Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '15

 
Kategori
Estetik / Güzellik
 

Saç dökülmesi cinsiyete bakmıyor

 Saç dökülmesi cinsiyete bakmıyor
 

Saçlarınızın sağlığını korumak için doğru beslenmek ve sağlıklı yıkama, şekil verme alışkanlıkları edinmek; saçları dış etkilere karşı korumak son derece önemli.Genellikle erkek sorunu sanılan oysa hekime başvuran hastaların %40'ını da kadınların oluşturduğu saç dökülmesi ve saç ekimi hakkında İstanbul Hair İnstitute'den, Dr. Handan Yavuz Köksal ile yaptığım röportajda detaylı bilgiler aldım.

Kadınlarda saç dökülmesinin sebepleri nelerdir?

Öncelikle belirtmek isterim ki saç dökülmesi sanılanın aksine sadece erkeklerin problemi değildir. Saç dökülmesi şikâyeti ile doktora başvuran hastaların %40’ını kadınlar oluşturuyor. Kadınlarda saç dökülmesi şikâyetine sebep olabilecek 30’dan fazla tıbbi sorun olabilir.

Biz uzman olarak kadınlarda saç dökülmesinin sebeplerinin araştırılmasında başlangıç noktası olarak tiroid hormonlarının ve diğer hormonal dengesizliklerin araştırılmasını öneriyorum. Çünkü kadınlardaki saç dökülmesi hormonlar ile ilişkili olabilmektedir.

Kadınlarda saç dökülmesi şikâyeti ile ilgili olabilecek tiroid hormonu aslında bütün metabolizmamızı etkileyebilecek bir hormondur. Tiroid hormon seviyesindeki azalma ya da artış saç yapısının değişmesine ya da dökülmesine neden olabilmektedir. Ancak tiroid bezi hastalıklarında saç ile ilgili şikâyetler çoğunlukla tek başına değildir. Kilo alımı ya da kilo kaybı, soğuk ya da sıcağa aşırı hassasiyet, kalp hızındaki değişiklikler saç ile ilgili şikâyetlere sıklıkla eşlik eder.

Polikistik over sendromu (PKOS) olan kadınlarda da hormonal dengesizlikler vardır. PKOS olan kadınlarda vücudun ihtiyacından daha fazla androjen hormonu yapımı olur. Bu nedenle de genellikle yüzde ve vücudun diğer yerlerinde normalden fazla kıllanma problemi yaşanırken, saç tellerinde incelme ve dökülme problemi bazen hastayı doktora getiren tek sebep olabilmektedir.

En çok bilenen hormonal değişikliklerin yaşandığı dönem ise hamileliktir bu nedenle de kadınlarda sıkça hamilelik döneminde veya hemen sonrasında saç  dökülmesi sorunu rastlanabilir. Bildiğiniz gibi kadınlarda hamilelik döneminde hormonal denge tamamen değişir ve dinamik bir süreç yaşanır. Bu nedenle de hamilelik döneminde ve hemen akabinde saç dökülmesine sıklıkla rastlıyoruz. Ancak endişe edilmemelidir, hamilelik ile ilgili saç dökülme problemleri sıklıkla geçicidir.

Öte yandan yaşanan travmatik olaylar, stres, kullanılan bazı ilaçlar ve yapılan hatalı diyetler veya demir eksikliği anemisi gibi kansızlık problemi de saç kayıplarının kadınlardaki en sık sebepleri arasındadır.

İşte tüm bu nedenler gözden geçirilerek arka planda yatan bir tıbbi soruna işaret edebileceği düşünülerek kadınlardaki saç dökülmesinin sebebi çok iyi araştırılmalıdır. Saç büyümesi durduysa ya da günde 125 saç telinden fazlası dökülüyorsa gerçek saç kaybı yaşanıyor demektir.

