Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '21

 
Kategori
Bilim
 

17 NİSAN IŞIĞI

 
Toplumsal yürüyüşümüzde, yapılaşmamızda önemli görevler üstlenen Köy Enstitüleri insanlaşma, uluslaşma sürecinde laik eğitimli yurttaşlar yetiştirecekti.
Bu eğitim kurumları bu amaçla kurulmuştu.Köyü, köylüyü ekonomik, kültürel olarak canlandıracaktı.Böylesine yüce amaçlar gerçekleşecek Cahit Külebi’nin bir şiirinde belirttiği gibi,
‘kara göklerin yıldızı
yurdumuzu sabaha değin ışıtacaklardı’
Bu eğitim kurumlarımız ne yazık ki sekiz yıl ayakta kalabildi.
Karşıcılar Köy Enstitülerini karalamayı görev bildiler. Daha doğrusu çıkarlarının gereğini yaptılar.Çünkü kıvançta, tasada bir olan, bunu duyan bireyler yetiştirmeyi amaçlayan bu eğitim kurumlarımız köy çocuklarını bilimle, sanatla tanıştırıyordu.Onların ufuklarını açıyordu.Dünya klasikleri o güneş yanıklı köy çocuklarının elinde elden ele dolaşıyordu.Bu çocukların sırtını artık kimse yere getiremeyecekti.
Toprak ağaları dini çıkarları için kullanamayacak, köylüyü sömüremeyeceklerdi. Köy kabuğunu kıracaktı.
İşte bu kabuk kırma işi toprak ağalarını çok korkutuyordu.Ya toprakları ne olacaktı.Onları kim işleyecekti artık Ya ellerinden toprakları alınırsa, korkuları büyüktü!
Köy Enstitüleri, sekiz yıl içinde 17300 öğretmen, 1599 sağlık memuru, 209 Yüksek Köy Enstitülüyü amaçları doğrultusunda yetiştirmeyi başardı.
İnsanımızın uygarlaşma sürecinde yol almasını, yurttaş olma onuruna ulaşmasını istemeyen karalayıcılar Köy Enstitülerini topa tuttular. Bu saldırıların özünde köylünün kabuğunu kırmasından korkuyorlardı.
Toprak ağaları 1945’te TBBM’de Toprak Reformu Yasası görüşülürken CHP’den koptular.Kendilerine has DP’yi kurdular.Emin Sazak, Adnan Menderes işin başını çekti.Çünkü ikisi de toprak ağasıydı.
CHP’de bu bölünme Toprak Yasası’nın çıkmasını engellediği gibi CHP’ye de geri adım attırdı.CHP kurduğu Köy Enstitülerinin izlencelerini değiştirerek yaptıklarını yıkmaya koyuldu.
Toprak ağaları CHP içinde etkili oldular.Bu geri dönüş 1950’de DP’nin iktidara gelmesiyle hızlandı.1954’te Köy Enstitülerini adlarıyla birlikte kapattı DP.
Türkiye Cumhuriyeti Lozan’da başardıklarını kaybettirmek için kuşatıldı.
Eğitim tarihimizde yaşanan Köy Enstitü atılımı Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaşlaşma atılımının eğitim ayağıydı.
Köy Enstitüleri uluslaşma sürecinin bir ürünüydü. Bu süreç kesintiye uğradı. Bunu tamamlayamadık Bugün toplumsal olarak yaşadığımız yıkımların, kırımların temelinde bu süreç bulunmaktadır.Bugün yurttaş olma onurunu kavramamış insanımız ümmet olmak yolunda oyunu şeriattan yana kullanmakta.
Gençlerimiz, üniversite bitirmiş okumuşlarımız TV’lerde açıkça şeriatı savunabiliyor.Sözüm ona cemaat,tarikat eğitim kurumları Cumhuriyet düşmanlığını büyütüyor.
Büyük Atatürk Söylev’de,
“Bugün ulaştığımız sonuç yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.” diyor.
Bugün buna sahip çıkmak Atatürkçülükten geçmektedir.
İşte bunun için:
Atatürkçüler, anti-emperyalist, anti-faşist, Atatürk ulusçusu, demokrat, devrimci nitelikleri taşımalı ve savunmalı
Atatürkçüler, bireyciliğin yenildiği, toplumsal çıkarların öne çıktığı bir dönemden geçtiğimiz unutmamalı.
Atatürkçüler,yurtsever, ulussever, üniter devlete bağlı kesimlerin uzlaşı-birlik içinde olmaları gerektiğini iyi bellemeli.
satırbaşı
sesi kuşandı sözcükler
sonrasız
taşıyor günceli
satırbaşındaki çığlık
uyanış ağlamaklı
düş korkulu
gün bayram değil
Köy Enstitülü bir babanın oğlu olmaktan övünç duyuyorum.Çünkü onlar yaşadığı toplumda haksızlıklara karşı koymayı, köyün, köylünün canlanması için kendi güçlerine nasıl güvendiklerini, Atatürk’ün gösterdiği,
“Benim manevi mirasım bilimdir.”
buyruğuna nasıl bağlı olduklarını babamda görmüştüm.
Yol uzun
Gün uzun
Ömür doludizgin
*
PULUR KÖY ENSTİTÜSÜ YOLUNDA BABAM VE BİBİSİNİN OĞLU
 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..