- Kategori
- Eğitim
100 kadından 42'si, şiddet görüyor.
Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı ne yazık ki son yıllar da gündem de olması ile toplumsal kaygıların en başına yerleşmiş durumda. Türkiye’de 100 kadından 42 si, şiddet görüyor.
Toplum ve insan kavramı üzerinde çalışırken sağlıklı bireyler yetiştirip, sağlıklı toplum oluşturma çabası ile yılarca evlerimizde ve çocuklarımızın okulların da gönüllü çalışmalar yaptık ve bu gaye ile çalışan arkadaşlarımıza da destekler verdik. Bizler bilinçli aile bireyleri ve ebeveynler olarak eğitim, sağlık, gelecek için çabalarken bu endişe verici büyük tehlikenin peşine düştük şimdilerde. Kaygılarımız hat safhada.
Sebebi her ne olursa olsun; gerek yanlış devlet politikaları, (eğitim, ekonomi v.b.) gerek manevi ve ya toplumsal değerlerimiz bu kaygı verici olayları saklamamıza asla engel olamaz ve olmamalıydı
Sanatçı sanatını, gazeteci kalemini, ekonomist ekonomik değişim projelerini, öğretmen eğitim programlarını, kolluk kuvvetleri olağan üstü hal ilan edilip bu güne kadar alınmamış tüm tedbirleri almalı ve kullanmalıdır.
Bir okul idaresi ve okul aile birliği üyelerinin bu konuya yönelik bir çabasını yerinde ve bir örnek olarak göstereceğim
ŞİMDİ: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çalışmaları var ama toplum bunu ne kadar biliyor? İş; biz bilinçli anne ve babalara düşüyor. Talep edeceksiniz, konuşacak ve isteyeceksiniz, hepsi bu... Nerelerden başlayıp toplumu bilinçlendirir ve yönlendiririz tespiti aslında hiç zor değil. Çocuklarınızın okulu, biçilmiş kaftan.
Mesela yöremden misal verecek olursak, Gürgenpınarı okul aile birliği ne güne duruyor? Hemen kolları sıvadım, Milliyet Blog için orayı alıcı gözü ile ele alıp resimledim.. Şube Müdür Yardımcısı Kerim BACIOĞLU ve psikoloğu Ece AKTAŞ “Kadına yönelik şiddet ve çocuk istismarı” üzerine ilk seminerini veriyorken, konuya dahil oluyorum. Hemen de olup bitenleri, bloğumuzun adına resimlemeğe başlıyorum okulda.
6284 sayılı kanun da; ailenin korunması, kadına yönelik şiddetin önlenmesi genel başlığı altında toplanıyor. Bu kanun çocuklara, engelliye ve aile kavramını da barındırdığı için aile de ki yaşlı, erkek kim varsa tüm bireylere şiddetin her türlüsüne yönelik konuları kapsadığı detaylı bir şekilde anlatılıyor.
Çocuklara, engelliye, kadına, aile bireylerine şiddet “ALO 183” telefon hattının önemi vurgulanırken Psikolojik ve hukuki işleyişi konusunda aynı titizlikle ve incelikle katılımcılar aydınlatılıyor. ASPB’nın Bartın da yeni açılan İl kabul biriminden ve kadın konuk evinden de bahsediliyor.
AKTAŞ, Hanım, hatta kişilerin şiddete uğrayacağını hissedip hissiyatı için de başvuru yapılabileceğini söylüyor. Psikolog AKTAŞ’a hissiyata yönelik başvuru neticesinde doğacak tehdit ve baskıya karşı ne şekilde önlem alıyorsunuz diye sorduğumda “Ellerinde örnek vakalar olduğunu işleyişin de gizli tutulduğunu, bazı durumlarda başvurucunun kimliklerinin bile değiştirildiğinden “ bahsetti. Mağdurun da, mağdur eden olduğu düşünülenin de ispat için tedbir kararları alındığını, psikolojik tetkiklerden sonra destek programlarının uygulamaya konulduğunu, hukuki boyutun da anında bu çalışmalarla birebir koordineli yapıldığını söyledi.
Seminerde neler anlatılmadı neler.. Çocuk istismarı, kadına şiddet, ve şiddet mağdurları, bilinçli ve bilinçsiz istismarlar ve onlarca kadın şiddet mağdurlukları!
Çöpe bırakılan bebeklerin aktif ihmal olduğunu söyleyen Psikolog AKTAŞ. Yine böyle endişe verici sıkıntılı durumlarda görüp bilip bildirmeyenlerin de soruşturmaya dahil olduğunu, bunun da bir suç olduğunun üzerinde özellikle durdu. Genelde bu tür ihmalleri yapan kişi örneklerinden bahsetti. Dış görünüşleri itibariyle düzgün hatta bir çoğunun eğitimli ve aile içerisinden, yakın akraba ve hısım olduklarından, komşu ve yakın tanıdıklarının da oranlarından bahsetti. Bu oranlar ne yazık ki çok yüksek.
Bunların tespiti zor değil paranoyak ve şüpheci olmaya da gerek yok. Bu seminerden şunu öğrendik: Aile birliği ve okul idaresinin ASPB ‘lığı ile yaptığı bu eğitici çalışma ikinci ayağı çocuklara. Siz de okullarınız da ve saydığımız diğer yerler için talepler de bulunarak bu tür gerekli eğitim çalışmaları yapabilirsiniz. Yeter ki, Okul müdürüne kadar bir zahmet gidip, arzunuzu bildirin O kadar işte.
Bir tarafta hayatını kolaylaştırmak, konforlu bir çok amaca hitabeden yaşam alanları yaratmak çabasında olan insanoğlunun yanında , diğer tarafta çoluk çocuğunun ekmek parasını sağlayıp yaşamlarını devam ettirebilme çabasına girmiş, etrafında olup bitenlere bile dönüp bakamayanlar.(!) Hatta çocuklarını da bu yaşam gayesinde çalıştırmak zorunda kalanlar.
Hoş şeyler yaşadım ayrılırken. Dimağım tazelendi ve içimden de: Toplumu bilinçlendirmeye devam.” diye geçti.