- Kategori
- Güncel
“Şehit haberleri duymak istemiyoruz..!”

Öner SAMANLI; “TÜKORDER” Genel Başkanı olarak; Basın Bildirisi ile Açıkladı…!
Bu İşi Çözemeyenlere Sesleniyoruz; “Şehit Haberleri Duymak İstemiyoruz..!”
Öner SAMANLI; “TÜKORDER” Genel Başkanı olarak; Basın Bildirisi ile Açıkladı…!
“Askere alınmak istiyorum, yaşım elli, yüreğim yirmi benim…!
Omzunuzda bir sürü yıldızınızla yetkileri olan komutanlarım, evet ben, komutanım diyorsanız, lütfen yeniden askere gitmek istiyorum…! Üstelik Subay olarak değil, er olarak, nefer olarak…!
“Allah Allah” diye dağlara koşmak istiyorum…!”
“TÜKORDER”
Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği
Genel Merkezi’nden
“BASIN AÇIKLAMASI”
Açıklama Yeri……….: “TÜKORDER” Genel Merkezi
Açıklama Tarihi……..: 20.07.2010
Açıklama Yapan……: Öner SAMANLI – Genel Başkan
“ŞEHİT HABERLERİ DUYMAK İSTEMİYORUZ..!”
“CUMHURİYETİMİZE, DAİMA SAHİP ÇIKACAĞIZ..!”
Türkiye’nin 1923 öncesi yaşadıklarını, Osmanlı Devletinin yönetim yapısı ve Dünya üzerinde gövde gösterisinin ardından nasıl çökmüş olduğunu bizatihi görenler aramızda değiller.
Türkiye’nin 1923 öncesi yaşadıklarının beraberinde, bu süreçlerden, bugünkü “CUMHURİYET” düzenimize nasıl gelindiğini bizatihi görenler ve yaşayanlardan da, belki aramızda, aklı selim olarak kalanların sayıları ise, yirmiyi bulamaz.
ESKİLERİN TEVELLÜT DEDİĞİ, DOĞUM TARİHLERİNDEN BU GÜNLERE GELİNMİŞTİR.
Cumhuriyet’imizin 1923’de kuruluşundan bu yana geçen süreye bakınız, yarım aşırı çoktan aşmış, asra doğru giden bir tarihsel izlencenin içerisindeyiz.
88. yıla gelinmiş…
Büyük Önder; Mustafa Kemal ATATÜRK ve onun plan ve programında dava adamlılıklarında bulunmuş tüm silah arkadaşlarıyla, Osmanlı içerisindeki, mutlakıyete karşı duran “Cumhuriyet Sevdalısı” olanlar, hiçbir kalleşliğe ve ihanete mahal vermeksizin “Cumhuriyet” ülküsünde yer almışlardır.
Mustafa Kemal ATATÜRK’e destek veren, onun varılacak hedef gösterdiği rotaya doğru gidişte azim ve karalılıkla hiçbir kalleşliğe ve ihanete mahal vermeksizin, yanında yer alarak, canları pahasına emperyalist işgalci düşmanla mücadele eden, Türk Mehmetçiği ile birlikte savaşarak destek veren Türk Milletidir.…
Onlar; “Türkiye Cumhuriyeti”nin kurulacağına, emperyalist işgalci düşmanın ülke topraklarından denize döküleceklerine, kaçacaklarına ve bu zaferin ilan edileceğine yüreklerinden inançlı, “Allah Allah” sesleri, Sakarya’da, Dumlupınar’da, Çanakkale’de, İnönü’de, Gaziantep’te, Kahramanmaraş’ta, yani yurt sathında” bir karış Türk toprağının uğrunda, cansiperane savaş vermiş olanlardır.
Yani onlar; “Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Arnavut, Tatar, Arap, Zaza, Muhacir, Acem, Türkmen…, vb.” ne adla adlandırılırsa adlandırılsınlar, etnik kimliklerini, Türkiye Cumhuriyeti’ne adamış bu toprakların yurtseverleri olarak yer alırken, tümü de “Türk Milleti” “Türk Askeri” olarak adlandırılmışlardır.
