28 Şubat'ın Ahmet Hakan'ı Gezi Parkı'nda 28 Şubat'ın Reha Muhtar'ı olursa...

28 Şubat'ta Ahmet Hakan 'Zenci Türk'tü...

Gezi Parkı'nda 'Beyaz Türk'!

28 Şubat'ta "Sizi gidi rantiyeciler sizi gidi!"...

Gezi Parkı'nda, rantiyeci de kimmiş?

28 Şubat'ta Türkiye yeniden karanlığa gömülüyordu...

Gezi Parkı'nda, nurlu ufuklara!

28 Şubat karşıtları mübarek insanlardı...

Gezi Parkı karşıtları tu-ka-ka! Tek ortak yanları Gezi Parkı karşıtlığı olan Yiğit Bulut'la Bülent Ersoy arasında zorlama başka bir ortak yan bularak ikisini de birden itibarsızlaştırma; bir taşla iki kuş!

28 Şubat'ta Erdoğan  özgürlük savaşçısıydı...

Gezi Parkı'nda özgürlük katili!

28 Şubat'ta Erdoğan mazlumdu...

Gezi Parkı'nda zalim!

28 Şubat'ta, başta İsrail ve Amerika olmak üzere tüm dünya Türkiye'ye komplo kuruyordu...

Gezi Parkı'nda, atma Recep din kardaşıyız!

28 Şubat'ta, 1960'ta Menderes'in yakasına yapışan gençlere, "Bundan büyük özgürlük mü olur?"...

Gezi Parkı'nda Erdoğan'a meydan okuyan gençlere, "Aşk olsun size aşk olsun"!

28 Şubatçılar müthiş politize olmuşlardı...

Gezi Parkı tümden apolitize, tamamen duygusal!

28 Şubat'ta, laiklik bahanesiyle esas amaç Erbakan'ı düşürmekti...

Gezi Parkı'nda, özgürlük bahanesiyle esas amaç Erdoğan'ı düşürmek diyenlere: Hadi canım sende!

28 Şubat'ın Emin Çölaşan'ı, Uğur Dündar'ı 'postal-sever'di...

Gezi Parkı'nın, 'postal-savar'!

28 Şubat'ta, "Sandıktan çıkmış iktidara nasıl karşı gelirsiniz?"...

Gezi Parkı'nda, "Demokrasi sadece sandıktan ibaret değil ki"!

28 Şubat'ta Erbakan Hoca'ya küfredenler 'neuzubillah'...

Gezi Parkı'nda Erdoğan'a küfredenler 'Allah Allah'!

28 Şubat 'abes'ti...

Gezi Parkı 'mukaddes'!

28 Şubat bal gibi darbeydi...

Gezi Parkı, bal gibi demokrasi!

28 Şubat'ın baş sorumlusu 'Kartel Medya'ydı...

Gezi Parkı'nda, Kartel Medya biraz patronum olur da...!

Özetlemek gerekirse; Ahmet Hakan Gezi Parkı'nda, 28 Şubat'ın Reha Muhtar'ından hiç de geri kalmadı. Ancak; 28 Şubat süreci sonrası, 28 Şubat'ın yıldızını parlattığı askeri Em. Org. Çevik Bir'i cumhurbaşkanlığına hazırlamak üzere organize edilen ve bir haber kanalında canlı olarak verilen toplantıda Reha Muhtar ayağa kalkmış, görevini hakkıyla yapmanın gururuyla Çevik Bir'e, "1959 doğumluyum. 1960 darbesi sonrası, siz, darbeyi kutlamak amacıyla askeri araçlarla Ankara caddelerinden geçerken ben de babamın kucağında sizi selamlamıştım" dedi. Tüm salonu kablayan kahkaha tufanı arasında Çevik bir güçlükle, "Ben de selamınızı almıştım" diyebildi. Reha Muhtar bu gafıyla gaflarının nirvanasına ermişti. Yani Reha Muhtar, darbeyi o kadar seviyordu ki, daha altı aylıkken darbecileri selamlayabilmişti! Bu haliyle bizatihi darbecilere bile, "Bu kadar da olmaz" dedirtebilmişti.

Demem o ki, Ahmet Hakan'ın böyle iftiharla anlatacak bir anısı bile yok!

Yazık çok yazık!

Hasan Basri Özgen