- Kategori
- Bebek - Çocuk
SİNEK VIZILTISI
'Kolay olmayan ama bi gülüşüne kurban' şeylerin başında geliyor yaşı yakın iki çocuk büyütmek. Tüm gün birinciyi alışık olduğu ilgiden mahrum etmemek ile ikinciye ihtiyacı olan ilgiyi yeterince verememek arasında vicdan azabıyla gidilip geliniyor. Ekmek parası kazanmaya giden ebeveyn her kimse geride kalan ebeveyn hem analık hem babalık ederken tahammül sınırları zorlanıyor, zorlandıkça yetemiyorum hissine kapılıyor, vicdanı sızım sızım sızlarken bi de duygusal biriyse banyo kapısını açık bırakıp çocukları gözlemek kaydıyla hüngür foşurt klozete oturup ağlıyor.
Gümbür gümbür gelen iki yaş krizi bangır bangır ağlayan bebeğin kriziyle çarpışıyor. Savaş alanına dönen evde sümük çekme aletini her gün bir başka yere saklayan abiden rica minnet aleti bulup kardeşe getirmesi bekleniyor. Kahvaltı masası daha toplanmamışken öğle, ikindi akşam saati geliyor, büyük çocuk paçaya yapışmış yemek beklerken küçük çığlık çığlığa sanal anakucağından gerçek anakucağına terfi etmeyi bekliyor. İşte tüm bunlar olup biterken arkadan sinek vızıltısına benzer bazı sesler geliyor " ee kolay olacağını kim söyledi bak bakalım şimdi, bu devirde bir çocuk neyinize yetmedi, şimdiki gençliğe her şey kolay geliyor tabi, sendin çok çocuk isteyen dimi ... "
Cevap vermeden önce aklıma düşlediğim o kocaman aile hayatına sahip olduğum geliyor ama kimse bana hayalim, önceliklerim, hayattan beklentim nedir onu sormuyor.öyle olunca her seferinde cevabım sahte bir tebessüm ardından kibarlıktan kırılırcasına bu kadar zor olacağını ben de beklemiyordum oluyor. Sonra bir posta da gerçeği söylemediğim belki de karşımdakini kırmamak adına söyleyemediğim için kendime sinir olma durumu başlıyor. Oysa çok istediğim hayat bana her yeni doğan günde göz kırpıyor.
Zorlanıyor olmam kimseye motivasyonumu düşürüp anneliğimi baltalama izni vermiyor. Kibarlık edip çoğu zaman tebessümle duymazdan gelmem özel hayatıma pata küte dalış yapabileceğinizi göstermiyor. Kaç çocuk isteyip kaç çocuk bakacağım, ne zaman işe başlayıp evde daha ne kadar kalacağım hepsi beni, bizi, ailemi ilgilendiriyor.
Hayat güzel nimetleri her daim kolaylıkla sunmuyor. Kimi zaman yol yoruyor, yıpratıyor arada mevsimler değişip fırtına çıkıyor. Sonra yağmur yağıp güneş açıyor etrafı mis mis ekşimik enseli bebek kokuları sarıyor. Yoldaki tüm zorluklar, klozet banyoda ağlamalar unutulup gidiyor. Geriye yolculuğun agucuk gugucuklu gülüşleri, sabah minicik bir dudağın boynunuza kondurduğu öpücükle güne başlamak ve yaşanan onca güzelliğe şükretmek kalıyor.