Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mayıs '19

 
Kategori
Bayramlar
 

100. Yılda 19 Mayıs 1919

19 Mayıs Atatürk’ün doğum günüdür. On dokuz Mayıs, kurtuluş ışığının Samsun’da parladığı gündür. On dokuz Mayıs Türk milletinin, kurtuluşa atılan ilk adımdır 19 Mayıs emperyalizme baş kaldırıştır.

19 Mayıs öncesi

15 Mayıs 1919’da İzmir Yunan kuvvetlerince işgal edilir.15 Mayıs 1919’da İngiliz, Fransız, İtalyan ve Amerikan savaş gemilerinin koruması altında İzmir Kordonboyu’na çıkan Yunan ordusu, yerli Rumların sevinç gösterileriyle karşılanmıştır. Karşılama heyetinin başında İzmir Metropoliti Chrysostomos vardır. Chrysostomos, elindeki haçı havaya kaldırarak işgalci Yunan ordusunu takdis etmiş ve onları Türkler aleyhine kışkırtan bir konuşma yapmıştır. Bu sırada öfkelenen gazeteci Hasan Tahsin (Osman Recep Nevres) ilk kurşunu sıkarak, Yunan Efzun alayının bayrak taşıyan iri yarı erini yere indirmiştir. Hasan Tahsin, Yunan askerleri tarafından oracıkta parçalanmış; ama onun bu cesurca hareketi İzmirlileri direnişe geçirmiştir. Öğleden önce işgalci Yunan ordusuyla direnişçi Türkler arasında şiddetli çatışmalar olmuştur. Akşama doğru Türk direnişini yarmayı başaran Yunan ordusu kanlı katliama başlamıştır.

Osmanlı ordusu komutanlarının emrine uyarak kışlaya kapanmış ve pasif duruma geçmiş olan subay ve erler, dipçik ve süngü darbeleri altında kalpakları yırtılmış ceplerinden para, saat, yüzük, sigara tabakaları, mendilleri alınmış; bir kısmı şehit edilmiş, bir kısmı da tutsak edilmiştir. Bu arada Ali Nadir Paşa tokatlanmış, Zito Venizelos (Yaşasın Venizelos) demeye zorlanan ama bunu reddeden Albay Süleyman Fethi Bey ve Yunan’a direnç gösteren kolordu başhekimi Yarbay Şükrü Bey şehit edilmişlerdir. 

İngiliz Amiral Galdrop 17’nci Kolordu komutanlığına verdiği notada “Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 7’nci maddesine göre İzmir istihkamları ile civarındaki arazinin Yunanlılarca işgal edileceğini ve karşı konulmaması bildiriyordu. Bu nota üzerine telaşa düşen Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa İstanbul Hükümeti’ne durumu bildirerek fikirlerini sordu. Osmanlı Harbiye Nazırı verdiği yanıtta: “Amiral Galdop’un bu teklifi Mondros Ateşkes koşulları gereği olduğu” nu bildiriyordu.

 “Yunan ileri harekâtı başlarken 17 nci Kolordu; bağlı birlikleri,56 ncı ve 57 nci tümenler ile İzmir Müstahkem Mevkiinden kuruluydu. Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa, aynı zamanda Müstahkem Mevki komutanıydı. Kolordu, Müstahkem Mevki ve 56 ncı Tümen karargâhları esir olduktan ve tümen (172 nci alay hariç) dağıldıktan sonra, kolordu bölgesindeki diğer kıtalar başsız kalmış, emir ve komuta felç olmuştu.”(Türk İstiklâl Harbi, Batı Cephesi,1963,s.73)

Mustafa Kemal, bu koşullarda 16 Mayıs 1919’da Samsun’a hareket eder. Mustafa Kemal, Samsun’a çıktığı günlerdeki durumunu söyle anlatıyor:

“19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktım. Genel manzara şöyleydi: Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı’ nda yenik düşmüş; Osmanlı Ordusu her tarafta ezilmiş, koşulları ağır bir ateşkes imzalanmış. Savaşlardan, ulus yorgun ve yoksul düşmüş. Ulusu ve ülkeyi, Birinci Dünya Savaşı’na sokanlar, kendi yaşamlarının kaygısına düşerek, ülkeden kaçmışlardır. Padişah Vahdettin, tahtını korumak için önlemler araştırmakta. Damat Ferit başkanlığındaki hükümet; güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişaha bağlı ve onunla birlikte kendilerini kurtaracak herhangi bir duruma razı.” (Nutuk, cilt:1,s.1,”Kısaltılmış ve sadeleştirilmiştir.”)

