Siyah-beyaz aklıma gelirsin Rengârenk boyalarda Bir fiske cümbüş Eskiz hatıralarda Fırça darbesi kadar kısa anılarda… Acı tariflerde hasret kokuna Azca tuz Biraz biberle ba..
Anlam verilemez gidişlerin, kara kalem bekleyişlerin adının ne olduğunu biliyoruz ceplerimizde sakladığımız kelimelerde… Sen… Giden kazandığını düşünürken, kaybettiği muhteşe..
Yılkıya bırakılmış ruhum, Bozkırlarda koşuştururken Sensizliği seslendiren nabzımın tutulduğu Soğuk, çim kurusu akşamlarından… Anlamsız iç sıkıntılarımın Tat vermediği, Ilık..
Fütursuzca soyunan akşamın kör kuyu karanlığının beyazı kadar ak sevdalarda mısın Deftere alacak kaydedilmiş kinlerinin gün ışığı soslu kara dağlarında mı yoksa Erir mi ruhuna yağd..
Seni anlamaya çalıştığımda adın yoktu yüreğimde Rüyalarımda, soluk ayak izleri gibi izini sürdüm geceler boyu Yüzünü çizemediğim hayallerinle uyandım sabahlara Ve tutkuyla sarıldım sana k..
Gece ve Ben ne de çabuk büyüdük Tıpkı eskimiş, o hayal meyal, geçmişte kalan çocukluğum gibi Durmak bilmeyen nehirlerin coşkusu o duygunun adı; Özgürlük... Hayat hiç bir şeye değmez ..
Bir uğultudur; yapayalnız bir belediye parkının bankında otururken esen rüzgar, Yere düşmüş sarı bir söğüt yaprağı; dönen ve ayaklarının ucuna kadar gelen Yanaklarını almışken avuçlar..
Aslında yaşadığın şehirde, hiç varolmayan o eski, yıkık-dökük saat kulesinin çanlarıyla uyan bir sabah Ömründe hiç görmediğin faltaşı neyse onun gibi açılsın gözlerin Adımını attığında sokağ..
44 yaşındayım, evliyim, bir çocuk babasıyım ve uluslararası faaliyet gösteren bir şirkette yönetici ..