Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Şubat '18

 
Kategori
TV Programları
 

Sen Anlat Karadeniz'’den Grey's Anatomy'e Kadına Şiddet

Sen Anlat Karadeniz'’den Grey's Anatomy'e Kadına Şiddet
 

sen anlat karadeniz


İki haftadır ortalığı kasıp kavuran bir Sen Anlat Karadeniz fırtınası var. Bense o kadar bezmiş durumdayım ki artık. Kan nefret hırs ve aşk adı altında bize yutturulmaya çalışılan sonsuz şiddet den seyretmemeyi tercih ettim. Ama ne yazık ki sürekli karşıma çıkan videoları izlemekten alıkoyamadım kendimi.

Kadına şiddete dikkat çekmekmiş dizinin amacı.. Doğrudur yanlıştır psikoloji okumadım bilemem anlayamam da. Ya da biz izlemedikçe ve görmezden geldikçe kafamızı çevirdikçe olmamış gibi olmuyor kadına şiddet. Bunların hepsini biliyorum ve bire bir kabul ediyorum.

Sonra bu hafta Grey’s Anatomy’nin gecikmeli olarak izlediğim bölümünden sonra anladım beni rahatsız edenin ne olduğunu.. Beni rahatsız eden sahnelerin vahşiliği değildi.. Şiddete uğrayan bir kadına karşı toplumun tepkisiydi. O kadar gerçek o kadar acımasız o kadar acımasız ve ilkel ki..

sen anlat karadeniz

Şimdi topluma ders oluşturacağız diye bir dizi evet mantıklı.. ama mantıksız olan şu ki bir süre sonra hikaye aşk hikayesine evrilecek, o kadına söylenen bütün hakaretler havada kalacak. İnsanlar bundan ders mi çıkartacak kesinlikle hayır.

Şimdi önce bu hafta ki Grey’s Anatomy den bahsedeyim ki neden bu kadar huzursuz olduğum daha net anlaşılır belki.

Jo evsiz bir kız.. Neredeyse arabada ve karavanda yaşayarak zar zor bitirmiş tıp fakültesini. Bu arada kendisinden büyük ve oldukça pırıltılı bir bilim adamına aşık olmuş ve evlenmiş.. Adam her ruh hastası gibi özellikle kendine güvenini zedeleyebileceği bir kadın seçmiş.. Önce göklere çıkartıp rahatça yere çakılmasını sağlayabilsin diye.

Yavaş yavaş başlamış şiddet. Önce çevresinde ki herkesten uzaklaştırıp sonra da yaptığı her şey için suçlayıp kendisini beceriksiz,aciz ve aptal hissetmesini sağlamış. Öyle ki yediği her dayaktan sonra kendisini suçlu hissettirmiş. Ne kadar tanıdık değil mi..Kaçmış adını değiştirmiş ve yepyeni bir hayat kurmuş Jo.. Ama hayatı hep yarım. Aşık olduğu adamla evlenemiyor. Çünkü geçmişte evli olduğunu söyleyememiş. Çok önemli bilimsel bir projede adını geçirtemiyor. Kocasının onu bulmasından ölesiye korkuyor.. Her şeyden acıklısı adam o kadar parıltılı ve güzel konuşuyor ki konuştuğu herkesin ona inanacağını ve kendisini suçlayacaklarına inanıyor..

Neyse bizim cani kendisine başka bir av bulunca boşanmak için bir şekilde Jo’yu buluyor. Bundan sonrasını tam gözyaşları içinde izliyorsunuz işte. Orada ki bütün kadın doktorlar organize olup bir saniye bile yalnız bırakmıyorlar Jo’yu. İtham etmeden, yargılamadan, suçlamadan sadece onu bu durumdan kurtarmaya çalışıyorlar.

Şimdi bizdeki hikayeye bakalım. Öncelikle Tahir’in annesi ki bir kadın… Gebersin O..pu.. diye bağırıyor. Kadının kocasından kaçmasının ve oğullarının başını derdine sokmasının derdinde sadece. O kadın ölmüş kalmış umurunda bile değil. Bunun neresinden ders almamız lazım. Şimdi siz sanıyor musunuz ki birileri bunu izleyecek ve biz bunu yapmamalıyız diyecek. Burada kadın kahraman sadece kocasının değil defalarca ve defalarca karşısına çıkan herkesin tacizine uğruyor..

sen anlat karadeniz

Diyor ki Tahir’in abisi yahu ne demek kocası değil. Koynuna girmemiş mi çocuk yapmamış mı.. Alsın karısını gitsin. Onlara göre bir erkeğin koynuna girdin birde çocuk yaptın malısın artık o adamın. Kaçmak, istememek olmaz olamaz. Bunun hangi kısmından örnek almamız lazım. Kıza edilen hakaretleri defalarca ve defalarca duyarken neresi değişecek bu hikayenin. Ne kadar cahil, anlayışsız ve empati yeteneğinden yoksun bir toplum olduğumuzun defalarca ve defalarca gözümüze sokulması haricinde neyi görmemiz gerekiyor. Üstelik kadını kaçırıp yıllarca esir tutan adamın ablası da buna seyirci kalmış ki yani babana bile güvenme toplumunda yaşıyoruz..

Üstelik bu hikayelerin faşist karakterleri nedense erkeklerden çok kadınlar.. Tahir’in anası.. Vedat’ın ablası ve birde hikayede ki hemşire kadın.. Biz daha kendi, cinsimize sahip çıkamayıp koruyamazken erkeklerden mi saygı bekliyoruz.

Üstelik başrol karakterinin ben seni korurum ben Karadenizliyim bizde yanlış olmaz tripleri nedir öyle. Bu kadar seksist ve cinsiyetçi bir yorum kabul edilemez edilmemeli.

Herkesin çok hoşuna giden birde Asiye karakteri var ki evlere şenlik.. Kocasına sürekli cilve yapan,her durumda alttan alan tek görevi sürekli kocasını sakinleştirmekmiş gibi davranan bir Asiye. Diyor ki alt metinde erkektir ne derse haklıdır. Suyuna git iki cilve yap.. yani bu durum erkek için bile kabul edilen bir tavır olmamalı bence. Yani erkek denilen varlık bu kadar mı aptal ki sürekli iki göz süzüp iki cilveleşip istediğin noktaya getirilsin.

sen anlat karadeniz

Yani sonuçta ben bu dizide topluma örnek olacak bir nokta göremedim belki de oda benim ayıbımdır.. Bilemedim. Benim derdim şiddet sahneleri ile değil çünkü toplumda bundan çok daha kötülerini görüyor duyuyoruz. Yanından geçen insana hiç yoktan saldıran insanlar var artık çevremizde. Benim derdim bu olaydan sonra insanların olaylara yaklaşımı.

Koskoca kadınların hemcinsine o..pu sürtük demesinde. Abinin kadına alınıp satılan mal muamelesi yapmasında. Tamam toplumda bunlar var ve gözümüze gözümüze soktunuz da yok mu oldu? Ayna mı tuttunuz? topluma farkındalık mı yarattınız.. Ben sanmıyorum. Sadece zaten ruh hastası olan insanlara bakın ben yalnız değilim zaten bunu yapanlar var imajını verdiniz o kadar.

 

 
Toplam blog
: 16
: 2691
Kayıt tarihi
: 23.11.17
 
 

Tarih mezunu...belkide bu yüzden manga okurken, anime izlerken dinlenen, bulunduğu coğrafyadan pe..