19 Mayıs 1919 tarihi

1919 ‘da emperyalizmin ağlarını yırtarak Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, bu tarihte Kurtuluş Savaşı’nın temelini atar. Bu tarih, Anadolu insanının uyanışı, silkinişi, emperyalizme başkaldırışıdır. 1919 Anadolu insanına yeni bir yön verme, ulusal benliğimizi bulma tarihidir

19 Mayıs 1919 tarihi, Türk ulusunun yeniden doğusudur. Bu tarih, Mustafa Kemal Atatürk’ün de yeniden doğuşudur. Mustafa Kemal,19 Mayıs 1919’da emperyalizmin ağlarını yırtarak Samsun’a çıkar. 19 Mayıs 1919’da Samsun’da bir kıvılcım çakar. Meşale olur, tüm Anadolu’yu aydınlatır. Bu meşalenin ışığında Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı başlatır. Anadolu aydınlanır. Anadolu insanı tutsaklıktan kurtulmanın yollarını arar. Kurtuluşa, Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal’in izinden giderek ulaşacağına inanır; çünkü Mustafa Kemal’e güvenmektedir. Hamit NaciSelekler, bu durumu dizelere dökmüş; şöyle diyor:

19 Mayıs bugün tek parça yurdun  günü
O günden sonra yazdı takvim öbür günleri
O günden sonra İzmir, Lozan, Sivas... İleri
Ve daima ileri, Gaziye varmak için!  
Bu günlerden geçerek Gazi’ye erişirsin,
Gazi ki, bir hakikat, erişemez her insan,
Evreni anlarsın Gazi’yi anlıyorsan.

Gazi’yi anlayanlar, evreni, evrendeki gelişmeleri de onun açtığı aydınlık yoldan giderek anlamaya çalışmışlardır.

Gazi’yi yeterince anlayamadığımız için evrende olanları da inceleyip araştıramadık. Bilimle, sanatla yoğrulamadık. Gençliğimize ulusal bilinci aşılayacak, bilimsel içerikli ders araç ve gereçlerini sunamadığımız içindir ki kütüphanelere, laboratuarlara yöneltemedik. Bu nedenlerle onların da çoğu bilgisayarların internet sitelerindeki oyunlara takılıp kaldıklarından dünyadaki sömürü düzenini algılamakta zorlanıyorlar. Çoğu da geleceğe güvenle bakamıyor.

Türkiye’yi, İstanbul’dan kurtarmak artık olanaksızdı. Anadolu, sömürgeci Avrupalılar ve onların yardakçıları Ermeniler, Rumlar tarafından yutulmayı bekliyordu. Anadolu güçsüz, çaresiz, kaderine bırakılmıştı. Anadolu, ancak güvenlik sorunlarıyla anımsanıyordu. 

Ülkenin en huzursuz bölgesi de Samsun yöresiydi. Pontus’çu Rumlar, bölge halkına baskı yapıyorlar, halkı huzursuz ediyorlardı. Diğer taraftan da Türklerden şikâyetçiydiler. Mondros Ateşkes Antlaşması’na göre ülkenin güvenliğinden İstanbul Hükümeti sorumluydu. Ateşkes Antlaşması’ nın 5.maddesine göre İstanbul Hükümeti, sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için gerekli görülecek askerden fazlasını terhis edecekti. İtilaf (Anlaşma) güçleri, güvenliklerini tehlikede gördükleri yerleri, Antlaşma ‘nın 7.maddesine dayanarak işgal edebileceklerdi. (Selek ,Anadolu İhtilalıI,1963,s.34,35)

Samsun strateji bakımından da önemliydi. Karadeniz Bölgesi’nin Orta Anadolu’ya açılan kapısıydı. İngilizler, güvenliğin sağlanması için İstanbul Hükümeti’ne baskı yapıyorlardı. Samsun olaylarının soruşturulması, güvenliğin sağlanması amacıyla 9.Ordu Müfettişliği’ne Mustafa Kemal seçilir. Amaç,Mustafa Kemal’i İstanbul’dan uzaklaştırmak değildir.Mustafa Kemal için de böyle bir görev fırsattır. O da Anadolu’ya geçmek istemektedir. Böyle bir görev için Genelkurmay, Harbiye Bakanlığı, Sadrazam ve Hükümet, Padişah, işgal kuvvetleri kumandanlığının onayı gerekmektedir.

