- Kategori
- İnançlar
"Nurculuk denen sayıklama" üzerine bir değerlendirme

Nurculuk Denilen Sayıklama, 1964 yılında yazılmıştır. O günün koşulları içinde baktığımızda ve nurculuğun henüz şimdiki kadar palazlanmadığını ve küçük bir hareket olduğunu düşündüğümüzde; Nihal Atsız’ın bu konudaki öngörüsünü ayakta alkışlamamak mümkün değildir.
Bugün Fethullah Gülen ile Gülencilik adı altında da süren bu hareket, 1964 yılında Nihal Atsız’ın dikkatini çekmiş olmalı ki, merhum bu konuda bu kadar uzun bir yazı yazabilmiş.
Atsız, Nur Risaleleri’ni güçlükle okuyabildiğini belirtmiş. Bu gerçekten doğru bir tespittir. Kuran bile, neredeyse Öz Türkçe düzeyine gelmişken; bu nurcular nedense Said-i Kürdi denilen adamın saçmalıklarını anlaşılır duruma getirmek istemezler.
Bunun en önemli nedeni, Said-i Kürdi’nin aslında gelişimden ve uygarlıktan ne kadar uzak bir kişi olduğunu herkesin anlayacak olması ve onun yolundan giden; Fethullah Gülen Hoca Efendi Hazretleri Haşmetli Hükümdarımız’ın da saçmalıklarla uğraşan bir adam olduğunun görüleceği gerçeğidir. Bugün, bilim ve aydınlık yolunda yürüdüğünü söyleyen Fethullah, aslında Macera Dolu Amerika’nın asfaltlı sokaklarında yürümektedir ve kendisine radyodan meleklerin konuştuğuna inanan bir zavallıyı örnek almaktadır.
Meşhur yalvaçımız Said-i Kürdi, acaba günümüz acununa gönderilip; televizyonu hatta robotları görse ne derdi?
Herhalde, onlara da meleklerin girdiğini düşünür, meleklerin İbrahim Tatlıses’e olan benzerliği üzerine bir risale daha yazardı.
Nihal Atsız’ın 1964'te yazdığı bu yazıyı yinelerek, 2008'de ben yeniden soruyorum. Said-i Kürdi’yi günümüz Türkçe’sine çevirerek okumaya yüreğiniz yeter mi? Bakın biz, Atatürk’ün Söylev adlı eserini neredeyse öz Türkçe yaptık ve hiç bir yerini oynamadık. Bir yerlerine parantez açarak durumu kurtarma çabası içine girmedik.
Nurculara sesleniyorum, varsa cesaretiniz yalvaçınızın “eserlerini” bir de böyle okuyun.