2009 beklentilerim

Yeni bir yıla daha girdik. 2009 yılının tüm insanlığa hayırlı bir yıl olmasını diliyorum. Barış ve huzur getirmesini diliyorum. Gündem yoğunluğu dolayısıyla Yeni yıl öncesi yazmak istediğim ama bir türlü yazamadığım bu yazımı şimdi kaleme almak zorunda kaldım.

Dünyada, Türkiye'de, Avrupa'da insanların beklentisi hep aynı barış kardeşlik sevgi saygı insanların bir arada kendi düşüncesi doğrultusunda yaşama arzusudur. Savaşsız bir dünya kim istemez. Çocukların ağladığı bir dünya da büyüklerin yaşama hakkı varmıdır. Neden siyaset uğruna neden insanlar çocuklar katlediliyor. Bir arada oturup konuşmak var iken çözüm üretmek var iken, insanın yaradılış biçiminde var olan o beyincik insana monta edilmiş iken insanlarımız, dünya siyaseti o çözümleri neden üretmiyor. Çözümler üretilmiyor. Neden anlamış değilim. Her insan gibi bende bunu soruyorum. İnanın bu nedene cevap bulabilirsek belki bu savaşlar olmayacak. Belkide siyasiler cevap bulmuşlarda ben ne kadar silah satarım benim menfaatim ne olur hesabı yaptıkları için insanların ölmeleri çocukların ağlaması onları ilgilendirmiyor. İsrail’in Filistin topraklarını işgal etmesine koskoca AB’nin sesini çıkarmaması, Arap ülkelerinin liderlerinin kardeşlerinin acısını görmesine ses çıkarmamasına ne demek lazım. O cübbeler içerisinde altın kaplamalı saraylarında İslami bir ülkeyi yönetiyorum diye geçinen o Arap şeyhlerini gördükçe iyiki benim ülkem Türkiye Cumhuriyeti demek ten kendimi alamıyorum. Benim bu yılda beklentim bir an evvel orta doğuya barış ve huzurun gelmesidir. Çünkü ben insanım Allahın yarattığı bir varlık isem çocukların ağlamadığı bir dünya da yaşamak benimde hakkımdır.

Eğer "kahrolsun İsrail" meydanlarda nasıl diyebiliyorsak iki peygamber çıkarmış filistin topraklarında çocukların ölümlerini görmezlikten gelen Sudi Arabistan başta olmak üzere tüm Arap ülkelerinide protesto edelim. Bu işler telefon trafikleri ile olmaz. ABD bankalarında tirilyonlarca parası olan bir Arabistan bugün isterse bu savaşı durdurur. Kardeşlerinin yok olmasına seyirci kalan Arap ülkeleri sesiz kalınca bu savaş devam edecektir. Herkes biliyor ki, ABD'nin Irak'ta yaptıkları Irak halkının özgürlüğü için değil petrol ve para savaşıydı. Şimdi de büyük Orta doğu hayalleri ile sanki müslüman ülkelerle İsrail anlaşmış gibi (Türkiye hariç) Filistin halkını yok etmeye çalışıyorlar. Unutulmamalı ateş düştüğü yeri yakar. Bu savaşa dur demeyenlerin çocukları yok mu?

Unutmayın? Var olan dünya menfaatlerinizde bir gün yok olmaya mahkûmsunuz.

Ahmet Kaya’nın suçu neydi?

Ülkemde yeni yıl ile birlikte demokrasi tarihimizde bir ilk yaşandı. Devlet kanalı TRT’de Kürtçe yayın başladı. Çok sayıda Kürt yazarını, oyuncusunu ve şarkıcısını vatanlarından uzak başka ülkelerde gözleri açık ölüme mahkûm eden o Kürtçe yasağı nitekim bu yayınla son buldu.

Geçen akşam Atv televizyonunda ‘İbo Show’ programını izledim. İbrahim Tatlıses’in sunduğu programın unutulmayanlar köşesinde sürgünde vefat eden Ahmet Kaya vardı. İbo daha önce programına çıkardığı Ahmet Kaya ile ilgili vtr verdi. Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Atatürk ile ilgili sözlerini duyunca ya bu insan vatan hainimi diye kendimi sorguladım. Atatürk gibi liderin Türkiye ye nasip olduğunu böyle bir liderin gelmeyeceğini söyleyerek bir sözü dikkatimi çekti.’ Benim yurtdışı konserlerimde sahneye para atıyorlar. Beni gördüklerinde 10.yıl marşı çalıyorlar. Bayrak açıyorlar. Sanki ben uzaydan gelmişim. Bende bu ülkenin evladıyım.’ Sözü kendisini anlatıyordu. Magazin gazetecileri gecesinde ben Kürtçe türkü söyleyeceğim dediği zaman bıçak çatal kaşık fırlatanlar onu sürgüne gönderip memleket hasreti ile gözü açık giden bu insanın suçu peki neydi insan ister istemez kendine bu soruyu soruyor. Kendisini yakından tanıdığım kişilikli insan Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay herkesin yüreğine su serpen bir açıklama ile başta bir zamanlar merhum Alparslan Türkeş’inde şiirini okuduğu Nazım Hikmet ve Ahmet Kaya ve Yılmaz Güney’e vatandaşlık verileceğini söylemesi Türkiyenin kendi vatandaşı ile kucaklaşacağını belirtmesi ülkem adına güzel bir gelişme olarak görüyorum. İşte her TC vatandaşı insanın istediği Yasaklar ülkesi olmayan, yazarlarının açıkça düşüncesini dile getirdiği sevgi ve saygının olduğu Kadınlarımızın coplanmadığı annelerin ağlamadığı Türkü, Kürdü, lazı, Çerkezi ve Ermenilisi ile herkesin kardeşçe yaşadığı ‘İster sev ister terk et’ safsatası ile ülkemin insanlarını bölmek istemeyen bir düşüncenin sahip olduğu, 12 canımızın yandığı Madımak Otelinin müze olduğu, mafya ve çetelerin olmadığı bir Türkiye'de bende yaşamak istiyorum.

Ülkemin topraklarında Türk bayrağının dalgalandığı, ağızlarda istiklal marşı söyleyen insanların yaşadığı bir ülke benim ülkem olduğunu inan insanların yaşadığı bir Türkiye’de bende yaşamak istiyorum. Bu ülke Türkiye Cumhuriyetidir. Bu ülke Atatürk’ün kurduğu laik Türkiye cumhuriyeti olarak yaşayacaktır.