2016 yılının eşiğinde harekete geçen Türkiye

Ne çok acıya tanık oldu dünyamız, insanlığımız ve insanımız.

Acının tarihi yazılsa 2015 yılı da bundan nasibini alır. Acılarımız, açıkta kalanlarımız ve açlarımızla yaşadık bir yılı daha… Terör kapımızı çaldı habersiz, izinsiz. Umutlarımızı, kardeşliğimizi bombaladı. Kıyılarımıza günahsız yavrular, cansız bedenleriyle vurdu. Vurulduk yüreğimizden bu manzara karşısında. Suskunduk. Şaşkındık.

Milletimiz ve ümmetimiz için oyun içinde oyunlar sahneye konuldu. Uzaktan ayarlı figüranların oyunlarıyla gündemimizi çaldılar. Geleceğimize kumpas kurdular. Paralel ayarlı ayarsızlar düzen içinde düzen kurmaya kalkıştılar. Saf Anadolu gençlerinin akıl ve kalplerini narkozladılar. Oynanan oyuna baygın baygın seyirci olamaya devam ediyorlar. Ne diyelim Allah uyandırsın demekten gayrı.

Bir memleketimiz, bir bayrağımız ve bağımsızlığımız var. Tüm renklerimizle tek millet olmamızı bize çok görenler var. Bu satırların sahibi kardeşinizin babası Avşar, anası Dadaş, nenesi Kürt, eşi Çerkez, kalbi Boşnak iken birilerine bu zenginliğimiz çok mu geliyor ne! Türklüğümüz ve Müslümanlığımız etle tırnak olmuş iken, hain ve zalim eller de boş durmuyor. Durmadı ve durmayacak; ancak milletin derin vicdanı da olup bitene sessiz kalmayacak.

Dini ve vicdanı olmayan terör, insanlık suçu işlemeye devam ediyor. Gözüne kestirdiği ülkelerde hedef olarak masumları seçiyor. Gücü masumlara yetiyor. Masumların umutlarını ve yarınlarını çalıyor, yıkıyor, yakıyor. Terör kandan besleniyor. Cana kastedip, kan topluyor. Canı var eden ve onun temsil ettiği aşkın değerleriyle savaşıyor terör. Canı var eden Allah, “müntakim” ismi şerifi ile teröre, onun açık ve gizli destekçilerine “salih kul”ları vasıtasıyla elbette gereken cevabı verecektir. İslam’ın son kalesi olan Anadolu’yu vatan edinen erler, alperenler şer güçlere karşı Hakk için mücadele ve mücahede ile bin yıldır bu toprakların muhafızı olmuşlar.

Tarih, bu topraklar üzerinden yeniden yapılıyor. Birileri yapılanları yazıp, okuya dursunlar. Birileri aktör olarak tarihe müdahale etmeye kalksalar da müdahaleye müdahale eden ve gücünü bu milletin derinlerinden alan iradeye de tanık olmaktayız. Bu toprakları “ana” gören “dolu” dolu değerlerini yaşamak isteyen millet, küllerinden yeniden doğuyor. Şer güçler bu milletin hayrını istemese de “hayr” olan bu milleti bulacak. Ocağımız yeniden tütecek. Bu memleket Ahmet Yesevi’nin hikmet yüklü, Mevlana’nın rahmet yüklü, Yunus Emre’nin aşk yüklü, Hacı Bektaşi Veli’nin şefkat yüklü mesajlarından aldığı ilhamla yeniden ihya ve inşa olunacaktır.

Anadolu, Balkanlar, Kafkaslar ve Ortadoğu coğrafyasının sakinlerinin kalpleri şimdilerde daha bir heyecan ve ümit içinde atıyor. Onların gönül coğrafyasında haritalar yeniden çiziliyor. Mevcut çizilen ve dayatılan haritalar, zihinlerinden silinme sürecine çoktan girmiş durumda. Anadolu ve insanına sığınan binlerce muhaciri kendine kardeş bilip, ana şefkati ile yaklaşan bu toprakların sakinlerinin ümmete ve insanlığa verdiği mesajın kalplerde yeşermeye başlamış olması bize tarihin yeniden yapıldığını göstermektedir.

2016 yılının eşiğinde duran insanlık zulme direnmeye, arınmaya, yenilenmeye, kendine gelmeye gebe. 2016 yılının eşiğinde duran Müslümanlık ise insanlığın yaşayan umudu olmaya, sevgi ve barışın hâkim olmasına lokomotiflik yapmaya gebe. Müslümanlığa mensup olan bizler ise samimiyet, gayret, merhamet, hikmet ve adalet ile insanlığa ve insanımıza hizmet etmek için harekete geçmek durumundayız. Yarınki Türkiye’nin inşası, ümmetin ve insanlığın da inşası anlamına gelmektedir. Yarının inşası için bu günü aşk, irade ve hareket ile yaşamak gerekir.  

Selam olsun yarın ve yarınlarımız için bu günden “hareket”e geçenlerimize.

01.01.2016

Ali Sedat ASLAN