dün akşam hayatımın en büyük yağmurunu yedim.. motorumla eve dönerken aniden sağanak halinde yağmur başladı ve ben pazarın önünde..
babanın çiftliğiydi sanki okul çok istedin beni atmayı, kapıdan girdin mi içeri beni arardı fildir fildir gözlerin, neden taktın o kadar kafana sen beni...
Bukowski' den size şiirler okuduğuma bakmayın ve sakın onun bütün şiirlerini okumaya kalkmayın. hatırınız için en güzel şiirlerini seçiyorum size, hepsinin de güzel ..
ağır aksak, seke seke ama binbir umutla ve sevinçle çıktı merdivenleri girdi kapıdan içeri abiler sakız ! sakız ! diye seslendi kaça bir kutusu ? 3,5 abi..
bir varmış bir yokmuş şehrin birinde çok zengin bir adam yaşarmış. arabaları, yatları, katları, villaları, hizmetçileri, kedileri, köpekleri!... senetleri, nakit..
mutluluk ? nedir mutluluk ? futbolcunun futbol oynaması, balıkçının balık tutması, çiçekçinin çiçek satması, şairin şiir yazmasıdır mutluluk... mutluluk ?<..
askerdim istihkâm taburunda karnım acıkmıştı Sarıkamış ormanlarında, dolandım dolandım ağaçlar arasında yüksek yüksek çam ağaçları vardı Sarıkamış or..
Siz hiç özlediniz mi ölülerinizi ? Ben özledim. benimle hep şakalaşan İbrahim ağababamı, leziz sarmalar yapıp karnımı doyuran Gülizar babaannemi, beni herkes..
Turistini bitirdiniz limanını bitirdiniz efesini bitirdiniz suyunu, yolunu, balığını, dağını, taşını, zeytinini, incirini bitirdiniz güzelim Kuşada'mın. futbolunu, deniz..
şiirlerinde geceleri borçlarını düşünmekten uyuyamadığını da yaz. yaz. işlerin iyi gitmediğini beş kazanıp yirmi beş harcamak zorunda olduğunu, kredi kar..