İşte bu bugün yaşayanlardan bir kısmının soluklandığı dönemin tarihsel havasını, bizlerde “Yaşadıklarımızdan Öğrendiklerimiz” gibi Cumhuriyet Tarihine, Osmanlı Tarihine ilişkin, gerek okullarımızda ve gerekse de, araştırma ve incelemelerimizle detayları ile öğrenebilme şansını yakalamış bulunmaktayız.
İnsanlar, cahiliye döneminden, kendilerini geliştirmek, araştırma ve inceleme yaparak, okuyarak, ilim ve bilimin ışığıyla aydınlanma sürecine gelmişlerdir.
Öyle olmasına karşın bugün içerisinde tüm özgürlüklerimizi çağdaş hukuk kuralları içerisinde yaşadığımız Türkiye’mizde neden, Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Arnavut, Tatar, Arap, Zaza, Muhacir, Acem, Türkmen…, vb. ne adla adlandırılırsa adlandırılsınlar, etnik kimliklerini Türkiye Cumhuriyeti’ne adamış, bu toprakların yurtsever atalarının çocukları olanlar, bir kavganın içerisine girmektedirler..?
Neden; atalarının inandığı, “NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE” söylemine ihanete ve karşı duruşa geçmeye çabalamaktadırlar..?
Bu gençlik için; Mustafa Kemal Atatürk, gibi bir dünya dehası liderin önderliğinde, onun ilke ve devrimlerinin inanmışlığında, milyonlarca Türk evladı, “Kürt, Laz, Çerkez, Abaza, Arnavut, Tatar, Arap, Zaza, Muhacir, Acem, Türkmen…, vb. ne adla adlandırılırsa adlandırılsınlar” düşmanı bu topraklardan kovmak, özgürlüklerimizi sağlamak üzere neden savaşmışlar, can vermişlerdir..?
Türk Milletinin, ÖZGÜRLÜĞÜ için…!
Türk Milletinin, ÇAĞDAŞ ve MODERN bir ülke olması için…!
Türk Milletinin, Ulus kimliği altında, HAK ETTİĞİ YAŞAMI yaşayabilmesi için…!
Türk Devletinin, Dünyanın en gelişmiş teknolojilerine, modernitesine, çağdaşlığına, ekonomik ve potansiyel gücüne sahip olması için…!
TÜRK DEVLETİNİN, DÜNYA ÜZERİNDEKİ BARIŞ VE KARDEŞLİĞİN LİDERİ, ÖRNEĞİ OLMASI İÇİN…!
1938 yılında aramızdan şeklen ayrılan, Mustafa Kemal ATATÜRK sonrasında, Cumhuriyet İlke ve Devrimlerinin yaşatılması, korunmasına ilişkin kararlılığımız neden hastalanmıştır..?
Neden yaralanmıştır…?
NEDEN AÇMAZLARA DOĞRU GİDİLMEYE ÇALIŞILMAKTADIR..?
Cevabı çok basittir…!
1923 Rejimini yıkmak maksadıyla; 1938 yılından sonra, o rejimin kurucusunun “Türkiye Cumhuriyeti”ni emanet ettiği “TÜRK GENÇLİĞİ”nin içerisine sokulan nifak tohumlarının ekilmesidir….!
1923 Rejimini yıkmak maksadıyla; 1938 yılından sonra, o rejimin kurucusunun “Türkiye Cumhuriyeti”ni emanet ettiği “TÜRK GENÇLİĞİ”nin içerine sokulan nifak tohumlarının yeşertilmesidir….!
1923 Rejimini yıkmak maksadıyla; 1938 yılından sonra, o rejimin kurucusunun “Türkiye Cumhuriyeti”ni emanet ettiği “TÜRK GENÇLİĞİ”nin içerine sokulan nifak tohumlarının filizlenerek dal dal, büyümesidir….!
1923 Rejimini yıkmak maksadıyla; 1938 yılından sonra, o rejimin kurucusunun “Türkiye Cumhuriyeti”ni emanet ettiği “TÜRK GENÇLİĞİ”nin içerine sokulan nifak tohumlarının filizlenerek dal dal, büyümelerinin sonrasında, koca koca ağaçlar olmasıdır….!
1923 Rejimini yıkmak maksadıyla; 1938 yılından sonra, o rejimin kurucusunun “Türkiye Cumhuriyeti”ni emanet ettiği “TÜRK GENÇLİĞİ”nin içerine sokulan nifak tohumlarının filizlenerek dal dal, büyümeleri sonrasında, koca koca olan ağaçların ormana dönüşmesidir….!
