Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '11

 
Kategori
Eğitim
 

17 Nisan yaklaşırken Köy Enstitüleri

Köy enstitüsü uygulamasının yapıldığı yıllarda yaşanan tartışmalara ilişkin çıkan yazılara bakıldığında uygulamanın lehinde ve aleyhinde olanların uygulamanın başından itibaren var olduğu görülür. Uygulamanın başladığı yıllarda özellikle yasal düzenlemelerin yapıldığı dönemde dile getirilen itirazlar, endişeler kapanıncaya kadar aynı şekilde devam etmiştir. 

Uygulamanın başlangıcında dile getirilen itirazlar dönemin getirdiği şartlar içinde tek parti rejiminin verdiği güçle görmezden gelinmiş, özellikle Hasan Ali YÜCEL’in yasaya yönelik ortaya koyduğu sahiplenici tavrın da etkisi ile itirazcıların sesi hemen hiç dikkate alınmamıştır. Buna rağmen karşı çıkanlar açık bir karşı çıkış yerine oylamalara katılmayarak bir bakıma pasif bir direnişe girmişlerdir. Uygulamanın hayata geçmesi sonrası kanunlaştırma sürecinde dile getirilen itirazların haklılığı adım adım ortaya çıkmış, teoride mükemmel sonuçlar alınacak gibi görülen düşünceler, öngörüler uygulamada büyük sorunlarla karşılaşmış, sonuçta uygulamayı başlatanlar geri adım atmak zorunda kalmışlardır. Her ne kadar günümüzde enstitülerle ilgili tartışmalar yapılırken enstitü karşıtları olarak görülen kişiler gerici, rejim düşmanı olarak yaftalanmaya çalışılsa da köy enstitülerinin kapandığı dönemden çok önce enstitülerin yozlaştırıldığı suçlaması ile karşı karşıya olanlar CHP yönetiminin ileri gelenleridir. Bu gerçekler bilinmezden gelindiği için hala enstitülere kıyanlar denilince tarihten habersiz olanların çoğunun zihninde bu günün dindar, sağcı diye nitelenebilecek kişilerin görüntüleri toplanmaktadır. 

Enstitü uygulamasında öğretmenler arasında ortaya çıkan enstitülüler ve diğerleri ayrımı büyük sorunlara yol açarken enstitülüleri önce otuz yıl olarak planlanan ancak sonra yirmi yıla indirilen zorunlu hizmet süresi de büyük bir haksızlık olarak ortaya çıkmıştır. Okulu destekleyici unsurların köye ulaştırılamamış olması yıllarca öğretmenleri köyde yalnız bırakırken adeta öğretmenlerden karın tokluğuna, tek başına kahramanlık yapmaları beklenmiştir. Bu gün bile köylere gönderilecek eleman bulmanın güçlüğüne karşılık 1940’lı yıllarda üstelik de yirmi yıl boyunca insanları köye mahkum etmek hangi adalet duygusu ile örtüşür anlamak zor. Öte yandan öğretmene eğitim öğretim faaliyetleri ile ilgili işler yetmezmiş gibi tarla, bağ, bahçe, toplumun yetiştirilmesi gibi adeta Süpermen güçlerine sahipmiş gibi bakılması, ucuz yoldan toplum kalkınmasını sağlama, okul binalarını yapma, okulları finanse etme gibi sorumluluktan kaçan yöneticilerle bu uygulama zaten uzun süre devam edemezdi. Nitekim devam edemedi. 

Köy enstitüleri ile ilgili yapılan tartışmalar arasında okullara yüklenen siyasal işlevler de ayrı bir başlık altında ele alınması gerekiyor. Bu gün de enstitülere yönelik yapılacak bir eleştiri veya tartışmanın sonucu Cumhuriyetin kuruluşuna, inkılapların haklılığı veya haksızlığına dolayısıyla da anayasada ifade edilen Atatürk Milliyetçiliğine dolayısıyla rejime dair tartışmalara girmeye kadar uzanacağından yasaklanmış bir alanda gezerek tartışma yapabilmenin zorluğu hatta imkansızlığı ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle köy enstitülerine yönelik tam ve sağlıklı bir tartışma yapabilmek yasal bir takım düzenlemeler nedeniyle mümkün görünmemektedir. Ancak enstitülerde özellikle sol zihniyette bir insan tipi yetiştirme amacına dair bir şeyler söylemek çok da yasaklı bir alan içinde yer almayacağından mümkün olabilir. Enstitülerin kurulduğu ve işletildiği yıllarda bu okulların sol bir anlayışa sahip olduğunu açık bir şekilde dile getiren yazarlar, düşünürler olmuştur. Bu nedenle enstitülerin sol bir anlayışla kurulduğu, yetiştirmek istenen insan tipinin sol zihniyete sahip olacağının açık olduğu kolayca söylenebilir. Toplum olarak sağ sol tartışmalarının olumsuz izlerini görmüş olan insanlarımızın bu gün de enstitülere dair olumlu bir bakışa sahip olmasını beklemek doğru ve gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır. 17 Nisan gelirken enstitülere dair özellikle enstitü taraftarlarınca yine değişik etkinlikler yapılacaktır. Bu yazı da bu tartışmalara farklı bir tat katması amacıyla yazılmıştır. 

Soru, Görüş ve Değerlendirmeleriniz için…. 

Ahmet Hikmet 

eagensea@gmail.com 

 
Toplam blog
: 26
: 934
Kayıt tarihi
: 03.05.10
 
 

Eğitim insandaki cehaleti alır. Ancak eğitimin gideremeyeceği bir çok özellikler vardır. Bu neden..