Fizik öğretmeni Niyazi Hoca, sınıfta en çok Zeki’den nefret ederdi. Nefret edilmeyecek gibi değildi Zeki. Bazen okuldan kaçar, tam imtihan zamanları sınıfa gelmez, ortadan kaybolurdu. Niyazi Hoca a..
Yetmişli yıllarda öğrencisi de öğretmeni de fena halde siyasete bulaşmıştı. Sağcılık-solculuk almış yürümüş, ideolojik tartışma ve kavgalar günlük olaylar haline gelmişti. Okullarda, sınıfl..
Yine rüzgârlı bir günüydü Söke’nin. Pazar günleri Misçiler Top Sahasında halk büyük bir iştahla toplanır, maç seyretmeye hazırlanırdı. Köfteciler, turşucular, tatlıcılar da yerlerini alırlardı...
Uçurtmaya “kasnaklı” derlerdi. Babası ona kasnaklı yaparken hayranlıkla izlerdi İbrahim. Akşam yemeklerini yedikten sonra babası kargıları, ipleri, yağlı kâğıtları ortaya çıkarır, unu su il..
Ne güzel yıllardı o yıllar… Söke’den, Kuşadası’ndan, Didim’den, Bodrum’dan, Selçuk’tan, Aydın’dan yüzlerce insan İzmir Enternasyonal Fuarına akardı. Fuar, sonbahara girerken Egelile..
Tülay ile Nermin o gün yine Kadınlar Denizi'ndeydi. Yanlarında arkadaşları Fahri de bulunuyordu. Ada’dan ara sıra bu eşsiz deniz ve kumsala gelirler, yazın sıcaklığında mavi sulara dalıp serinler, ..
Cüneyt, içine kapanık bir çocuktu. O gece, evde yemeğini yedikten sonra yine deniz kıyısına inmiş, tek başına, düşünceli düşünceli sahili dolaşıyordu. Kuşadası, güzel ve sakin..
Takvimler bin dokuz yüz yetmişbeş yılının yazını gösteriyordu. Konyalı Memet, iş bulup çalışmak için ilk defa o yıl Bodrum’a gelmişti. Mercan Pansiyon’un yanında küçük bir çay ocağı..
Hacı İbram Ağa’lar, Türklerin elinden çıktıktan sonra Mora yarımadasının doğusunda bulunan Menevşe kalesinden toplu halde Kuşadası’na gelip yerleşmişlerdi. İlk zamanlar Ada’nın yerlileri Moralılar’..
Bıyıkları yeni terlemeye başlayan Hüseyin, okul dışı zamanlarında işyerinde babasına yardım ederdi. Babası, Söke’nin ünlü esnaflarındandı. Dükkanlarında tahin, şurup, yoğurt, süt, pekmez, ..