Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ocak '17

 
Kategori
Deneme
 

"Seni sevmeye hüküm giydim!"

"Seni sevmeye hüküm giydim!"
 

Çelik mavisi gözleriyle gözlerimin içine baktı. Anlamlı, anlamlı ama konuşmadan. İnce ihtiraslı dudaklarından sadece iki kelime duymak istedim. Ama çıkmadı; söyleyemedi: “Seni seviyorum”.

“Babacığım babalar günün kutlu olsun”

“senin de oğul, senin de”

Oysa babasına anlatmak istediği o kadar çok hikayesi vardı ama babası onu dinlemezdi ki! Dinleseydi bile anlamazdı. Aralarında yıllar olmasının dışında korkunç anlayış farklılıkları vardı.  Birisi uzaydan diğeri dünyadan olaylara bakıyordu.

“Babacığım seni seviyorum”

*****************************

“Bazen detaylar, ince detaylar” herhangi birini mükemmel gösterebiliyordu. Oysa o yıllarda mükemmellik “KOÇ 2000” projesi olarak adlandırılırdı iş camiasında. Ki o proje de Kalder Kalite derneğinin 13 maddelik deklarasyonu olarak kabul edilirdi.

Bir kaliteciden TOPLAM KALİTE dışında ne beklenebilirdi ki? Sanırsın esnek üretim sistemlerinin yaratıcısı Japon Mucizesi mentörü Deming’in ta kendisi!

“Kalite kaliteli insanların işidir! Ve ben kaliteyi seviyorum! ”

*****************************

“Bana yalan söyledin, beni herkesten fazla sevdiğini söyledin. Ama şimdi benimle mutlu olamadığını söylüyorsun! Öyleyse yalan söyledin.”

“Hayır doğruyu söylüyordum. Evet, seni halen delicesine seviyorum. Ama... Ama seni severken kendimi bir türlü sevmeyi başaramıyorum! Nasıl anlatsam? Çünkü sana o kadar çok bağlı, seninle o kadar çok biziz ki! Sanki ben yokmuşum gibi hissediyorum yani hiç var olmamış gibi! Bu aşk bana nefes aldırmıyor. Sana o kadar çok aşığım ki beynimin üst benliğinde hep sen varsın! Artık ne yaparsam yapayım –buna gazete okumak dahil- hep seni düşünüyorum. Midem ağrısa bile bunun sebebini seninle ilintiliyorum. Artık nefes almam lazım ve bu yüzden seni terk ediyorum!”

*****************************

“Göbekli olmam seni hiç mi rahatsız etmiyor?”

“Komplekslerin var gibi konuşuyorsun. Bir insanı insan yapan güzelliği mi yoksa ruhu mu? Ben senin ruhunu seviyorum!”

*****************************

“Senin için kanımı akıtıyorum. Haydi sen de aynısı yap!”

“Ama kolunu keserken canın acımıyor mu?”

“Senin için bir şey yaparken içimi bir sıcaklık kaplıyor. Ve bulutların üzerinde uçuyor muşum gibi hissediyorum!”

“Deli”

*****************************

“Aramızda ne var?”

“Aslında hiçbir şey!”

“Sev beni!”

“Bilmem”

“Bilmem de ne demek?”

“Ne önemi var?”

“Aşık ol bana!”

“Susmak istiyorum”

“Söyle”

“Yoğum ben”

“Sen kimsin”

“Kimsem kimim”

“Biz olalım”

“Ölsek ne fark eder”

“Öp beni”

Ve öpüştüler...

*****************************

Ve ertesi gün yaşam her daim olduğu gibi yeni baştan zaman olarak dönmeye başladı. Ve bu yaşamdan payını almak üzere doğa tam bir fabrika gibi çalışıyordu. İnsancıklar yapmaya programlı oldukları işlere yöneldiler. Ve devran evrenselliği ve hiçliği içinde ve ifadesiz, bu oluşlara şahit oluyordu. Yaşam yerini ve kendini bulmuştu...

Ve evin birinde şöyle bir şarkı çalıyordu:

“Bir sürü haller içinde halim

Seni sevmeye hüküm giydim”

 
Toplam blog
: 631
: 293
Kayıt tarihi
: 10.04.11
 
 

Eric'i külden yarattım. Tamamıyla benim eserim. Söyleyeceği çok sözü, söylemek istediği az sözü. ..