1923 REJİMİNİ YIKMAK MAKSADIYLA; 1938 yılından sonra, o rejimin kurucusunun “Türkiye Cumhuriyeti”ni emanet ettiği “TÜRK GENÇLİĞİ”nin içerine sokulan nifak tohumlarının filizlenerek dal dal, büyümelerinin sonrasında, koca koca olan ağaçların ormana dönüşmesinin tüm duyarsızlıklarla seyredilmesidir….!
1923 Rejimini; 1938 yılından sonra, o rejimin kurucusunun “Türkiye Cumhuriyeti”ni emanet ettiği “TÜRK GENÇLİĞİ”nin içerine sokulan nifak tohumlarının filizlenerek dal dal, büyümelerinin sonrasında, koca koca olan ağaçların ormana dönüşmesinin tüm duyarsızlıklarla seyredilmesinin de sorumluları net olarak bellidir..!
ONLAR KİMLER MİDİR…?
“TÜRKİYE’nin 1938 yılından sonraki “CUMHURİYET TARİHİ” sürecinden bugünlere kadar geçen süreçlerde bu ülkeyi yönettiklerini sanan siyasetçileridir….!
“ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ” söylemine fevkalade karşıyız…!
Bir siyasi slogan haline getirilen, yanlış söylemin kesinlikle yasaklanmasından yanayız…!
“ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ” söylemiyle geçirilen zamanı yaratanlarda, aynı siyasetçilerdir….!
“ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ” söylemiyle geçirilen zamanı yaratan o siyasetçilerin, hocaları, önderleri de, ateş topunun üzerimize geldiğini göre göre, “önümüz kış, oduna, kömüre gerek olmaz, ısınırız” anlayışında ve kafa yapısındaki satranç taşlarıdır...!
Ama, ne şah, ne kaledirler…!
Onlar riyasetçi “PİYON” lardır..!
Bu canım memleketin hergün bir yerinden, üç, beş, on şehit haberi geliyor ise ve o siyaset ötesindeki seyrediciler ormanlık alanların dağlara doğru kök atmış ve dağları sarmış olduğunu da göremeyecek kadar biçarelerdir…!
Aczi şahanelerdir…!
Ateş düştüğü yeri yakarken, ana kuzuları, baba aslanları, devletler arası savaşın olmadığı bu günlerde, o seyredilen ormanlarda kurt kapanlarına neden kaptırılmaktadır…?
Şanlı al bayrağımdan utanıyorum(z)…!
Şanlı şehitlerimden utanıyorum(z)…!
Bu ülkenin Cumhuriyet ülkesi olmak uğrunda ailesinden çok atasını, şehit verenlerin, torunu olarak, şüheda ve gazi dedelerimden utanıyorum…!
ATATÜRK’ÜMÜZDEN UTANIYORUM(Z)…!
Atamtürk’lerimizden utanıyorum(z)…!
Ey millet; Şu an bu yazının kaleme alındığı “20 temmuz 2010 tarihinde, saat
Bu yazının yazıldığı bu süreçte gözyaşlarımızla bilgisayarımızın klavyesini suluyorum(z)…!
Utanıyorum(z)…!
Utanıyorum(z)…!
Omuzunda bir sürü yıldızı olan komutanlarım; komutan iseniz, lütfen beni de (bizleri de) alın askere gitmek istiyorum(z)…!
ASKERE GİTMEK İSTİYORUM…!
Üstelik Subay olarak değil, er olarak, nefer olarak…!
“Allah Allah” diye dağlara koşmak istiyorum(z)…!
“Dağ başını duman almış, gümüş dere durmaz akar” türküsü eşliğinde sabah içtimasında olmak istiyorum(z)…!
Yeniden, askere alınmak istiyorum(z)…!
“Allah Allah” diye dağlarda coşmak istiyorum(z)…!
Öner SAMANLI
“TÜKORDER”
Tüketiciyi Koruma ve Bilinçlendirme Derneği
GENEL BAŞKANI
DÜNYADA ve TÜRKİYE’DE EN KAPSAMLI
ATATÜRK SİTESİ
KURUCUSU ve EDİTÖRÜ