3 Aralık Günü Ardından...

3 Aralık '' Dünya Engelliler Günü'' ydü...

İnsanlar kendinden farklı olanları dışlayabilmekte aralarına almayabilmektedir. Bu yüzden farklılıklar ya da farklı olma birey ve toplum tarafından yadırganacak bir durum olmamalı. İçinde yaşadığımız toplum, birkaç kişinin ya da belirli bir kesimin özellikleri temel alınarak şekillendirilmemeli. Yetersizliği olan ve farklı olan insanlara karşı oluşmuş olan olumsuz bakışı değiştirmek için içinde yaşadığımız toplum ve diğer toplumlar herkesi içerisine alacak, herkese uygun bir toplum modeli oluşturmalıdır.

Hizmetler üretilirken herkesin özellikleri dikkate alınarak toplumdaki bütün insanların gereksinimleri karşılanmalı ve çözümler üretilmelidir. Hizmet üretiminde herhangi bir grubun önceliği olmamalıdır. Yani önce normal insanların ihtiyaçlarını halledelim sonra ötekiler için de yaparız anlayışı ortadan kalkmalıdır.

Özel eğitime gereksinim duyan bireylerin toplumla bütünleşmelerinin ve sosyal yaşama aktif olarak katılmalarının önünde bir takım engeller bulunmaktadır.

Bunlar; dışlanma, marjinalleşme, savunmasızlık, tanı ve değerlendirme sorunu, eğitim sorunu, ulaşım sorunu, fiziksel çevre ve konut sorunu, rehabilitasyon sorunu, yoksulluk, istihdam sorunu, sağlık sorunu ile özel gereksinimli bireylerin aile yaşamı/özel yaşamı ve aile ile toplumun bilinçlenmesi sorunudur.

Özel eğitime gereksinim duyan bireylerin toplumla bütünleşmelerinin ve sosyal yaşama aktif olarak katılmaları için öncelikle bu sorunların çözümlenmesi gerekmektedir. Ayrıca, özel gereksinimli bireylerin karşılaştığı ‘engellerin’ temelinde, sahip olunan ‘yetersizlik’ değil, yetersizliğin yarattığı farklılığı bahane eden toplumun, özel gereksinimli bireylere karşı geliştirdiği ‘engelleyici tutumlar’ yatmaktadır. O yüzden toplumdaki bu engelleyici tutumların değişmesiyle özel gereksinimli bireylerin gereken eğitimi alıp sosyal yaşama normal bireyler gibi katılacağına inanıyorum.

Ayrımcılığın önüne geçilebilmesi için eğitime büyük önem verilmesi gerekmektedir. Ayrımcılıkla savaşımda en önemli konu, toplumun bakış açısının değişmesi ve genişletilmesidir. Bu amaçla, ayrımcılık karşıtı bir eğitim sistemi kurmak ve özellikle de çocuk yaşta eğitime önem vererek, toplumsal yaşamın her alanında ayrımcı uygulamalara izin vermemek gerekir. Kendisi gibi olmayan kişileri hiçbir şekilde ötekileştirmemek gerekmektedir. Eğitim sistemimizde olduğu gibi çocukları önce ayrıştırıp daha sonra birbiriyle kaynaştırma konusunda çaba harcamaktan daha çok hiç ayrıştırmadan farklılıklarıyla bir arada olma öğretilmelidir. Öğrencilere her birinin kendilerine özgü oldukları ve bireysel farklılıkları olduğu anlatılmalıdır. Bireysel farklılıklarının aynı zamanda toplumun zenginliği olduğu ve içinde yaşadığımız toplumun farklı özelliklerde insanlara gereksinimi olduğu da vurgulanmalıdır. Sonuç olarak, özel gereksinimli bireylere yönelik hiçbir şekilde ayrımcılık yapılmamalı ve bu durum toplumun gündemine yerleştirilmelidir. Dolayısıyla toplumun kendi kendini sorgulaması için bir yol açılmalıdır.

3 Aralık günü yapılan kutlamalar ile verilen sözler engelli için engelsiz yaşam adına sunulan süslü sözler dışında engellinin sorunlarına çözüm üretecek gelişmelerin olması hepimizin dileği...

Yeni bir yıla yaklaştığımız şu günlerde, ülkemiz olarak engelli bireylerin sorunlarının çözümü noktasında, gelişmiş dünya ülkeleri ile kıyasladığımızda nerelerde olduğumuz hepimizce malumdur...

O gelişmiş ülkeler engellisine gösterdiği ilgi münasebetiyle belki 3 Aralıklar coşkuyla kutlanabilir...

Ama bizlerin, böyle bir kutlamayı iç rahatlığıyla yapabilmemiz için sanırım daha çok yol katetmemiz gerekiyor ... Hala tam olarak sorunlar çözülemiyor, bir çok şey proje aşamasında....

Umarım 3 Aralık günüyle sınırlı kalmayan engelliye verilen sözler tutulur...

Sadece o gün değil her zaman hatırlanılması dileğiyle...

Çiğdem Demirezen