Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Aralık '17

 
Kategori
Dünya
 

"Soçi'deki Suriye Masasında PYD/PKK Olmayacak" Sözüne Güvenecek miyiz?

"Soçi'deki Suriye Masasında PYD/PKK Olmayacak" Sözüne Güvenecek miyiz?
 

Türkiye ve Dünya medyasında Suriye konusundan bahsedildiği anda gösterile gösterile artık herkese ezberletilen harita neyi gösteriyor?

Sarı ve pembe renklerle renklendirilmiş ve 2’ye bölünmüş Suriye’yi…

Yarısı, yani sarı renkte olanı, ABD desteğini arkasına almış, ABD tarafından silahlandırılıp organize edilmiş PKK/PYD kontrolündeki Kürt bölgesi…

Diğer yarısı da Rusya’nın askeri ve ekonomik koruma şemsiyesi altında mevcudiyetini devam ettiren Esat liderliğindeki Şam Yönetimi bölgesi…

Ülke karıştırıldı, iç savaş çıkarttırıldı, insanlar birbirine kırdırtıldı, milyonlarca kişi yerinden yurdundan edildi, kentler yıkıldı, taş taş üstünde kalmadı…

Ülke 2 büyük emperyalist güç arasında pay edildi.

Vekaleten yürütenlerin savaşacak takatleri kalmadı, vekillere, öyleyse buyur anlaşma masasına dediler.

Bu süreçteyiz.

7 yıllık savaşın sonunda burnumuza dayatılan haritada neyi görüyoruz?

İkiye bölünmüş Suriye’yi!

Bu durumda masada müzakerelerin konusunu ne oluşturacak?

Bu ikili yapının adı oluşturacak.

İki taraf kimlerden oluşuyor?

Cevap açık.

Müvekkilleri, yani savaş yürütmek üzere Şam Yönetimini ve PYD/PKK’yı vekil tayin eden ABD ve Rusya’yı vekaleten temsil edecek olan Şam Yönetimi ve PYD/PKK…

Masadaki diğerleri?

Onlar tevatür…

Bu tablo, sınırlarımızın dibinde üniter bütünlüğümüzü tehdit eden Kürt oluşumunun yarattığı endişe itibariyle Türkiye’nin bölgeye olan ilgisini artırıyor.

Barış masasında PYD/PKK’nın olmaması için çaba sarf ediyoruz. Ve bu isteğimizin gerçekleşmesi yönünde ABD’den ve Rusya’dan sözler alıyoruz[1].

Bu sözlerin geçerliliği ise tarihten gelen deneyimlerimiz itibariyle soru işaretleri taşıyor. Bize verilen sözlerle karşımıza çıkacak manzaranın farklı olabileceğine dair kuvvetli kuşkular taşıyoruz.

Rus medyasında azıcık eşelendiğimizde kuşkularımızın yersiz olmadığını görüyoruz.

İzvestia gazetesinden; “… Rusya’nın Türkiye’nin karşı çıktığı Kürt grupları davet etme düşüncesinden vazgeçmeyeceğini…”[2] öğreniyoruz. Aynı haberde Şam yönetiminin de konuyu Astana ve Cenevre süreciyle bağlantılı görmediklerini, bunun Suriye’li taraflar arasında bir diyalog olduğundan bahsettiğini öğreniyoruz.

Esasen, dünya medyasınca insanlığa ezberletilen ikiye bölünmüş Suriye haritasından çıkan sonuç da bu yönde.

Bu tespitler ABD medyasınca da paylaşılıyor.

PYD Soçi’ye katılmasa da fikirlerinin masada olacağı[3] o cenahtan da teslim ediliyor.

Önümüzde gerçekten çok sıkıntılı bir dönem var.

Her şey son derece açık ve nettir. Soçi’de gerçekleştirilecek Suriye Ulusal Diyalog Kongresinde masa başında PYD/PKK’nın yer almayacağına dair ABD ve Rusya’nın verdiği sözlere ihtiyatla yaklaşılmalıdır.

Ülke coğrafyasının neredeyse yarısında siyasi ve silahlı egemenlik kurdurtulduğu ABD ve Rusya tarafından servis edilen 2 renkli haritayla dünyaya ezberletilmeye çalışılan bu örgütün masa başında olmasa bile masa altından görüşmelerde hazır bulunacağı kabul edilmeli, buna göre pozisyon alınmalıdır. Aksi halde kendi kendimizi kandırmış olmakla kalmaz, milletimizi de kandırmış oluruz.

Hazır, Esat ABD işbirlikçisi Kürt örgütleri vatan haini ilan etmişken bu tespitten yararlanarak ortak düşmana karşı birlikte hareket etme yolu dururken tekrar Esat’a saydırmaya başlamak gerekli mi diye düşünmek gerekir.

Değilse zararlı çıkarız.

Masadaki Salih Müslim olmaz da, görevlendirdiği kravatlı adamı olur… Fark eder mi?

 

Kenan IŞIK

 

 
Toplam blog
: 432
: 2964
Kayıt tarihi
: 16.05.07
 
 

Mülkiye mezunuyum. Emekli müfettişim. Ankara'da yaşıyorum. S'oligarşi isimli kitabı yazdım. Kitap..