- Kategori
- Gündelik Yaşam
30' lu yaşlara 5 kala
Bugün benim doğum günüm. Annemin, beni kucağına ilk alışının üzerinden tam 25 sene geçmiş. Hayatı bütün doluluğuyla yaşadığım yıllar daha dün gibi aklımdayken; 30'lu yaşların eşiğine gelmişim bile.
30'lu yaşlar... Sahi, neden korkarız ki 30'lu yaşlardan? Belki hayatımızın gençlik yıllarını yaşamaya bir türlü doyamadığımız için.Belki de bir yıl daha yaşlanmış olarak kendimizi, geleceğe dair sorunlara ve korkulara biraz daha yakın hissettiğimiz için.
Bugünden itibaren 25'im bitti. Artık 26 yaşındayım. Ama bu yaşa gelip de, hâlâ yapamadığım o kadar çok şey var ki...
Belki hayatta en zor olanı; insanın, kendini kelimelerle ifade etmeye çalışması. Onun içindir ki; bu benim bugüne kadar yazmakta en çok zorlandığım yazım. Çünkü sözcüklerim kadar, kendi hayatımda da hiçbir zaman "ben" odaklı olmaya çalışmadım.
13 Ekim; Ankara'nın başkent oluşunun yıldönümü. Ama 1982 yılından itibaren bu tarihin, artık bir başka önemi var beni bu yaşa getirenler için.
Senede sadece bir günün özel anlamlar taşıması, çok güzel bir duygu olmalı insanlar için. İnsan, sanki daha özel biri gibi hisseder kendini; doğum günlerinde. Peşi sıra gelen kutlama telefonları, sürpriz misafirler ve de hediyeler.
Bu akşam da beni, şimdiden adını koyamayacağım nice sürprizler bekliyor. Geçen koca 25 sene adına, sadece bir mum üfleyeceğim. 25 ayrı dilekte bulunacağım içimden; 26. yaşımda gerçekleşebilmeleri için. 30. yaşıma doğru koca bir adım daha atacağım; taşıdığım nice umutlarla beraber.
Ve bir yıl daha yaşlanıyor olmak, bu defa korkutmayacak beni.
Bir saat gibi işliyor hayatım;
30'lu Yaşlara 5 Kala...