Altta yatan bir tıbbi rahatsızlık yok ise o zaman diyoruz ki kadınlarda gözlenen saç kaybının nedeni genetiktir. Peki, kadınlarda genetik nedenli saç kaybı sık mıdır? Evet, aynen erkeklerde de olduğu gibi kadınlarda da en sık sebep genetik nedenli saç dökülmesidir.

Tıpkı erkeklerde gözlendiği gibi kadınlardaki DHT hormonu (dihidrotestosteron) genetik nedenlerden dolayı saç köklerinin zayıflamasına ve nihayetinde saçların dökülmesine neden olur.

Kadınlardaki saç dökülmesi, nedenlerine bağlı olarak farklı yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.

Dökülmenin engellenmesi hangi durumlarda söz konusudur ve ne yapılması gerekir?

Kadınlarda saç dökülmesi, nedenlerine bağlı olarak farklı yöntemlerle tedavi edilebilmektedir.

Öncelikle saç dökülmesinin kalıcı mı geçici mi olduğu tespit edilmelidir. Kullanılan bazı ilaçlar, geçirilen hastalıklar, hormon seviyesindeki düzensizlikler, stres, hatalı beslenme geçici saç kayıplarına neden olabilmektedir. Bu gibi durumlarda öncelikle saç dökülmesine neden olan etken ortadan kaldırılmalıdır. Altta yatan bir tıbbi rahatsızlık var ise tedavi edilmelidir.

Zayıflayan saç tellerini güçlendirmek için ya da dökülmenin engellenmesine yardımcı olmak için saç köklerinin güçlenmesini sağlayan tedaviler ve destek ürünlerde kullanılabilir.

Güçlü ve sağlıklı saçlara kavuşmak için destek tedaviler içinde en sık kullandığımız yöntem hastanın kendi kanından elde ettiğimiz büyüme hormonundan zengin PRP uygulamasıdır.

Saç destek tedavisi olarak PRP; kişinin kendi kanından elde ettiğimiz büyüme hormonundan zengin plazmayı saç köklerine uyguladığımız yöntemdir. Bu yöntem ile son derece başarılı sonuçlar elde edebiliyoruz. Ayda bir kez olmak üzere toplam 3 kür halinde saç köklerine uyguladığımız PRP ile saç köklerini desteklemek ve dökülmeyi engellemek mümkün olabiliyor.

Ancak bazı durumlarda etkeni ortadan kaldırmak mümkün olamamaktadır; genetik nedenler gibi. Bu gibi durumlarda uygulanabilecek tek tedavi saç ekimi olmaktadır.

Saçların dışarıdan şampuan ve diğer harici uygulamalardan ziyade vücuda alınan besinlerle beslendiği yönünde görüşler var. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?

Saçlarımız, dış görünüşümüzün en önem verdiğimiz yapılarından biridir. Aynı zamanda da sağlığımız hakkında çok önemli bilgiler vermektedir. Genel vücut sağlığımızla ilgili yaşadığımız pek çok sorun saç sağlığımızı da etkilemektedir.

Dolayısıyla sağlıklı beslenmek saç sağlığımızla doğrudan ilişkilidir. Dengeli bir şekilde proteinden zengin yiyecekler, B vitamini, demir ve omega-3 içeren besinler tüketmek saçlarınızın güçlü ve sağlıklı olmasını sağlayacaktır.

Şampuan, losyon, serum gibi harici uygulamalar için ise özellikle vurgulamak istediğim nokta; saçınız için seçeceğiniz tüm bu ürünlerin içeriklerine dikkat edilmesi gerektiğidir. Kimyasal madde içerenler yerine doğal olanların tercih edilmesi oldukça önemlidir.

Hangi aşamada kadın veya erkek saç ekimi yaptırmayı düşünmeli?    

Saç ektirme kararını her iki cins için ayrı ayrı değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.

Hem erkeklerde hem de kadınlarda saç dökülmesinin en sık sebebi genetik. Bununla birlikte erkeklerde genetik zeminde saç kaybı 20 yaşlardan itibaren karşımıza çıkarken kadınlarda saç dökülmesi sorunu daha çok 35 yaş sonrası bir problem olarak bize yansıyor.

