Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '09

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

2001 Bankacılık Krizi: TMSF Cilt Cilt Yazıyor!

2001 Bankacılık Krizi: TMSF Cilt Cilt Yazıyor!
 

Görsel: www.mayonez.net


Yazılı medyadan öğrendiğimize göre, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) “Raf Temizliği Projesi” adını verdiği bir çalışmayla Türkiye’deki banka yolsuzluklarını cilt, cilt kitap haline getirmiş.(1)

Ülkemizde 1993 ile 2003 yılları arasında el konulan bankalarda -hakim ortakların kendilerine aktardığı kaynaklar ve usulsüz kredilerle- toplam 27 milyar Amerikan Doları zarara yol açan banka yolsuzluklarının geçmiş faizleriyle birlikte Hazine’ye toplam faturası 65 milyar Dolar (90 Milyar TL) olarak hesaplanıyor.

Bizde sektörel bir kitap dizisi,

TMSF’ye devredilen ve 25 batık banka hakkında hazırlanan 20 ciltlik kitap seti, yarın düzenlenecek olan bir basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtılacak. Her bir banka için ayrı ayrı hazırlanan, üç bin sayfadan oluşan, 20 ciltlik kitabın toplam ağırlığının da tam 11 kilograma ulaştığı belirtilmekte.

Ülke ekonomisinin, toplumun, özellikle de dar gelirli kesimin sırtına binen toplam yükün yanında 11 kiloluk bu yüke, insanın, " bu ağırlık devede kulak kalır" diyesi geliyor...

Söz konusu bu çalışmada her bir kitapta ilgili bankaların tarihçesi, TMSF’ye devir öncesi, devir sırasındaki gelişmeler ve tahsilat çalışmalarına da yer verildiği belirtilmekte. Ayrıca banka ve eski sahiplerine karşı açılan kamu davaları da anlatılmış.(2)

TMSF'nin bu eseri daha şimdiden önemli, emek ürünü ve değerli bir çalışma olduğu izlenimi veriyor. Fakat yeterli mi? Sektörel ve toplumsal etkisi ne olacak? Kurumsal "Raf Temizliği Projesi" toplumsal hafızada ne tür izler bırakacak? Bu soruların yanıtları sanırım ciltler piyasa çıkıp da üzerinden belli bir süre geçtikten sonra ortaya çıkacaktır.

Bilindiği üzere, aynı dönemlerde Latin Amerika'nın 36 milyonu aşkın nüfusuyla önemli ülkelerinden biri olan Arjantin de çok önemli iktisadi kriz süreci yaşamış ve bu kriz 2001 yılında en üst düzeye çıkarak bir tür sosyal patlamaya yol açmıştı.

Arjantin'de ise toplumsal bir film!

Onlar, özgün adı "Memoria del saqueo" (Yağma Anıları) olan bir filmle bu "Toplumsal Soykırım"ı, Arjantin'in içinden yeni yeni çıkmaya başladığı mali krizin tarihini anlatma yoluna gitmişler.

2004 yılı yapımı film, yedi yıl boyunca süren askeri diktatörlüğün 1983'te düşmesiyle başlıyor... Uluslararası kredi-finans kuruluşlarının dayattığı neo-liberal iktisadi modelin, ülkeyi, önce kısa ömürlü bir "başarı hikayesi"ne dönüştürmesi, ardından da 2001'deki siyasi ve ekonomik çöküş ile korkunç toplumsal sonuçlara yol açan yapısal reformlar ve özelleştirmelerin dramatik anlatımıyla devam ediyor...(3)

30 yıldan fazla bir süredir siyasi belgeseller ve kurmaca filmler yapan Fernando Solanas, bu filmle ülkede yaşanan "İktisadi ve Toplumsal Soykırım"ı, Arjantin'in sistematik olarak yağmalanmasını gözler önüne sermiş. Bu öylesi bir sosyal katliam ki bir diktatör veya askeri cunta tarafından değil, demokratik yollarla seçilenlerce gerçekleştirilmiş. Solanas, Arjantin'in doğal kaynaklarının özelleştirilmesinin, başarısız yatırımların ve yoz siyasetçilerin bir ülke ekonomisini nasıl çökerttiğini göstermekte...Yapımcı, özellikle Aralık 2001'deki mali çöküş ve halk ayaklanmasından sonra bir film kamerasının objektifinden, Arjantin'in kolektif hafızasının parçalarını adeta kare kare biraraya toplamış.

Film, 19 ve 20 Aralık 2001'de yağma ve ayaklanma ile beraber devam eden kitlesel "cacerolazos" - insanların tencere ve tavalara vurarak gerçekleştirdiği spontane protesto- eylemi ile sona eriyor. Hatırlanacağı üzere, söz konusu bu kapsamlı eylemler, Ekonomiden Sorumlu Bakan ile devlet başkanı Fernando de La Rua'yı istifaya zorlamıştı.

Bizde, Başbakanlık binası önündeki -biri yazar kasa fırlatmalı- bir kaç münferit eylem dışında bu anlamda toplu eylem, gösteri, direniş pek olmadı. Fakat mevcut hükümet ciddi olarak çatırdadı ve iktidarın ana ortağı olan parti bir yıl sonraki ilk seçimde tuzla buz oldu.

"Yağma Anıları" Arjantin'de ülke çapında okullarda gösteriliyormuş.

Uzun lafın kısası,

Hiç şüphesiz ki sektörel bir kitap dizisi ile ünlü bir yönetmenin toplumsal içerikli bir filminin halk üzerindeki etkileri karşılaştırılamaz bile!

Belki de konunun bir ucu toplumsal duyarlılığa dayalı talep düzeyiyle de ilişkilidir. Toplumların benzer olayları yaşama biçimleri, ortak tepkileri gibi onları kolektif hafızalarına nakşedişleri nasıl da farklı olabiliyor.

Çok daha dar kapsamlı ve çözümü olanaklı sorunlarımıza çok daha büyük tepkiler verirken, daha geniş kapsamlı, ortak paydası çok daha büyük olan sorunlarımızı sessizce geçiştirebiliyoruz. Bu durumun oluşmasında ortalama eğitim, kültür ve gelir düzeyimizin düşüklüğü kadar gündemimizin harici olarak -dışarıdan- belirleniyor oluşunun da büyük bir payı yok mu dersiniz?

Bizdeki yukarıda değindiğim çaba pek yabana atılır cinsten olmasa da ben yine de Arjantin'e imrenmeden duramadım.

İ.Ersin KABAOĞLU,

16 Kasım 2009, Ankara

Kaynakça:

(1) http://www.milliyet.com.tr/Ekonomi/HaberDetay.aspx?aType=HaberDetayArsiv&KategoriID=3&ArticleID=1162032

(2) http://www.raftemizligi.com/index.php

(3) http://www.cinedergi.com/sayi/17/17/52.htm

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..