"Tarih Bilinci" ve "Tarih Okumak"... Tarih Muazzam Bir "Erken Uyarı" Sistemidir...

TARİH BİLMEYEN DİPLOMAT, PUSULADAN ANLAMAYN KAPTANA BENZER...KARAYA OTURMA TEHLİKESİ KAÇINILMAZDIR(x)...

Günümüzün siyasi, sosyal, kültürel ve ekonomik olaylarını daha iyi anlamak, daha doğru değerlendirmek ve geleceğe yönelik daha iyi planlar yapmak ve de daha sağlıklı önerilerde bulunmak için geçmiş tarihimizi çok iyi bilmemiz gerekir...

"Tarih zaten tekerrür ediyor; okuyup zaman kaybetmek gerekmez" demek doğru değildir...Aslında, tekerrür eden tarih değil; yapılan "hatalardır"...Bu hatalardan ders alınmadığı için elbette "tekerrür" eder...

Mehmet Akif Ersoy da, "Tarihi 'tekerrür" diye tarif ediyorlar; ibret alınsaydı hiç tekerrür eder miydi?" diyor...

*

"TARİH; OKUYANA, "KENDİ GÖZÜNÜN GÖRME DERECESİNE GÖRE, " YOL GÖSTEREN BİR KILAVUZDUR"(XX)...

Geçmiş tarihimizi öyle etraflıca okumalıyız ki, tarih konusunda bir konuşma ya da tartışma yaptığımızda, arkamızdan "kılavuzu karga" demesinler; "tarih" desinler...

Tarih kılavuzunu kullanırken ya da tarih bilgisine sahip olmak isterken, yalnızca "resmi tarih" kılavuzuna takılıp kalmamalıyız...Tarihi, devletçi ve bürokratik bir anlayışla  ele alıp eskinin "devlet tarihi" ya da "ümmet tarihi" içinde kaybolup gitmemeliyiz; Ahmet Cevdet Paşa'nın dediği, "pusula kullanmasını bilmeyen kaptan" gibi...

Tarih, yalnızca, siyasal olaylardan ve siyasetin beceriksizliği yüzünden çıkan savaşlardan ibaret değildir. Tarih okurken, tarihi dönemlerin sosyal, kültürel ve ekonomik yanları da incelenmelidir.

Örneğin, Türk Devrim Tarihi okunurken ve yazılırken, "devrimin toplumsal özü, felsefesi ve uygulama yöntemi" de dikkate alınmalıdır...

*

"TARİHİ ANILARA" VE "İNTERNETTEN EDİLEN TARİHİ BİLGİLERE" DE MESAFELİ YAKLAŞMALIDIR...

Geçmiş tarihi dönemlerdeki olayları yaşamış kişilerin anılarını okurken çok dikkatli olunmalı, anıları yazanların genellikle sübjektif (özellikle olayın içinde olanların) bir tavır içinde olabilecekleri göz önünde tutulmalıdır...İnternet de öyle...

Bu nedenledir ki, akademik kariyer yapmak isteyenlerin hazırladıkları tezlerde, anılar "kaynak olarak kullanılmaz ve kabul edilmez"

*

TARİH DEVAMLIDIR...

Tarih devamlıdır...Geçmiş bir tarihi olay, bir öncekinin sonucu; bir sonrakinin nedenidir...Bu bakımdan, tarihi bir dönemi inkar etmek ya da yok saymak, "tarih bilincine ters düşer" ve tarihin sürekliliğini kesintiye uğratır...

"Alternatif tarih", çeşitli siyasi düşüncelerle sansüre uğramış, bizlerden saklanmış doğru ve yanlışları açığa çıkarması bakımından, tarihimizi zenginleştirmiştir...Ama, çarpıtmalara da zemin hazırlamıştır..

Örneğin, bu bloğumu yazmaya başlamadan önce, bir blog arkadaşımın bir yazısını okudum. Arkadaşım, Osmanlı Devleti için "hasta adam" deyişini İngilizlere bağlamıştı; oysa ki ben, Osmanlı'ya "hasta adam" yakıştırmasının  Rus Çarı I. Nikola tarafından yapıldığını biliyordum...

İşte bu iki farklı görüş, bir "tarihi zenginlik" olarak görülebilir mi bilemem...Ama, tarihi bir analiz için iyi bir nedendir.

İş tarih okuyan bizlere kalıyor...Tarihi, sadece bir ya da iki kaynaktan değil; çok kaynaktan karşılaştırmalı olarak okunur...Bu da bizim tarih bilgimizi zenginleştirir, tarihi analizlerimizi kolaylaştırır...

Bir anlamda, J.J Rousseau'nun dediğine geliyoruz...Yani, tarih, ancak "kendi görme derecemize göre" bize yol gösteren bir kılavuz olmaktadır...

Ama, "görme derecemiz de, tarih  okudukça iyileşir" diye düşünüyorum...

*

SONUÇ...

"Tarih, muazzam bir erken uyarı sistemidir(xxx)...Kullanmasını bilene...

cdenizkent

----------------------:

(x) Ahmet Cevdet Paşa, Meshursözler com...(En büyük eseri, 12 ciltlik  "Tarih-i  Cevdet"  adlı yapıtıdır...)

(xx) demle.net/y/ Jean-Jacques Rousseau ve internetten "meşhur sözler"

(xxx)  Norman Cousians, İnternetten," meşhur sözler"

(!?) Bu sayının bana abartılı geldiğini söylemek zorundayım. Ama, Türk Tarih Kurumu'nun resmi kayıtları böyle...Bu kadar sayıdaki kitabı, yeri ve zamanı geldiğinde bir şeyler bakmak için karıştırdıysa tamamdır...Aksi halde mümkün değildir. Aralıksız her gün bir kitap okusa, bu tam 11 yıl sürer. Cepheden cepheye koşan ve belirli bir adreste uzun süre oturmayan, devlet kurmak için çalışan biri için bu imkansızdır bence...Ben de, 4 tarih kitabı yazmak için 1000'e yakın kitap karıştırdım; ama yalnızca karıştırdım...Oturup, sonuna kadar okuduğum kitap sayısı--ders kitapları dışında--taş çatlasa, 300-400'ü geçmez...Belki de daha az...