Biz kliniğimizde erkek hastalarımızda 20 yaş üstü sınırı ile saç ekimi yapıyoruz. Ve eğer donör bölge elverişli ise erkeklerde başarılı bir saç ekimi ile güçlü ve doğal görünümlü saçlara 20’li yaşlardan itibaren kavuşabilmek mümkün. Böylece kellik sorunun beraberinde getirdiği psikolojik sorunları genç erkekler hiç yaşamamış olabiliyor.

Kadınlarda ise yukarıda da belirttiğim gibi saç dökülmesi farklı nedenleri olabiliyor. Bu nedenle kadılarda saç ekimi kararından önce mutlaka saç dökülmesinin nedeni belirlenmeli ve tıbbi bir sorun varsa öncelikle bu durum ortadan kaldırılmalıdır. Saç dökülmesinin sebebinin genetik olduğu kararı netleştikten sonra kadın hastamız ile durumu daha uzun ve detaylı olarak değerlendiriyoruz. Çünkü kadınlardaki genetik nedenli saç dökülmelerinde bir sorunda saçın genel olarak yapısının incelmiş olmasıdır. Yani donör bölgesindeki saçlarında zayıflamış olması sebebi ile saç ekiminden sonraki beklentiyi birlikte değerlendirmeli ve birlikte objektif karar vermek gerekmektedir.

Tüm bunlardan sonra saç ekimine karar vermeden önce kadın erkek tüm kişilere tavsiyem mutlaka detaylı bilgi almak, sebep ve sonucu değerlendirmek için doktorları ile yüz yüze görüşmeleridir.

Saç ekim işlemi nasıl bir süreç? Biraz söz eder misiniz?

Saç ekimi, en basit tarifi ile arka ense bölgesindeki sağlıklı saç köklerinin ön ve üst bölgedeki boş alanlara aktarılması- nakledilmesi işlemidir.

Saç ekim operasyonları 1930’lu yıllardan beri uygulanmaktadır. Tabi ki yıllar içinde pek çok gelişme göstermiştir. Şuan ise kliniğimizde en modern teknik olan FUE tekniği ile oldukça başarılı ve doğal görünen sonuçlar elde etmekteyiz.

Saç ekim adayları kliniğimize ilk geldiklerinde özel istekleri dikkatlice dinlenir ve şu adımlar takip edilir:

  • ideal greft sayısının hesaplanması
  • lokal anestezi ile donör alandan saç köklerinin toplanması
  • ekim alanın hazırlanması
  • ekimin yapılması
  • Her kişi için ideal olan greft sayısı değişkendir. Kişinin muayenesinde saç dökülme derecesi ve alanları belirlenir. İstenilen görünüme kavuşmak için hangi alanlara ekim yapılacağı kararlaştırılır ve bunun için ideal greft sayısı kişiye özel hesaplanmalıdır.
  • Operasyonun ikinci adımı donör bölgeden (dökülme alanına ekilmek üzere sağlıklı olan saç köklerinin toplanacağı bölgedir) sağlıklı saç köklerinin toplanmasıdır. Uyguladığımız yöntemde saç kökleri tek tek alınır. Bu esnada kullanılan teknik aletlerin seçimi greft kırılma oranı açısından önemlidir. Tek tek kök toplama işleminde sadece minik kesiler oluşur. Bu kesilerin iyileşme süresi ise oldukça kısadır.
  • Arka ense bölgesinden ekim yapılacak sağlıklı saç kökleri toplandıktan sonra, operasyonun ilk adımında belirlenen ekim yapılacak alanlara transfer edilir. Ekim yapılacak alanda minik kesiler ile kanallar açılır. Bu kanalların içine greftler (saç kökü)  yerleştirilir. Bu alanlarda yeni saçlar uzayacaktır. Ekim alanında yeni köklerin yerleştirileceği noktaların belirlenmesi ve köklerin doğru açı ile yerleştirilmesi oldukça önemli bir adımdır. Bu stratejik yerleştirme sonuçların doğal görünümü ile doğrudan ilişkilidir. Ekim sırasında dikkat edilmesi gereken en önemli bölge ise saç alın çizgisidir.
  • Toplama ve ekim işlemleri sırasında lokal anestezi uygulandığı için hastalarımız hiçbir acı hissetmemektedir.

