Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '12

 
Kategori
Siyaset
 

10 Kasım'ı sevmeyen bir başbakan...

10 Kasım'ı sevmeyen bir başbakan...
 

Seni gönlümüzden kimseler söküp atamayacak. Yeter ki, sen rahat uyu Atam...


Geçtiğimiz cumartesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün ölüm yıldönümüydü. Yüreğimi öylesine burkan bir görüntü vardı ki,Türk ulusunun kalbi ve ölümsüz Ata'sının yattığı Anıtkabir'de... Türkiye Cumhuriyeti başbakanı, bu cumhuriyeti kuran adamı, anma törenine katılmadı; mahsun bir 10 Kasım sabahında...

Bunda şaşacak bir şey yok tabi... 10 yıldır Mustafa Kemal'i Atatürk adıyla anmaktan bile rahatsız olan " Türk Milleti " demekten ısrarla kaçınan bir zihniyetin, 10 Kasım törenine katılmamasından daha doğal ne olabilirdi ki?

19 Mayıs'ları, 30 Ağustos'ları, 29 Ekim'leri hatırlatmaktan öcü gibi korkan, kutlama törenlerini engelleyen, yasaklayan bir başbakanın, 10 kasım'da Mustafa Kemal Atatürk'ü anmasını beklemek, fazladan bir iyimserliktir herhalde...

Başbakan olduğu günden beri başkanlık rüyaları gören, cumhuriyetin karşı devrimcilerine bazen açıkça, bazen de gizliden kol kanat geren bir başbakandan, Atatürk'ü anmasını beklemek, eşyanın da tabiatına aykırı anlaşılan... 

Mustafa Kemal Atatürk'ün, ömrünü karşılarında savaşmakla geçirdiği emperyalistlerle kol kola girmiş, " Neo Osmanlı"  ve " Emperyal Türkiye " hayalleri gören bir başbakan, tabi ki ölüm yıldönümünde Mustafa Kemal'in adını anamaz, adını ağzına alamaz.

Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk Ordusu'nun yönetim kadrolarını değiştirmek, siyasallaştırabilmek için binbir deveye binbir hendek atlatan bir başbakan!, Mustafa Kemal'in neden yaşamı boyunca orduyu siyaset dışı tutmaya çalıştığının da farkına varmaz, varamaz doğal olarak.

Atatürk'ün neredeyse 100 yıl önce kapattığı tekke, zaviye ve medreseleri eski haline dönüştürmek, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni tutucu bir sünni anlayışın bayraktarı yapmak isteyenlerin, laiklik prensibinin ölümsüz savunucusunu anlamaları elbette mümkün değildir.

Neredeyse 100 yıl önce bugünleri gördüğü için, devleti üniter bir yapı üzerine kuran bir lideri; kürtçülüğün, şeriatçılığın bu ulusun başına ne büyük belalar açabileceğinin farkında olamayan bir başbakan anlamaz, anlayamaz ve tabi ki, 10 kasım'da Türk Milleti'nin Ata'sını anmaz, anamaz.

Dış politikada ha bire esip gürleyen; ama Suriye'de Türk savaş uçağı düşürüldüğünde gereğini yapamayan bir politik liderin!, " Yurtta sulh, cihanda sulh " diyen dahiyi anlaması imkan dahilinde değildir. Anlamadığı, anlayamadığı bir adamın anma törenine katılmamak, sayın başbakanın en doğal hakkıdır!

Bulduğu her fırsatta, Lozan anlaşmasına dokunduran; bu anlaşmayı yapanları başarısız ilan eden, ancak Mondros ve Sevr anlaşmalarına imza koyanlara bir tek laf edemeyen bir başbakan!; tabi ki 10 Kasım törenlerinde ortalıkta görünmez, görünemez.

Kurduğu ülkeyi ömür boyu diktatörce yönetebilecekken, iki kez demokrasiye geçiş denemesi yapan bir demokratı; sayesinde başbakan olduğu demokrasimizi her gün biraz daha  gerileten bir düşünce mimarının anlamasını, anmasını beklemek, en hadsizinden bir hayalperestlik olur!

Kadınlara uygulanan şiddet, aile ve mahalle baskısı günden güne artarken, gereğini yapmayan, yapamayan bir başbakan; taaaa 1934'te, Türk kadınına birçok Avrupa ülkesinden çok daha önce seçme ve seçilme hakkı veren kurucu liderini, devrimlerini, hedeflerini, bu ülke için kurduğu hayalleri tabi ki idrak edemez; o yüce hayallere, tabi ki can-ı gönülden iştirak edemez; o hayallerin sahibini, bırakın anmayı, hatırlamak bile istemez.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 10 kasım'da Mustafa Kemal Atatürk'ü Anıtkabir'de anmadı. Anmadı da ne oldu sanki?!! Belki de onun Atatürk'ü anmaması, anmasından çok daha hayırlıdır hepimiz için! Bu yaşananlar, belki de görmek isteyenlere, başbakanın, Atatürk hakkındaki gerçek niyetini gösterir.

Bundan böyle bir 10 Kasım sabahında, Anıtkabir'de, başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı, Mustafa Kemal Atatürk'ü anarken görebilme ihtimalin; kıyamet gününü görebilme ihtimalinden çok daha uzaktır! Bu söylediğimden adın gibi emin olabilirsin!

Not: Yazıda kullanılan görsel www.ilkhaber.biz adresinden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..