- Kategori
- Haber
7.Bursa Kitap Fuarından izlenimlerim ve Mustafa Balbay imzaları

Kendi çekimim. Soldan sağa, oturan kişiler: Deniz Kavukçuoğlu, Deniz Som ve Orhan Bursalı
Bu yıl 7.si düzenlenen Bursa Kitap Fuarı sona ermek üzere; gitmeyenler için yarın son fırsat. Fuardan yeni geldim ve ayaklarıma kara sular inmiş haldeyken hemen bilgisayarımın başına geçtim.
Fuar, her yıl olduğu gibi bu yıl da pekçe kalabalıktı. Buna karşın fuarda turlarken bir kaç tanıdık kişiyle de rastlaştım ve onları, Türkiye’nin 5. büyük kenti olan Bursa’nın, aslında hiç de o kadar büyük bir kent olmadığına ikna ettim ve hepimiz bu konuda görüş birliğine vardık.
Kitap ve yazar ile tutuklama kavramlarının yanyana gelmesi ne kadar rahatsız edici; programda olmasına karşın Mustafa Balbay, kendi imza gününde fuara gelememişti ve bu durum, Bursa Fuarını geçen yıllara nazaran daha dikkat çekici bir noktaya getirmişti.
Belki de sırf bu nedenle kendimi doğrudan Cumhuriyet Kitap Kulübü standı önünde buldum. Aynı gerekçeleri başkaları da hissetmiş olmalı ki, standın önünde diğer standlara nazaran daha yoğun bir kalabalık göze çarpıyordu ve kitap severler özellikle Balbay’ın kitaplarını imzalatmak için sıraya girmişlerdi.
Evet, fuarda Balbay’ın kendisi yoktu ancak Deniz Som, Server Tanilli, Deniz Kavukçuoğlu, Orhan Bursalı, Hikmet Çetinkaya, Serdar Kızık gibi güçlü yazarlar tek tek onun kitaplarını imzalama kararı almışlardı. Yaka kartlarında ise isim ve soy isimlerin arasına Balbay’ın ismini yazmışlardı: Deniz Som,‘’Deniz Balbay Som’’; Server Tanilli, ‘’Server Balbay Tanilli’’; Deniz Kavukçuoğlu, ‘’ Deniz Balbay Kavukçuoğlu’’; Orhan Bursalı,‘’ Orhan Balbay Bursalı’’; Hikmet Çetinkaya, ‘’Hikmet Balbay Çetinkaya’’; Serdar Kızık , ‘’Serdar Balbay Kızık’’ olmuştu ve hepsi Balbay’ın kitaplarının giriş sayfalarını kendi imzalarıyla süslüyorlardı: Orhan Bursalı’ya “Yüreğimiz Balbay’la birlikte” sözü döküldü ağzımdam, “bizim de” yanıtını duydum ardından...
Yasa dışına çıkmış her kimse mutlaka yargılanmalı. Bunu hepimiz söylüyoruz. Ancak bir gazetecinin, bir yazarın, bir düşünürün, bir muhalifin bu şekilde hem de bana pek de inandırıcı gelmeyen bir nedenle cezaevine gönderilmesini bir türlü kabul edemiyorum. Bu süreç, tüm evrensel kavramlara zıttı zıttına bir tezat oluşturuyor. Umarım yargı, adilce ve en kısa sürede çözüme ulaşır ve neyin ne olduğu açığa çıkar.
Bir çok yayınevi, fuar için özel indirim yapmıştı. Can yayınlarından özellikle %20 indirimle bir çok kitap satın aldım. İyi de oldu...
Ece Temelkuran, Muzaffer İzgü, İclal Aydın, Gülten Dayıoğlu, İpek Ongun, Alev Çoşkun gibi adını, bu yazıya sığdıramayacağım bir çok yazarımız fuar sürecince bizlere konuk oldular. Gelecek yıl tekrar görüşmek üzere hepsine en derinden teşekkürlerimi sunuyorum.