Ekim yapıldıktan sonra sonuç kalıcı oluyor mu? Tekrar yapılması gerektiği durumlar var mı?

Saç ekimi sağlıklı olan saç köklerinin, saçsız olan boş alanlara transferidir ve kesinlikle işe yaramaktadır.  Donör bölgeden toplanan greftler, genetik olarak dökülmemeye kodlanmıştır. Bu greftler kel alanlara taşındığı zaman da ömür boyu uzamaya devam eder. Dolayısıyla saç ekimi sonrası sonuçlar kalıcıdır.

Ancak kısmi açıklığı olan veya sadece ön bölgeye ya da sadece tepe bölgeye saç ekimi yaptıran kişilerde ilerleyen yıllar içinde tekrar saç ekimi yapmak gerekebiliyor. Çünkü siz ön tarafa saç ekmiş oluyorsunuz tepe bölge de dökülme devam ediyor ya da tam tersi… işte bu kişilere ilk ekimden 5 ila 10 yıl sonra ikinci bir saç ekimi gerekebilmektedir.

Yani ekilen saçlar kalıcı oluyor ama kişinin kendi saç dökülme süreci devam eden bölgelerine ikinci bir ekim zamanla gerekebiliyor.

 Başarılı bir saç ekimi için işlemi yaptıranların nelere dikkat etmesi gerekiyor?

Saç ekimi düşünen kişiler öncelikle bu işlemin mutlaka bir hekim önderliğinde yapıldığından emin olması gerekmektedir. Ve unutulmamalıdır ki her operasyon gibi saç ekimi de bir ekip işidir. Hekimi ve ekibin tıbbi açıdan yeterliğini ve estetik bakış açısına sahip olup olmadığını çok iyi araştırmak gerekir.

İşte bu araştırmayı yaparken sorulacak 6 Altın soruya dikkat çekmek istiyorum.

Saç ektirmeyi düşündüğünüz merkezin:

  1. Her saç ekimi adayı için ideal greft sayısı hesaplama yöntemi var mı?
  2. Greft kırılma oranı nedir?  Çünkü en tecrübeli ellerde bile toplama sırasında bir miktar saç kökü kırılabilir, zarar görebilir. Buna greft kırılma oranı denir.
  3. Greft kırılma oranını minimumda tutmak için ne gibi yöntemler kullanıyorlar?
  4. Ekilen greftlerin tutma oranı nedir?  Ekilen saç köklerinin %90’ından fazlası tutmalıdır.?
  5. Saç alın çizgisi “ Altın oran tekniği” ile mi belirleniyor?
  6. Doğal görünümü garanti edebiliyorlar mı?

Biz İstanbul Hair Institude olarak kliniğimizde başarılı bir saç ekimi için bu altı sorunun cevabını veriyoruz ve  “6 altın kural” olmazsa olmaz diyoruz ve asla unutulmaması gereken son noktada saç ekimi bir operasyondur ve mutlaka hastane ya da izinli sağlık merkezlerinde gerçekleşmesi gerekmektedir.

Saç ekim işleminden sonra hastaların normal hayatlarında özel bir bakım yapmaları gerekiyor mu?

Saç ekim işleminden sonra, özellikle ilk 3 gün ve sonrasında da ilk 15 gün oldukça önemlidir. Bu süreçte saç ekim hastaları doktor tarafından önerilen ilaçları düzenli kullanmalı ve yıkama işlemlerini doktorunun tarif ettiği gibi özel şampuanları ile yapmalıdır.