“Mustafa Kemal’in hareketinden önce Sadrazamla vedalaşması, Teşvikiye’deki Sadrazam Konağı’nda soğuk, tatsız bir akşam yemeği karşılaması şeklinde oldu. Genel Kurmay Başkanı Cevat Paşa (Çobanlı) da gelir. O gecenin en önemli konuşması, Mustafa Kemal’le Cevat Paşa arasında geçer. Cevat Paşa, Mustafa Kemal’e sorar:                        

__Bir şey mi yapacaksın Kemal?
__Evet, Paşam, bir şey yapacağım…
__Allah muvaffak etsin…
__Mutlaka muvaffak olacağız!

                (Şevket Süreyya Aydemir,Tek Adam I,s.388)

Bu tarihte Anadolu insanı, özgürlük ve bağımsızlık bayrağını açar. Bu tarih Anadolu insanının silkinişi, uyanışı, emperyalizme baş kaldırışıdır.19 Mayıs, bağımsızlığa yönelme; ulusal benliğimizi bulma tarihidir. Türk ulusunu bağımsızlığına götürecek yolu, Mustafa Kemal açar. Yolu aydınlatmak için Mustafa Kemal Samsun’da bir kıvılcım çakar. Meşale olur, tüm Anadolu’yu aydınlatır. Bu meşalenin ışığında Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı’nı başlatır. Anadolu aydınlanır. Anadolu insanı tutsaklıktan kurtulmanın yollarını arar.

Kurtuluşa Çanakkale kahramanı Mustafa Kemalin izinden giderek ulaşacağına inanır; çünkü MustafaKemal’e güvenmektedir. Mustafa Kemal da Türk gençliğinin ulusal değerlerimizi kollayıp koruyacağının bilincindeydi. Bu nedenle, bu yurdu, cumhuriyeti sonsuza dek kollamak, korumak görevini de gençlere vermiştir. Atatürk, cumhuriyeti gençlere emanet ederken, kullandığı genç sözüyle, üniversitede, orduda, basında ve iş hayatında, özetle halkta kafası ve ruhu genç tüm yurttaşları amaçlıyordu. Ulusal güçlerin tümü, görevlerinin başında bulundukça cumhuriyet, demokrasi, Atatürk devrimleri ve ilkeleri sarsılmayacaktır. Bu Türk ulusu için bir amaçtır. Bu amaç, ulusal eğitimin ilkelerini de içermelidir. Gençlerin Atatürk devrim ve ilkelerini benimsemeleri, O’nun -Gençliğe Hitabesinde- gençliğe verdiği görevi, gençlerin yerine getirmeleri için, Atatürk’ün Samsun’a çıkış tarihi olan 19 Mayıs 1919 , “Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı” yüzüncü yılı kutlanmaktadır. Bu kutlamalar, Türk gençliğine canlılık, coşku vermekte; onlara yurt, ulus sevgisini aşılamaktadır. Kutlamalarda, günün anlam ve önemini belirten konuşmalar, gösteriler yapılır; şiirler okunur. İşte 19 mayış 1919’u, öncesini, sonrasını dile getiren bir şiir:

Paylaşılamaz
          19 Mayıs Gençliğine

Düşünmek uzun
Kurtulmanın başını sonunu
O karanlık günler içinde
Bir çürük tekneyle atlamak
19 Mayıs’ta çıkmak karaya.
Bayrak çekip yürümek Ankara’ya.
Meydan okumak günün sultanlarına
Onların ölüm fermanlarına
“Bu millet ölmeyecektir,” diye
Atılmak er meydanlarına.
Cephe kurmak, devlet kurmak
Yepyeni bir inançla
O karışık günler içinde
Tasarlayarak sonunu
Devrimlerin ölçmek
Enini boyunu.
O zorlu işler içinde
O günler unutulamaz.
Ötekiler paylaşılsa da
Bunlar paylaşılamaz.

             (Oğuz Kazım Atok,Türk Şiirinde Atatürk, s.466)

19 Mayıs 1919 Sonrası

Mustafa Kemal, Bandırma vapuruyla Samsun’a giderken ülke İzmir’in işgali haberiyle çalkalanıyordu. Mustafa Kemal,19 Haziran 1919’da Amasya Toplantısı’nı yapar. Bu toplantıda, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele, Rauf Orbay,15.Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir,2.Ordu Müfettişi Mersinli Cemal Paşa da vardı.(Akşin ve diğerleri,Yakınçağ Türkiye Tarihi, s.76)

21 Haziran’da Amasya Kararları oluştu. Kararda özetle şu dile getiriliyordu:

Vatanın bütünlüğü ve ulusun bağımsızlığı tehlikededir; fakat hükümet sorumluluğunu yerine getirmemektedir. Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır.

Bu karar, Erzurum ve Sivas Kongreleri ve Kurtuluş Savaşı’nın temelini oluşturur. Bu karar, düşmana ve padişaha başkaldırış; bağımsızlık, özgürlük için yılmadan savaşmayı göze alıştır.

.Sivas ve Erzurum Kongreleri’nin amacı, ulusa bağımsızlık, özgürlük düşüncesini aşılamak; kurtuluşun yolunu çizmektir. Mustafa Kemal, tutsaklığın Türk ulusunun yapısına aykırı olduğunun bilincindedir. Anadolu insanına ulus olma bilincini aşılamaya çalışır. (Osmanlı, imparatorluktur. Uluslar vardır. Bu uluslar, imparatorun uyruğudur.) İnsanca yaşamak için yapılır; İnönüler, Sakaryalar, Dumlupınarlar...30 Ağustos 1922’de mezar olur düşmana Anadolu.29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in bağımsızlık bayrağı dalgalanır. Tek başına, bağımsız bu gökyüzünde. Savaştan sonra, emperyalizmin kıskacından kurtulmuş, tam bağımsız bir devlet kurulur.

