- Kategori
- İlişkiler
hey sen sevgili yakışıklı
Hey sevgili arkadaşım,
Sana söylüyorum. Sen kime yazıldığını biliyorsun bunun. Sana. Hani gözlerin hüzün dolu bakıyordu ya. Belki de gerçekten gözlerin doğuştan hüzünlüydü.
Hani gülmelerin, dudaklarının kıvrımında gizliydi ya seni gördüğümde, belki hiç gülmedin. Belki de gülmenin güzelliğini unutturacak kadar acıttı yaşadıkların.
Sen, hey sen yakışıklı.
Sadece gülmenin güzel olduğunu, ve gülünce de çok güzel olduğunu söylüyorum.
Onu masamda oturmuş hüzünlü hüzünlü bakarken buldum. Öyle ahım şahım bir karşılaşma değildi. Aşk karşılaşması değildi. Ama yüreği ile “benimle konuş” diyordu.
“Ne oldu, moralin çok bozuk” dedim gülerek, ve sanki kırk yıldır tanışıyormuş gibi.
Sonra bayağı konuştuk. Bir video seyrettirdim gülsün diye. Bayağı güldü. “gülünce güzel oluyorsun” dedim. İçten mi güldü yoksa, beni memnun etmek için mi anlamadım. O yüzden birkaç tane ufak espri yaptım. Gülüyor, gülerken her tarafından hüzün akar mı insanın, akıyor.
“Ne yaşadın, aşk mı, para mı?”
Aşkmış, sevmiş çok sevmiş ve ayrılmış. Olmamış. Beni etkileyen aşkını hesapsızca söylemesi miydi. Bence bir erkeğin sevdiğini böylesine rahat söylemesi idi. Hoşuma gitti. Sevgili arkadaşım. Hayat güzel, sende güzel bir insansın.
Bence hayatını yaşa.