48 yıl sonra demokrasi çıkmazı...

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk askeri darbesinin ardından tam 48 sene geçti. 27 Mayıs darbesi Türkiye için önemli bir süreçti. Sadece darbe girişimi ve mahkum olanlarla değil en çağdaş anayasa olarak adlandırılan 1961 anayasasının da kapılarını açtığı için de önemli bir yeri var.

Adnan Menderes öncülüğündeki Demokrat Parti'nin oy çokluğunun kendilerine herşeyi yapabilecek gücü verdiği sanmasıyla başlayan süreçte aradan geçen süre demokrasi adına bir arpa boyu ilerleyemediğimizi gösteriyor.

Biz o dönemi yaşamadık. Olan biteni de kaynaklardan öğreniyoruz. Bu kaynaklarda yazılanlar tamamen doğru ya da yanlış olabilir ancak bir şeyin kesinliğinden eminiz.

Demokrat Parti aldığı yüksek oy oranının herşeye yettiğini sanıyordu. Herşeye millet karar verirdi. Bu yüzden de kendilerine her türlü muhalif görüşü sindirmeye çalıştılar. Sadece kendilerinin var olduğu bir ülke yaratmaya çalıştılar.

Cezaevleri tutuklu gazetecilerle doluydu. Ülkede tam anlamıyla tek seslilik hakimiyeti kurulmak isteniyordu. Muhalefet lideri İsmet İnönü'nün gezileri engellenilmeye çalışılıyordu.

İnönü tüm olanlardan sonra 18 Nisan 1960 tarihinde Meclis'te tüm olanların baskı rejimine yönelik olduğunu belirten bir konuşma yaptı ve "Bu yolda devam ederseniz, ben de sizi kurtaramam" dedi.

Ardından 3 Mayıs 1960'ta Kara Kuvvetleri Komutanı Org.Cemal Gürsel hükümete bir uyarı mektubu gönderdi ancak oy gücünün sarhoşluğuna kapılan DP iktidarı uyarıyı dikkate almadı.

***

Peki DP'nin hataları darbeyi haklı kılar mı? Olan bitenden sorumlu tutulan dönemin CHP'sinin sorumluluğu nedir?

Alternatif yollar var mıydı? Yoksa bir demokratik seçim, dönemin muhalefet partilerinden CHP'ye mi yarardı?

Yüzleşmemiz gereken gerçeklerle yüzleşmemiz gerekiyor. Bizden önceki kuşaklar yüzleşemediyse bile bizim kuşağın bunların üzerine gitmesi ve karanlık kalan ayrıntıları aydınlatması gerekir.

Türkiye askeri darbelerden çok zarar gördü. Bugün hala çözümü bu tip müdehalelerde arayanlar var.

27 Mayıs'ın ardından geçen 48 senede demokrasi mücadelesinde hala gerideyiz. Dün DP kendine demokrattı bugünse AKP. Bu düşünce kapsamında istedikleri herşeyi yapabileceklerini düşünen ve bunun içinde halk oylarını öne sürenler Türkiye'deki kurumların ne işe yaradığını öğrenemedi hala.

Geçmişten ders almayanlar geçmişi tekrar yaşamaya mahkumdur. Dileriz Türkiye çıktığı demokrasi yolculuğunda kazanan taraf olur.