Kurulan bu devletin temel ilkeleri cumhuriyetçilik halkçılık, laiklik, ulusçuluk, devrimcilik devletçiliktir. Bunlardan en önemlileri kuşkusuz devrimcilik ve laikliktir. Özellikle bu ilkeler doğrultusunda ulus olma özelliğini kazanmış; teokratik yapıdan demokratik yapıya geçilmiş böylece ekonomik ve politik bağımsızlığa erişilmiştir.

Emperyalizmin olduğu yerde; nemelazımcılık, kadercilik her şeye boyun eğiş vardır. Geniş anlamıyla Atatürk bağımsızlığı; siyasal, mali, ekonomik, adlî, kültürel ve askerî bağımsızlıktır. Bu düşünceyle sömürülen yoksul Doğu insanına, yeni bir ruh, yeni bir biçim, yeni bir yön verilir. İmparatorlukla birlikte, medrese ve ulema düşüncesi de tarihe karışır. Ne yazık ki günümüzde medrese düşüncesi yeniden filizlenmiştir. Genç dimağları şeriatçılık suyuyla yıkayıp ümmetçiliğe doğru kaydırmak isteyenler vardır. Medrese düşüncesinin egemen olduğu kimi çevrelerde Atatürk devrimlerinin yerini nurculuk ilkeleri almaktadır. Böyle yetişen gençler, elbette ekonomik emperyalizmin bir ahtapot gibi ülkeyi sardığını algılayamayacak, dünyadaki gelişmelerden ve yeni sömürü sisteminden habersiz olarak yetişecek, ülkenin ilerlemesini, kalkınmasını bir Ortaçağ görüsü olan ümmetçilikte arayacaktır.

Gençleri, bilimsel veriler ışığında eğittiğimiz söylenemez. Onları, sınavların tutsağı yaptık.19 Mayıs 1919 bilincini yıpratmadan, canlı tutabilseydik; gençlerimizi ruhen ve bedenen daha güçlü yetiştirme fırsatını bulabilecektik. Çünkü eğitim-öğretim izlenceleri daha ulusal, kimliğimize daha uygun olacaktı.

Özetle 19 Mayıs, Türk ulusunun yeniden varoluşu için atılan ilk adımdır. Bağımsızlık ve özgürlük yolu bu ilk adımla açılır; Cumhuriyet’in aydınlığı ufukta gözükür. Cumhuriyet’in aydınlığında Anadolu insanı kölelikten kurtulur, kimliğini bulur. Kimliğini bulmanın, ülkesindeki özgürlüğün sevincini, coşkusunu ulusal bayramlarda yaşar.19 Mayıs, gençliğin ülkesine, Atası’na bağlılığının simgesidir. Bizler,19 Mayıs coşkusunu tüm benliğimizle yaşadık. İstiyoruz ki bizden sonra gelen kuşaklar da ülkenin 19 Mayıs 1919’a nasıl gelindiğinin bilincine varsın. Bu bilince varması için de ulusal bayramlar geçiştirilmeden; sevinçle, coşkuyla, isteyerek kutlansın.

Tüm bu olumsuzluklara karşın Türk gençliğinin ulusunu, ulusal değerlerini geliştirerek koruyacağına –Atatürk’ün de dediği gibi Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet koruyacağına __inanıyorum. Tüm gençliğin “19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı”nı kutlarım.

 

  • Kaynakça
  • Aksoy, Muammer,Atatürk ve Tam Bağımsızlık, Cumhuriyet Yayınları,1998.
  • Akşin, Sina ve diğerleri,Yeniçağ Türkiye Tarihi, cilt: I,II, Milliyet Yayınları    .
  • Alpay, Necdet,Türk Şiirinde Atatürk, Hürriyet Yayınları,1980.
  • Atatürk, Kemal,Nutuk, cilt: I,II, III, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü,1962.
  • Atatürkçülük Nedir? Varlık Yayınevi, İstanbul: 1963.
  • Aydemir, Şevket Süreyya,Tek Adam, Remzi Kitabevi,1963.
  • Genelkurmay Yayınları,Türk İstiklâl Harbi, II nci Cilt, Batı Cephesi, Ankara:1963.
  • Selek, Sabahattin,Anadolu İhtilali, cilt: I,II,1963.
  • ________Ulusal Kurtuluş Savaşı, cilt: I,II, Milliyet Yayınları,2011.
  • Türk Dili Atatürk Özel Sayısı,Kasım, TDK,1963.
 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..