Saçlı deri ve özellikle de ekim yapılan bölge direkt fiziksel etkilere asla maruz kalmamalı. Ağır sporlar, aşırı terleme sıcak veya soğuk havadan kaçınılmalıdır. Yeni yöntemler ile iyileşme süresi oldukça kısadır ve kişiler günlük yaşantılarına hızla adapte olmaktadır.

Saç ekim merkezi seçerken nelere dikkat edilmeli?

Saç ekimi için İstanbul şu anda dünyada  “parlayan yıldız”. Bir yandan İstanbul’un doğal güzellikleri, dünyanın en çok merak edilen metropollerinden biri olması diğer yandan kolay ulaşılabilirliği ve saç ekimi maliyetlerinin Avrupa, Amerika ile kıyaslandığında son derece ucuz olması İstanbul’u saç ekimine karar veren kişiler için son derece cazip kıldı. Hem yurt içinden hem de yurt dışından sağlık turizmi ile saç ektirmeye gelen pek çok kişi İstanbul’u tercih ediyor.

Bu yoğun talebe paralel her gün yeni merkezler açılmaya başlandı ve maalesef ki saç ekimi halk tabiri ile artık merdiven altı kaçak yapılan bir operasyon haline geldi…

Öncelikle saç ekiminin tıbbi bir operasyon olduğu unutulmamalıdır. Dolayısıyla hastane ya da izinli sağlık kuruluşlarının dışında, hekim denetimi olmayan yerlerde asla yapılmamalıdır.

Saç ekimi yapan hekimin ve ekibin mutlaka sahip olması gereken iki özelliğe dikkat çekmek istiyorum: “Tıbbi yeterlilik" ve “Estetik bakış"

Saç ekimi yaptırmayı düşünen kişilerin karşılarına pek çok merkez farklı iddialarla çıkmaktadır.

Saç ekiminde önemli olan tek şey sadece yeni saçların uzaması değildir; yeni saçlarınız normal ve doğal görünmesi hedeflenen sonuç olmalıdır.  İşte bu nedenle saç ekimi yapan hekimin ve ekibinin tıbbi yeterliliği, eğitimi, tecrübesi ve estetik bakış açısı çok önemlidir.

 Kötü bir saç ekimi ömür boyu pişmanlık duymanıza neden olur. Yani doğru merkezi ve hekimi seçmek aslında kilit noktadır.

Son olarak henüz sağlıklı ve problemsiz saçları olan kadın ve erkeklere saçlarını daha uzun süre kullanabilmeleri için özel bir öneriniz var mı?

Saçlarınızın sağlığını korumak için doğru beslenmek ve sağlıklı yıkama, şekil verme alışkanlıkları edinmek; saçları dış etkilere karşı korumak son derece önemlidir.

Yaşam tarzınızda sağlıklı değişiklikler yapmak; saçların beslenmesini sağlayacak; protein, demir, omega 3 gibi maddelerce zengin besinler tüketmek sağlıklı saçlara giden ilk adımdır.

Saçlarımızı doğru ve sağlıklı yıkamak, şekil vermek ise ikinci önemli adım diye düşünüyorum. Örneğin saçlarınızı her gün sıcak su ile yıkamak yerine iki günde bir ılık su ile yıkamak, saçları kuruturken nazik davranmak, saçlarınızı yıkadıktan sonra, elinizle çevirip sıkmak yerine nazikçe havluyla kurulamak, kurutma makinesi mümkün olduğunca az veya düşük ısıda kullanmak, fırça yerine tarak kullanmak aklıma gelen ilk öneriler…

Saçlarımız için kullandığımız tüm ürünlerin içeriklerine dikkat etmek ve kimyasal madde içerenler yerine doğal olanları tercih etmek de son derece önemli.

 
Toplam blog
: 114
: 309
Kayıt tarihi
: 22.12.14
 
 

Gazeteci  ..