Uyuyamadığını hissettim birden. Yanımda değildin oysa ki. Rüyana girmeye çalışmıştım, bu doğru, ama uyandırmak için değil,yalnızca hatırlanma maksadıyla. Uyandın madem, anlatayım...
Yağmur yağdı sabaha kadar ve ben hayatımda ilk kez hiç uyumadan izledim.. Yağdıkça yağdı... Sicim gibiyken su yolları, giderek arttı.. Derelere, oradan nehirlere, şelalelere..
Filanca hukuk üniversitesinin öğrencisiydin. Sana önce iddia-savunma-karar mekanizmasını öğreteceklerdi. Sen savunma kürsüsünde olacaktın. Ama kader sana başka bir kimlik gi..
Tarih böyle mi yazılıyor ?? Buna mı inanmak zorundayız..? Bir zorba gelir ve garibanı öldürür.. Zorba devam eder, gariban öldüğüyle kalır.. Hayır. Tarih biri..
Sıkı bir lodos patlasın istiyorum.. Gecenin yarısı sıkı bir lodos.. Beni çıkarsın evden, çağırsın güneyli bir sahile.. Ellerim cebimde, kafam iyi, sağlam bir mont ve atkıyla..
Çok bunaltıyor kimi zaman yaşam.. Üstüne geliyor bir sürü uğursuz şey.. Boğmaya çalışıyor bir karabasanın en daralan yerinde.. Omuzların düşüyor, boynun bükülüyor.. Yerinden bile kıpırdayam..
“Septembre”li bir şarkı çalar Kalamış sahilinde… Yaz yorgunu güneşin kıvamında ısıttığı köhne kahvesinin çınarı altından kalkıp başlar yürümeye kayıkhanelerin önünden.. Açık mavi re..
Çiçekçinin önünden geçerken hiç de aklımda yoktu küçük beyaz bir beze sarılmış kurutulmuş lavanta kokusunu sarmalayan o minik torbayı almak.. Hiç aklımda yoktu.. Oysa çağırdığını hi..
Gece eve gelip ışığı açtığımda yapraklarını aşağıya doğru indirmiş buldum. Toprağına dokundum, kupkuruydu.. “İhmal ettim sulamayı” diye düşündüm.. Ev de haddinden fazla sıca..
O küçük çocuklar büyüdü ve biz yaşlanmaktayız.. Sabahları kaldırmak, okula yetiştirmek için aceleyle edilen kahvaltılar çok uzaklarda kaldı.. Parka giderken, sokaklarda dolaşırken....