"Sezen'den yansıyanlar "

Bir Sezen Aksu şarkısı olmak istesen hangisi olurdun mesela?

Seni anlatan, hayatını özetleyen ya da kalp yaranı hatırlatan o derin dizelerden aklına kazınan hangisi?

Peki ya o dokunaklı sesten duyduğumuz ve bu tam beni, belki de bizi anlatıyor dediğin hangisidir ki ?

Şimdi sen de kendi Sezen şarkını düşün ve bir yolculuğa çıkalım..

Birçoğumuzun hikayesi hoş geldin ile başlar ve  başlamalıdır da.

Öyle kısa süreliğine değil, başını güvenle koca bir ömür yaslamak istemelisin onun omzuna..

Tüm temenniler seyirlik değil , ömürlük olması için dile gelmeli mesela.

Hayatına buyur ettiğin, ayakta karşıladığın kişiyle çıktığın yolculukta yaşadıklarına asla pişman olmamalısın.

Hem yaşanılan güzelliklerin farkına vararak, sırtını yaslayabilmelisin güvenle..

Hem de bir taraftan da kendi yaranı kendin sarabilmeyi de öğrenmelisin en kısa zamanda.

Ortak olmalı melodiler ve tanıklık etmeli kendini tanıyamadığın ve bu ben miyim diye sorguladığın tüm anlara.

Şarkı tutmalısın mesela radyodan,

Şansına Sezen Aksu klasiklerinden şöyle acılı bir Firuze çıktığında da üzülememelisin asla.

Herkesin  hislendiği bu şarkıyı sen duyunca bir yerlerde, yüzünde oluşan o gülümsemeyi de yadırgamamalısın.

Alevlerin yoğun olduğu dönem olmalı; beni yak kendini yak her şeyi yak dönemi..

O zamanlar aşk için ölmeli aşk o zaman aşk gibi beylik laflar dolaşıvermeli dillerde.

Duygular yükseldiğinde şiddetle gece  üçte bir şiir yada şarkıyla uyanmalısın mesela.

Sevgini de kavganı da tutkulu yaşamalısın .

Sabahlara kadar kavga edebilmeli ama dilinin asla ayrılığa varmadığını görebilmelisin. Yapmam dediğin şeyleri nasıl yaptığını keşfetmeli , bir daha büyük konuşmaya tövbe etmelisin yine ve yeniden.

Bazen yorulmalı ama asla pes etmemelisin.

 Ama farkına da varmalısın bir şeylerin yolunda gitmediğinin .

Onun gözlerinde ki bulutları göz ardı etmemelisin.

Senin kudretinin yetmediği, dilinin varmadığı zamanlarda ona demelisin  “ben ayrılamam sen beni bırak” .

Çok sevdiğini bilerek, yaşadığın en tutkulu aşk olduğunun farkında olarak, seviyorum kahretsin diyerek.

Karışmalısın zaman zaman ve git git git demelisin tüm samimiyetinle .. Yine aynı samimiyetle de geri dön geri dön ne olur geri dön.

Hoş geldin ile başlayan hikayenin vazgeçtime doğru yola çıktığını fark etmelisin.

Yeri geldiğinde gözlerinden ve sözlerinden vazgeçtim diyebilmeli  ve sonra da ekleyebilmelisin bir ah de yeter diye.

Kolay olmayacağını, üzüleceğini ve mutlaka bir iz bırakacağını bilerek sırtlanmalısın  tüm yükü omuzlarına..

Bir devir muhteşem olunan, ilk yazdan şen, hem utangaç hem hevesli  mektepli sevgililerden kalan son sardunyalar en özel hediyen oluvermeli bir anda..

Söz bitişi gibi son bulduğunda sevişler, elinde birkaç hatıra, bir iki şarkı, dağınık bir yatak, toparlanması gereken bir hayat, son bakıştaki o gözler ve ince bir sitem kalmalı tüm çocukça tavrıyla.

Sevgi, özlem, kırgınlık, öfkeyle dört mevsimi aynı anda yaşamalısın .Çünkü ne kavgan bitmeli ne de sevdan..

Beylik laflar etme sırası sana geldiğinde, “ben senin hayatından gittim oğlum”  diyerek  vurucu hamleni yapabilmeli, hadi unut unutabilirsen ile de meydan okuyabilmelisin bir zamanlar sen ağlama kıyamam dediğin huzuruna ..

Sonra teselli etmelisin kırık,dökük kalan yaralı kalbini. Bu ilk sarsılış değil. Elbet bu da geçer daha öncekiler gibi.. Yine düşer deli divane gönlüm aşka demelisin, bir daha böyle yanmayacağını bilerek …

Yok olmamalı  içimizdeki  bazı hisler ya da  yitip gitmeli bir daha bu limana uğramamak üzere.

Ya onu yeni başlangıçlarla baş başa bırakarak gitmeli ya da kendi hayatından çalarak onda tutuklu kalmayı bilmeli.

İşte tüm mesele bu ..

Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde ya da ben sende tutuklu kaldım ..

Seçim sizin …