"Yeni Türkiye'nin eski Türkiye ile bir alakası yoktur... Şimdi yeni Türkiye doğmuştur"(M. Kemal)

MUSTAFA KEMAL(Atatürk), bu sözleri, 2 kasım 1922 tarihinde, bir Fransız gazetecisine(X) verdiği ve içinde TBMM Hükümeti'nin yeni "tarz-ı idaresi" konusunun da yer aldığı bir demeçte söylemiştir.(1)

M. Kemal, bu sözü söylediği zaman, 23 Nisan 1920'de BMM açılmış, Meclis Hükümeti kurulmuş, 1924 ve 1961 Anayasalarından çok daha demokratik 1921 Anayasası yapılmış ve yürürlüğe girmiştir.

Sözleri tekrar ediyorum :

"YENİ TÜRKİYE'NİN ESKİ TÜRKİYE İLE BİR ALAKASI YOKTUR... ŞİMDİ YENİ TÜRKİYE DOĞMUŞTUR."

M. Kemal, devam eden sözlerinde, Yeni Türkiye'nin "Tarz-i İdaresi" hakkında da şunları söylemiştir :

"...Gerçi millet değişmemiştir... Ancak 'arz-ı idare' değişmiştir"

M. Kemal'in, değiştiğini söylediği "Tarz-i İdare" de,BMM'nin 20 Ocak 1921'de kabul ettiği, "TEŞKİLAT-I ESASİYE KANUNU" ile belgelenmiştir.(XX)

X      X     X

Şimdi... 28 Ağustos 2014...

Bu gün, 91 yıllık Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde, halkın ilk kez, "aracısız", "bire bir", yalnızca "kendi iradesi" ile seçtiği bir Cumhurbaşkanı göreve başlıyor.

Yeni Cumhurbaşkanımızın, hayali ve hedefi de, Yeni ve Büyük Türkiye"dir...Ancak, "Büyük Türkiye" aşamasına geçmeden önce "Yeni Türkiye"nin oluşması gerekir.

2015 Milletvekili Genel Seçimleri"nden önce bu konuda önemli bir gelişmenin olacağını sanmıyorum. Bu nedenle de, 2015 seçimlerine kadar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, yeni pozisyon değişikliğine alışmaya çalışacaklar ve bu arada da;

 -- "Paralel Yapı" ile mücadele,

 --"Çözüm Süreci"ni daha ileri aşamaya götürecek düzenlemeler yapılacak

 -- "Yeni  Anayasa"nin çerçevesi belirlenecek ve uzlaşma arayışları sürecek

Ancak, 2015 Genel Seçimlerinde AKP, %50 ve üzerinde oy alarak, yeni yapılacak anayasa Meclis'ten geçirecek güce erişirse, "Yeni Türkiye" adımları hızlanacaktır.

"Çözüm Süreci", devam ederken "yerel yönetimlere ağırlık veren, merkezin yükünü hafifleten ve günümüz anayasasından çok daha daha demokratik olan" bir "Tarz-ı İdare" şeklini öngören yeni bir anayasanın kabul edilmesi, "Yeni Türkiye"nin omurgasını oluşturacaktır.

x      x        x

--  Bu yeni anayasanın "Tarz-ı İdaresi"ne uygun bir "Başkanlık Sistemi"nin  kurulması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türkiye'nin ilk Başkanı olması,

-- 2019 yılında Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2. kez Cumhurbaşkanı(ya da Başkanı) seçilmesi

-- Türkiye'nin, dünyanın 10. büyük ekonomisi olması(2)

Bugün için, bunlardan "ekonomik büyüme"  dışındaki diğer iki hedefin, gerçekleşmesi kolay olmayacak bir faraziyeden öte anlam taşımaz.

x       x       x

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, ATATÜRK'ÜN "YENİ TÜRKİYE" İÇİN İZLEDİĞİ YOLDAN MI GİDİYOR?

Recep Tayyip Erdoğan'ın, bildiğimiz türden, yani "Türk Devrimi'nin Felsefesi ve Düşünce Sistemi" açısından bir  Atatürkçü olduğu söylenemez. Ancak, Cumhuriyeti kurarken izlediği yol nedeniyle Gazi Mustafa Kemal'e karşı gizli bir hayranlık beslediğini düşünüyorum.. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Atatürk konusundaki bu ikileminin, iyi analiz edilmesi gerekir bence...

Bu konuda, ben, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, -- 19 Mayıs 1919(Samsun'a çıkışı) ile 1924 Anayasası'nın ilanı arasındaki dönem için -- "Gazi Mustafa Kemal"in(Erdoğan, genellikle böyle diyor) izinden gittiğine eminim.

Böyle olmasaydı, Erdoğan'ın, "Yeni Türkiye" için, Atatürk'ün aynı amaçla izlediği yoldan gider miydi?Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı seçimi için, propaganda gezilerine Samsun'dan başlaması ve burada yaptığı konuşmada; Gazi Mustafa Kemal'in, 95 yıl önce İstiklal Savaşı'nın ilk adımını Samsun'da attığını belirterek "Samsun'da yeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Büyük başlangıçların şehri Samsun'dan biz de yeni bir başlangıcın, büyük bir başlangıcın ilk adımını atıyoruz." demesi, başka ne anlama gelir ki?

Öyle sanıyorum ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu kadarla da kalmayacak ve 2015 Genel Seçimlerinden sonra yapılacak "yeni anayasa" ya, temel olarak, büyük olasılıkla, altında Mustafa Kemal'in imzası olan 1921 Anayasası"nı alacaktır...

Çünkü, 1921 Anayasası, Mustafa Kemal'i "Yeni Türkiye"ye götüren en önemli bir belge olmuştur...Bu anayasa, etnik kökenine bakmadan bütün ülke insanını düşmana karşı tek cephede toplamış ve onları "Yeni Türkiye"ye giden yolda birleştirmiştir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "tek devlet", "tek vatan", "tek bayrak", "tek millet" derken aynı yolda gittiğinin işaretini vermiyor mu?

Bu arada, "Yeni Türkiye" hedefini, "Osmanlı'ya geri dönüş" olarak algılayanların, Erdoğan'a ve Davutoğlu'na, "padişahlık" ve "sadrazamlık" yakıştırması yapanların, geçmiş tarihimiz ve günümüz arasında kurdukları anlamsız ilişkiyi de, "akıl ve gerçek dışı" bulduğumu belirtmek isterim...

"Yeni Türkiye", bir "geri dönüş" değil; "ileriye atılmış" bir adımdır...

cdenizkent

 ------------------------ :

(X) Bu Fransız gazeteci, "Petit Parisien Gazetesi'nın Bursa muhabiridir. M.Kemal ile yaptığı söyleşi, ertesi gün, zamanın gazetelerimiz olan "Tanin" ve "İkdam"da da yayınlanmıştır.

(1) M. Kemal Atatürk, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri,  ANKARA : Atatürk Araştırma Merkezi, 1989, Cilt III, s.72

(XX) 1921   Anayasası'nın, bu konu ile ilgili ayrıntılarını, yani, bu anaysada M. Kemal'in  Yeni Türkiye için öngördüğü "Tarz-İdareyi", daha sonraki bloğumda açıklamaya çalışacağım.

  (2) Türkiye'nin, büyüme süreci ile ilgili olarak 2050 yılına kadar geçireceği safhalar hakkında "jeopolitik" öngörülerde bulunan ABD'li stratejist George Friedman, Türkiye'nin 2020 yılında, dünyanın 10.büyük ekonomisi olacağını öngörmüştü(4 Mart 2009, medyadan). O dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da, aynı şeyi sık sık söylemiştir.