Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mart '11

 
Kategori
Dünya Kadınlar Günü
 

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü
 

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çeşitli şekillerde kutlanır. Kutlanır kutlanmasına ancak, bir sonraki kutlamaya kadar ne kadına uygulanan şiddette bir azalma olur ne de onların karşılaştıkları sorunlar çözüme kavuşturulur. Her seferinde aynı ezber tekrarlanır. Kadına şiddete hayır!! naralarıyla başlayan cümlelerin ardından mağduriyet bildiren bütün sözcükler bir şiir gibi sıralanır ustaca. Çilekeş, vefakâr, cefakâr vs… Kadınların sorunları herkes tarafından çok iyi bilinmesine rağmen bunların çözümüne dair bir girişimde bulunulmaması kadına ve onun nezdinde emeğe verilen değerin göstergesi niteliğindedir. Çünkü günümüzde küreselleşen dünyada kadın emeğin önemli sembollerinden biri haline gelmiştir.  

Dokuma işçisi emekçi kadınların 8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York Eyaletinde sömürü düzenine karşı başlattıkları haklı direniş hareketi yüzden fazla insanın fabrikada kilitli tutularak ölümüyle sonuçlanır. Yüz binlerce kişinin yangında ölen emekçi kadınların cenaze törenine katılması kadınlar nezdinde emeğin gücünün yankısının tüm dünyada karşılık bulmasını sağlar. Avrupa’da Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında, Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin’in önerisiyle yaşanan bu acı gün “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılması oy birliği ile kabul edilir. Birleşmiş Milletler Örgütünün 1977 tarihinde aldığı bir kararla da 8 Mart, tüm dünya kadınlarının kutladığı uluslararası bir gün olur. Türkiye’de ilk kez 1921 yılında Emekçi Kadınlar Günü olarak kutlanmış, 12 Eylül 1980 yılından sonra 4 yıl süreyle kutlanmamış, akabinde başındaki emekçi kelimesi çıkarılarak “Dünya Kadınlar Günü” olarak tekrar kutlanmaya başlanmıştır. Dünyada her üç kadından birinin dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da başka şekillerde şiddete uğradığı bildirilmektedi  

Ülkemizde ise çoğu gizli kaldığı için net bir sayı veya oran verilememektedir. Ancak, en iyi ihtimalin bile iki kadından birinin bir şekilde şiddete maruz kaldığı şeklindedir. Dinsel, kültürel, sağlık vb. faktörler kadınları şiddet kurbanı yapan faktörler arasında sıralanmaktadır. Son yıllarda ülkemizde bütün bu faktörlerin etkilerini görmek fazlasıyla mümkün hale gelmiştir. Kadınlara karşı işlenen suçlarda gelişmiş ülkeler ceza artırım yollarını ararken, ülkemiz bu sorunu yine kadında aramayı seçmiştir. Öyle ki taciz edenler değil tacize uğrayan kadınlar suçlu ilan edilir hale gelmiştir güzelim ülkenin en eğitimlileri! tarafından.  

Çağdaşlığı yakalamış toplumlarda kadınlar hakları için mücadele ederek bazı kazanımları elde etmiştir. Ülkemizde ise kendilerine dünyada ilk olarak “seçme seçilme hakkının” verilen kadınlar uygar ülkelerdeki hemcinslerinin sahip oldukları statünün çok gerisinde kalmıştır. Bu durum her ne kadar erkek hegemonyasının bir sonucu olarak görülse de bunda Anadolu kadının da payı vardır.  

Ne kadına yapılan şiddeti en ağır ifadelerle karşı çıkmak, ne de onların buğday tarlalarında, pamuk fabrikalarında veya gıda imalathanelerinde çalışmaları sonucu nasırlı ellerini dile getirmek onların sorunlarını çözmektedir. Sorunun çözümünde samimiyetin göstergesi kadınların yaşamın her alanında eşit bir şekilde çalışma hayatına katılım ve temsilinin sağlanmasıdır. Bu demokrasilerde bireye ve emeğe saygının da bir gereğidir. Kadınları özgürleşen toplumlarda toplumun özgürleşebileceği ve demokrasinin gerçek anlamda yerleşebileceği asla unutulmamalıdır. Dünya Emekçi Kadınlar Gününüz kutlu olsun. Saygılarımla  

 
Toplam blog
: 87
: 2735
Kayıt tarihi
: 02.07.09
 
 

Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nden 1997’de mezun oldum. Aynı Üniversitede yüksek lisans ve..