Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Kasım '14

 
Kategori
Güncel
 

12 Kasım 1999 Düzce Depremi

12 Kasım 1999 Düzce Depremi
 

Yıl 1999. Kasım ayındayız. Kasımın 12.si. Paris'te Burcu ile birlikteyim. Eylül ayında yeni bir öğretim yılı için gitmişiz ve noel tatiline kadar ülkemize dönmeyeceğiz. O yıl yaz tatili için gittiğimiz ülkemizde büyük bir deprem felaketi geçirmişiz ve büyük kayıplar vermişiz.

17 Ağustos depremini birerbir yaşamış kişiler olarak büyük korku içindeyiz. Her an ülkemizden gelecek yeni bir fekaletin haberinin korkusu ile yaşıyoruz.

Paris'te soğuk bir sonbahar günü. Akşam üzeri alışverişimi bitirip eve döndüm. Burcu daha gelmemiş. Bugün oldukça yoğun bir günüydü  Burcu'nun.Sabah ayrılırken bana akşam yemeğe ancak yetişebileceğini  söylemişti. Ben de eve dönerken marketten onun çok sevdiği tiramisuyu almıştım. Akşam televüzyon seyrederken en büyük zevkimiz tiramisu yemekti ana kız.Yalnız yaşamımızda en büyük eğlencemiz televizyonumuz ve tiramısu idi.

Elimde torbalarla Nation'da Rue de Piicpus'da oturduğumuz apartımanın  daire kapısını açarken bir an önce torbaları mutfağa bırakıp televizyonda Türk kanalını açmaktı amacım.

O gün oldukça yorulmuştum. Sabahtan lisan okulu, öğleden sonra lisan okulunda dil laboratuar çalışması derken market alışverişi benim gibi 50 yaş üstü bir kadına fazla gelmeye başlamıştı. Ama yprgunluğumu kızıma belli etmemek zorunda idim. Onun benden başka güç alacak, dayanacak kimsesi yoktu bu gurbet ellerde. Benim de ondan başka.

Eve girince üstüümden kabanımı çıkartmadan televizyonu açtım. Yurt dışına yayın yapan bir kaç Türk kanalı vardı zaten. Saat 6 ya yaklaştığı için haberleri dinlemekti amacım. Bir yandan da gene bir felaket olmasın diye dua ediyordum içimden.

Açtığım kanaL ATV idi. Ali Kırca 6 haberlerini okumaya başlıyordu. Birden Ali Kırca  ve oturduğu masa sallanmaya başladı.Ali Kırca haber okumayı bırakmış Deprem oluyor diye çırpınıyordu. Ben üstümde kabanım öyle televizyon karşısına oturdum kaldım. Evet Türkiye'de çok büyük bir deprem daha oluyordu ve ben kilometrelerce uzakta Paris'te bu depremi seyrediyordum elim kolum bağlı olarak.

Büyük kızım, eşim , akrabalarım,arkadaşlarım ,sevdiklerim tehlike içinde idi ve ben hiç bir şey yapamadan, sesimi bile çıkartamadan depremi seyrediyordum.

Hemen telefona sarıldım belki bir haber alırım ülkemde bıraktıklarımdan diye.Ama telefon hiç ses vermiyordu. Ülkemle bağlantı kuramıyordum.

Bu şekilde ne kadar oturdum bilemeyeceğim , birden kapı çaldı gelen kızımdı. Hiçbir şeyden habersiz 'Yemekte ne var.'diye giriyordu kapıdan,

O gece üstümüzü çıkartmadan, hibir şey yemeden öyle oturduk televizyon karşısında. Telefonlar çalışmadı, kimseden haber alamadık. Gecenin ilerleyen saatlerinde bu büyük depremin Düzce merkez üslü bir felaket olduğunu ve Düzce'de büyük hasara sebep olduğunu öğrendik haberlerdem.

O gün deprem haberi ile sarsıldığım Düzce bir kaç yıl sonra  hem Burcu'nun hem de benim sevgi ile bahsettiğimiz bir şehir olacaktı. Kalbimizde bambaşka yeri olan bu güzel şehrin bir daha böyle acılar, felaketler yaşamamasını diliyorum. Ne Düzce, ne bir başka şehri Ülkemin deprem veya başka bir felaket yaşamasın.

Bizler de yaşadığımız kötü olaylardan ders alalım.

 
Toplam blog
: 826
: 1068
Kayıt tarihi
: 26.04.11
 
 

Ben emekli bir iktisatçıyım. 21 yıldır bir sanatçı annesiyim. Küçük kızım klasik müziğe eğilim gö..