- Kategori
- Yemek - Mutfak
28 derecede üşümek isteyenlere...
Bu sene hiç piknik yapmak nasip olmamıştı... üşümek de......
Cumartesi toplandığımızda deniz için henüz erken olduğuna karar verdik ve hiç pikniğe gidememiş olmanın verdiği hevesle hızlı bir işbölümü yaparak pazar gününü bir dere kenarına ayıralım dedik.
Kimi hafta içinin yorgunluğunu atamamış olmaktan, kimi Beşiktaş'ın şampiyonluk sevincini yaşamak üzere gecenin geç saatlerine kadar sokaklarda coşmaktan, kimi ne börek yapacağına karar verememiş olmaktan biz de gece gelen misafire git diyememekten 3ten sonra yatmış olduğumuz için hazırlıklar sonraki pazarlara kaldı.
Ama karar verilmişken ve hevesler bitmemişken üşengeçliğe çare önümüze gelecek ne olursa yeriz yeter ki doğayla buluşalım hem de çok uzağa gitmeyelim dendi.
Çorluda şehir içinde sıcaklık 28 derece, herkes yazlık kıyafetlerini giymiş bile.
Açıköğretim sınavlarından çıkan kardeşlerimiz de bize katıldı, çıktık.
Eee hadi çıkalım da nereye gideceğiz, baharda kuzu eti yenmeli ama nerde?
Çerkezköy'de Mesut'un yeri, Kuşbahçe en sakin yer ve Mesut kafasına uygun et olmadığında dükkanını açmayan ya da et bitince '' benim de evim var kardeşim'' deyip kapatıp giden işin erbabı bir esnaf. Birtek ben gitmişim daha önce gruptan kimse gelmemiş.
Biz şanslı günde gitmişiz, et var, dükkan açık.
Girişine ve ortaya ektiği rengarenk çiçeklerle küçük mekan daha da şirin olmuş. Bizi ahşap kamelyaların altına aldı. Masalar 4 kişilik piknik masalarından, biz 6 kişi olunca yanına ilave edilen yuvarlak masa güneşte kaldı. Gölgeye kim oturacak derken biz uyanık erkekler gölge ve ahşap masaya kurulduk, bayanlar güneşte kaldı. Menüde sadece et, salata ve tepsi yoğurdu olduğu için seçimi işin ustası mekan sahibi Mesut'a bıraktık. Et çeşitleri soğumasın diye azar azar sırayla geliyor.
İlk gelen kendine has köftesinden sonra (Trakyada Tekirdağ köftesi meşhur derler ama bunu denemelisiniz) 2. tur bifteklere geçmeden, grupta hafif kalkalım edaları oluşmaya başladı.
Çerkezköyde en yüksek yerdeyiz. Karadenizden kopup Strancaların yıllanmış ağaçlarından oluşan ormana sıcağını bırakıp yerini bol oksijenle ve serinlikle doldurup gelen kuzey rüzgarını içimizde hissettiğimizde 1 Haziran olmasını umursamadan koşup arabanın arkasında bulduklarımızı sırtımıza aldık.
Yaş ortalaması gereği kimse delikanlılığa toz kondurmak istemiyor ama bizden sonra gelen iki masa fazla direnemeyip kalkınca bizimkiler ve tabi ki ben de bu kadar oksijen yeter demek zorunda kaldık.
Ama yenilen etin lezzeti ve Mesut'un ustalığını herkes birkez daha taktir etti.
Farklı katkı ve besinlerle özü oynanmayan tek et kuzu eti olduğu için özellikle Çerkezköy üzerinden seyahat edenlere bol oksijenli, sakin, yazın sıcak dönemlerinde oldukça serin doğal bir lezzet mekanı olarak tavsiye ederim.
Ulaşım: TEM yolundan Çerkezköy gişelerinden çıktıktan 10 km sonra (Büyükçavuşlu ve Değirmenköy sapaklarını geçtikten sonra) rampa inerken göreceğiniz Çerkezköy sağ çıkışından girince tekrar hemen sağa dönerek 2 km her iki tarafınızda ağaçlık olan yoldan giderek ramayı çıktığınızda direk karşınızda bulacaksınız)