5- Ortaklıklar

 Büyük bir şirkette bulunan ortakların şirket yönetimine işlerin gidişatına etkisi küçük şirketlerinkine oranla daha azdır. Küçük şirketlerde işlerin çoğunu bilfiil ortaklar yapar. Bazılarında ortaklar iş güçleriyle de katkı sağlamak durumundadırlar. Dolayısıyla küçük şirketlerde ortağınızın kimliği, kişiliği, güvenilirliği, çalışkanlığı, becerileri ve mali durumu hayati önem taşır. Ortaklarınızı onlarla ortak olmadan önce iyice araştırıp soruşturmalısınız. Muhtemelen gün boyunca onlarla birlikte geçireceğiniz süre eşinizle geçireceğinizden daha uzun olacak. Aile içi ortaklıklar doğası gereği diğerlerinden daha güvenilir ortamlar yaratırlar ve daha iyi sonuç alırlar.

Ortakların birbirinden farklı özellik ve yeteneklere sahip kişilerden oluşması daha iyi sonuç verir. Dışa açık, sosyal, geniş çevreye sahip birisiyle, işleri derleyip toplayabilen, üretken, bir başkasının ortaklığı birinin diğerinin eksiklerini tamamlamasıyla daha iyi sonuç verecektir.

Bir kaç ortaklı şirketlerde yönetim ortaklar tarafından paylaşılır. Bu sizi direkt olarak bizi ulaştığımız HEDEF’E ulaştırır. Karar alma süreçleriniz uzar da uzar. Bazı konuları çözmek için duygusal engelleri aşmak gerekli hale gelir. Konuşulamayan ama çözülmesi gereken sorunlar vardır ve durdukça daha da çözülmez hale gelir. Sonuçta ortaya ciddi bir yönetim zafiyeti ortaya çıkar. Ortaklardan birinin aldığı karar diğeri tarafından yerle bir edilir. Şirket çalışanları da bu durumu kendilerine avantaj haline getirirler ve ortakların hangisinden neyi koparabileceklerini düşünmeye başlarlar. Yapmak istemedikleri görevleri diğer ortakla görüşüp iptal yada devretmeye çalışırlar. İçten içe kulis faaliyetleri başlar. Ortaklar arasında lüzumsuz meselelerden kaynaklanan uzun tartışmalar olur. Zaman ve enerji dümeni bir sağa bir sola döndürülen bir gemide olduğu gibi boşa harcanır.

Yapılması gereken mutlaka bir kişinin şirketin genel yönetiminden sorumlu olmasıdır. Son kararı bir kişi vermelidir. Bu durum mesela her yıl ya da birkaç yılda bir değiştirilebilir. Böylece yönetimi ele alan kişi kendi döneminin başarısından diğerlerine göre daha çok sorumlu olacaktır. Ortaklar sorumluluğu paylaşabilirler. Mesela finansmana birisi bakarken bir diğeri pazarlamadan sorumlu olabilir. Ama yinede son karar alıcı olan birisi gereklidir.

Kişisel harcamaların ve şirket harcamalarının ne olduğunun tanımının ortaklar tarafından net bir şekilde yapılması hayati önem taşır. Ortakların kullandığı telefon harcamaları nasıl hesaplanacak araçlarda kullanılacak akaryakıt ne olacak şahsi araçlar şirket için kullanılacaksa sigorta bakım vergi gibi masraflar şirket tarafından mı yoksa ortaklar tarafından mı ödenecek tipi sorular açık bir şekilde tüm ortakların onayıyla başlangıçta cevaplanmalıdır. Kişisel harcamaların şirkette bilfiil çalışan ortakların maaş alması sayesinde düzene sokulması mümkündür. Karın ne oranda nasıl bir zamanlamayla dağıtılacağı yine ortaklar tarafından başlangıçta belirlenmelidir.

Kusursuz işleyen bir muhasebe düzeni şarttır.Kimin kaç lira para aldığının, nerelere para harcandığının flulaşmaya başlaması ortaklıkta güveni sarsar.

Ortaklıklar kurulurken başlangıçta hep kar paylaşılması konusu halledilir. Ancak işler kötüye gidince ne olacağından kimse bahsetmek istemez. Yada başarısız da olunabileceği kimsenin aklına gelmez. Şirket sözleşmesi yapılırken zararın nasıl paylaşılacağı ayrılma durumunda ne yapılacağı da açıkça belirtilmelidir. İyi bir hukukçudan ve mali müşavirden destek almak şarttır.

İşler kötü gittiğinde karşılıklı suçlamalar olmaya başlarsa işler daha da kötüye gider. Zor zamanlarda ortakların elini daha fazla taşın altına koyması gerekir.

Küçük şirketlerde ortaklık demek daha fazla özveri ve sabır demektir.