Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '21

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

128 Milyar $ Nereye Gitti

Bunu anlamak için, bu soruyu sormadan önce ve verilecek cevabı anlayabilmek için, “Dış Ödemeler Bilançosu” denen Tablonun nasıl hazırlandığını bilmek veya anlamak gerekir. İngilizcesi “Balance of Foreign Payments”, “Türkçesi Dış Ödemeler Bilançosu”  veya “Dış Ödemeler Dengesi”.

Bu Tablo dört bölümden oluşur. Birinci bölümde ülkeye mal ihracatından kaynaklanan döviz girişleri (dolar olarak) ile mal ithalatından kaynaklanan döviz çıkışları yer alır. Bunların farkına “dış ticaret dengesi (balance of foreign trade) denir. İkinci bölüme “görünmeyen kalemler” (invisible items) denir. Burada da ülkeye, maddi olmayan örneğin turizm kaynaklı döviz giriş ve çıkışları, bankacılık, ulaştırma, sigortacılık gibi faaliyetlerden kaynaklı döviz giriş ve çıkışları, veya  yurt dışındaki işçilerimizin gönderdiği dövizler ve bu gibi döviz giriş ve çıkışları yer alır. Bu görünmeyen kalemlerin net farkı (artı veya eksi) ile yukarıdaki ticaret dengesinin farkının (artı veya eksi) toplamına cari açık veya cari fazla (current deficit veya surplus) denir. Türkiye’de bu denge yani cari açık son yıllarda eksi 50-60 milyar dolar yani 50-60 milyar dolar açık olarak seyretmektedir.

Üçüncü bölüm sermaye hareketleridir. Bu bölümde şu kalemler bulunur.  Ülkeye yatırım amaçlı gelen dövizler veya daha önce bu amaçla gelen dövizlerin veya karların çıkışı. Bu da ikiye ayrılır; sabit yatırımlar ve portföy yatırımları. Portföy yatırımları yabancıların kar amacıyla Türk piyasalarından tahvil, hisse senedi, mevduat  gibi enstümanlar aracılığıyla ve kar amacıyla getirdiği dövizler. Buna sıcak para da denir. Çünkü yabanc ılar yeterli kar ettiklerini gördükleri zaman veya zarar edeceklerini gördükleri zaman bu yatırımlarını bozar, dolara çevirir ve yurtdışını çıkarırlar.  Sermaye hareketleri bölümünde devletin veya özel sektörün aldığı veya geri ödediği kısa ve uzun vadeli borçlar (nakit veya bono tahvil gibi) da bulunur.

Dördüncü bölüme de net hata ve unutma bölümü (net error and omission) denir. Dış ödemeler dengesinde döviz giriş ve çıkışlarının net toplamları daima eşit olmak zorundadır. Yani dış ödemeler dengesi hiçbir zaman eksi veya artı olmaz. Eğer oluyorsa bir yanlışlık var demektir ki işte bu yanlışlık veya tutarsızlık da bu son bölümde yani kısaca net hata bölümünde gösterilir.

Dış ödemeler dengesinde toplam döviz giriş ve çıkışlarının denk olma mecburiyeti gayet mantıklıdır. Bu tablo şirketlerin bilançosuna benzemez, gelir tablolarına da benzemez. İlla bir tabloya benzetmek istersek en çok şirketlerin “nakit akış tablolarına” benzetebiliriz.  Şöyle düşünelim. Diyelim ki cari açık 50 milyar. Bunu kapatmak için mevcut borçlara ilaveten (eski borçlara ilaveten) ülkenin  bir 50 milyar daha borç alması lazım ve böylece açığını sıfırlaması, kapatması lazım gelir.

Merkez Bankası sürekli döviz alır döviz satar. İthalatçılara döviz satar, bankalara döviz satar, özel şirketlere döviz satar, yurttan çıkış yapmak isteyen portföy yatırımcılarına döviz satar vs. Buna mukabil ihracatçılardan döviz alır, bankalardan döviz alır, yurtdışından döviz getiren yabancı portföy yatırımcılarından döviz alır, sabit yatırımcılardan döviz alır, döviz tevdiat hesabını bozdurmak isteyenlerden döviz alır vs. Merkez bankasının işinin önemli bir parçası budur, her gün, her saat, her dakika döviz alır döviz satar. Her gün belki yüzlerce belki binlerce alış satış işlemi yapar. Her gün binlerce değil milyonlarca dolarlık bazı günler milyarlarca dolarlık döviz alım veya satış işlemi yapar. Gazeteleri ve Televizyon Kanallarını izleyenler özellikle ekonomi kanallarını izleyenler bazen “son iki haftada 20 milyar dolar döviz çıkışı oldu” veya son bir ayda yirmi milyar dolar döviz girişi oldu gibi haberler izlerler. Bir yıllık bir dönemi ele alırsak, değil on milyar dolar yirmi milyar dolar, Merkez Bankasının yüzlerce milyar dolar alıp yüzlerce milyar dolar satması gayet olağan normal büyüklüklerdir.

Gelelim dış borçların artmasına. Eğer Türkiye sürekli yani her yıl cari açık veriyorsa, bu açığı her yıl cari açık kadar yeni borç alarak kapatmak mecburiyetindedir. Diyelim ki Türkiye her yıl 50 milyar dolar cari açık veriyor. Bu durumda on yılda Türkiyenin toplam dış borçlarının 500 (50*10) milyar dolar artmasında şaşılacak bir şey yoktur.

Son olarak gelelim MB rezervlerinin erimesine. Diyelim ki normal olarak TC MB nin sürekli 50 milyar dolar rezerv (kasadaki para) bulundurması lazım veya arzu ediliyor. Bu rezervi düşürmek istemiyorsunuz. O zaman her yıl cari açığınız kadar yeni dış borç almanız gerekir. Örneğin 50 milyar cari açığınız varsa her yıl ilave 50 milyar dış borç almanız gerekir. Eğer siz 50 değil de 40 milyar borç alırsanız rezerviniz de 50 milyar dolardan 40 milyar dolara düşer. Bunda panikleyecek bir şey yoktur. Çünkü aksi de doğrudur. Örneğin rezervinizi 50 milyar dolardan 60 milyar dolara çıkarmak istiyorsanız o zaman cari açıktan 10 milyar dolar fazla borç alırsınız yani 50 yerine 60 milyar dolar alırsınız ve rezerviniz 10 milyar dolar artar. Bunda da fazla sevinecek veya övünecek bir taraf yoktur.  Yani rezerviniz artması veya azalması tamamen cari açığa nispeten daha az veya daha fazla borç almanıza bağlı bir şeydir.

Lafı daha fazla uzatmamak için burada kesiyorum. Özetlersek 128 milyar dolar nereye gitti diye panik havası estirmek de veya rezervimiz eridi eksiye düştü diye panik havası estirmek de aslında paniklemeyi gerektiren durumlar değildir. İşin aslı ve önemli olan cari açığı azaltmek veya kapatmaktır. Eğer soracaksanız,  cari açık neden azalmıyor veya cari açığı nasıl azaltabiliriz veya azaltmak için ne gibi tedbirler düşünüyorsunuz diye sorun. İşte o zaman sorularınız da muhalefetiniz de siyasi olmaktan çıkar ve ekonomik ve faydalı bir mahiyete bürünür.

Kalın sağlıcakla.

 
Toplam blog
: 326
: 941
Kayıt tarihi
: 10.03.11
 
 

Okullar: TED Ankara Koleji, ODTÜ, Bogaziçi Üniversitesi (Master) İş Hayatı: Philips, Anadolu Endü..