09 Ağustos '21
- Kategori
- Ruh Sağlığı
Sevilen Çocuk Sevilen Dünya
Ailenin en büyük yapıtaşı olan anne ve baba çocuklar için uyum sağlayabilmelidir. Eğer anne ve babanın arasında uyum süreci sağlıksız tamamlanırsa , çocuklar da bu süreçte ruhsal gelişim ve sosyal unsur açısından eksik gelişir .Mutsuz çocukların ortaya çıkması da kaçınılmaz hale gelir. Çünkü mutsuz ebeveynlerin mutlu ve huzurlu bireyleri yetiştirmeleri pek olanaklı değildir . Ancak mutlu anne ve baba mutlu çocuk yetiştirebilir . Peki nasıl mutsuz bir evlilik süreci olur ve nasıl mutsuz çocuklar ortaya çıkar?
Evlilik, iki kişinin birlikte uyum sağlayarak ve anlayış çerçevesi içerisinde birlik ve beraberliğin getirdiği manevi bir anlaşmadır. Evliliği en önemli kılan eşlerin birbirlerine verdikleri sözlerdir. Hastalıkta ve sağlıkta diyerek başlayan bu sözler zamanla büyüsünü kaybeder bunlarda yerini anlaşmazlıklara, çatışmalara , ruhsal ve fiziksel şiddete kısaca mutsuz evliliklere ,karşılıklı suçlamalara ve tahammülsüzlüklere bırakır. Maruz kalınan olumsuzluklar ise aile temelini derinden etkiler. Toplumumuzda ki mutsuz eşler bu durumu ancak bir çocuk dünyaya getirerek evliliklerinin düzelebileceğini düşünüp ,kurtarabileceklerini sanarlar . Ancak çocuk dünyaya gelmeden ,anne karnında olup biteni hisseder ve etkilenir . Evlilikte devam eden sorunlar çözülmediğinden dolayı anne hamileliğini de stresli ve mutsuz geçirebilir. Sadece çocuğu düşünerek evliliği sürdürmek çözüm yolu değildir. Çocuklarımızın mutluluğu doğrudan anne ve babaların mutluluğu ile ilişkilidir.
Mutluluk yaşamımızda ki en temel amaçtır .Eğer bu sağlanamıyorsa evliliği sürdürmek doğru değildir. Birbirlerini mutsuz eden ebeveynler çocuklarının ruhsal doyumlarını karşılayamazlar . Bu çocuklar genelde arada kalan , ''anneyi mi babayı mı daha çok seviyorsun'' sorularına maruz kalan çocuklardır. Elbette çocuğun dünyaya geldiğinde bağlandığı ilk unsur bakımvereni yani annesidir. Daha sonraki süreçte de babasıyla olan bağlanma süreci devreye girer. En önemli husus bağlanma sürecinde ebeveynlerin çocuğa verdiği değer çocuğun da kendine verdiği değer , özgüvendir. Ortaklaşa verilen değer çocuk tarafından benimsenir ve eğer eksik verilen bir değer söz konusuysa çocuk bağlanma da tam gelişememiştir .Özgüven eksikliği,duygusal sorunların yaşanması doğal olarak sürecin içerisinde yer alır . Bu yüzden aileler yaşadıkları sorunları önce beraber halledebilmeli, sağlıklı iletişim kurabilmeli ve uyum sağlayabilmelidir. Çocuk evlilikte bir kurtarıcı veya çiftlere doğrultulan bir silah değildir .
Dünyaya getireceğimiz çocuklar bizim temsilimizdir. Onların bağlanma ve bakım süreçlerinde adeta ışık görevinde yer almaktayız .Atacağımız her adımda önce mutlu bir evlilik sağlamayı daha sonrasında mutlu çocuklar yetiştirmenin bilincinde hareket etmeliyiz . Bireyler aileyi , aileler toplumu oluşturur.
Tüik'te yapılan araştırmalara göre bireylerin mutluluk kaynağı olan kişiler incelendiğinde; kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini belirtenlerin oranı, 2020 yılında %69,7 olurken bunu sırasıyla; %15,0 ile çocuklar, %4,2 ile kendisi, %3,6 ile anne/baba, %3,5 ile eş ve %2,2 ile torunlar takip etti.
Gördüğünüz üzere mutluluğun en büyük kaynağı ailedir .Sevilen çocuk sevilen dünyadır.