ahura Mazda tarafından kutsanıp günahların bağışlanacağına inanılan dini ritüeldi. Ateş üstünden atlamanın diğer tanrı olan Hürmüz ve peygamberleri Zerdüşt'ünde en çok sevdiği tören olarak kabul edilirdi. Ateş üstünden atlayan Mecusilerin Tanrı Ahura tarafından korunarak "Ateş Irmağı" nı geçeceği ve temizlenmiş bir vaziyette Ahura'nın ülkesine gideceği, ateşten atlamayanların ise ateş ırmağında kalacakları inancı hakimdi. Putperest İran geleneğinde çok önemli yere sahip olan ateş yakma geleneği Ateş Tapınaklarının kurulmasına neden olmuş, bu tapınaklarda ateş hiç söndürülmemiştir. Ateş tapınağı rahiplerine “Ateşgede” denilmiş, durmadan yakılan ateş ise Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'in doğduğu gün kendiliğinden sönmüştür.

İran, 633 tarihinden itibaren Müslümanlar tarafından fethedildikten sonra Mecusi-Zerdüşt adetleri unutulmaya başlanmıştır. Ancak, Fars kültürünün zengin ve baskın olmasından dolayı Nevruz kutlama adetleri komşu ülke halklarını etkilemiş, bu kutlamalar şekil değiştirerek günümüze kadar gelmiştir.

Nevruz kutlamalarına Türklerin açısından baktığımızda; İslami dönem öncesi Orta Asya Türk boylarında Nevruz kutlandığına dair bil belge mevcut değil, sadece İran'a yakın olan Hazar ve Seyhun-Ceyhun yakınlarındaki Türkler de kutlandığını biliyoruz. Söz konusu bölgede yaşayan Türk boylarının uzun süre İran’a komşu olmaları ve Farisi kültürünün tesiri kutlamalara sebep olmuştur. 15 Yüzyılın son çeyreğinde İran'da Türkler tarafından kurulan Safevi-Türkmen Devletinin siyasi Şiiliği benimsemesi ve Şamanizm’e ait adetler, İslami motifler ile İran kültürünü harmanlaması sonucu Nevruz kutlamaları Azerbaycan ve İran'a komşu Türkler arasında "Bahar Bayramı" olarak algılanmaya başlanmıştır. Son dönemlerde ihtiyaçtan doğan zorlama neticesi Türklerin Ergenekon'dan Çıkış Günü olarak kabul ettirilmeye çalışılması ise son derece komik. Ergenekon Destanının geçtiği Altay veya Tanrı Dağları'nın sarp yokuşlarında 21 Mart gününün karlarla kaplı olması gerekir. Ayrıca, Türk Hakanlıkları sürekli mücadele ettiği İran’ın âdetini kutlayacak kadar henüz taklitçi olmamıştır. 1990'lı yılların başına kadar Iğdır ilinde Türkmenler tarafından yapılan Nevruz kutlamalarını aynı yerdeki Kürtler alay ederek seyrederlerdi. Sebebi ise Nevruz’un Osmanlı tarafından pek kabul görmemesinden dolayı gelenekselleşmemesi ve Anadolu'daki Sünnilerin de uzak durmaları.

İşin İslami yönüne bakacak olursak: Nevruz kutlamalarının İslam dinin de ve kültüründe yeri yoktur. Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) Medine'ye hicret ettiğinde Medinelilerin kutladığı "Nevruz" ve "Mihrican" adetlerini kaldırmıştı. Çünkü Müslümanların sadece iki bayramı vardır.

Kürtler açısından: Kürt tarihinde yer aldığı söylenen Kava ve Dehhak mücadelesi ile bağlantısı yapılan Nevruz'un aşırma olduğu açıktır. Günümüz Kürtçülerinin ağzından düşürmediği Kava Efsanesi, Zalim Dehhak ve Nevruz gününü ilk defa tarihlere kaydeden şahıs M.S. 940' da İran'ın Tus şehrinin Taberan köyünde doğan meşhur tarihçi-şair Firdevsi’dir. Firdevsi, Kava'yı İranlı bir genç, Dehhak'ı Zalim Babil (Bağdat) kralı, Nevruz'u ise İranlıların milli günü olarak ifade eder, bakmak isteyenler Firdevsi'nin meşhur Şahname adlı eserinin tam metnini bulup okusunlar. Yeni bir millet yaratma peşinde olan batılı Oryantalistler de bu Ateşperest-Mecusi İran geleneğini Kürt tarihi ve kültürü ile ilişkilendirmişlerdir. Sebebi basit, Türkiye Türklerinin kutlamadığı bu günü Kürtler kutlayacak ve aralarında farklılaşma başlayacak, böylelikle Kürtlerde eksik olan mitoloji kısmı da tamamlanacaktır.

 
Toplam blog
: 65
: 3764
Kayıt tarihi
: 12.02.13
 
 

Ercişliyim. 2012 yılı içerisinde "Van Gölü Havzası ve Erciş Tarihi" 2015 yılında "Doğu ve Güneydo..