Gene uyandırdı mahut bel ağrısı. Güneş de erken uyanmış bugün. Bilmem ki, çeker mi o da siyatikten? Oğlan uyuyor yatağında. Şimdi bile şeytani bir gülümseme dudaklar..
Bir Ocak günü, nemli ve soğuk. Cebimde, aldığım borçtan arta kalan 20 lira. Arada bir yokluyorum duruyor mu diye. Öğlen, yüznumaraya girdiğimde bakmıştım son kez. Sevmem ceplerimi karıştırmayı etra..
Kışlalarda güneş hep böyle mi batarmış, Kızıllıklar kucaklarmış dağları bir özlem, Bir kırlangıç uçarmış yükseklerde yalnız, Böyle mi batarmış kışlada güneş hep gamsız. ..
Karadeniz’in bir ili, rakamlardan on iki. Bir ocak ayı. Günlerden Cuma. Ezan sesleri dört bir yandan. Akşam olmuş. Ben nöbetçi odasında, karşımda bir bardak sıcak çay. Dinleniyorum. Demin telefon e..
Havalar ısındı biraz. Ama kemiklerim, Hala atamamış geçen kışın soğuğunu. Hafiften sızlıyor belim tatlı, tatlı. Sıcak bir çay, Bir parça da limon çekti canım..
Yürüyorum sokaklarında Ordu’nun karamsar, karamsarlığımın sayısı parke taşları. 1, 2, 3… bine varıyorum. Geçiyor parke taşları gamsız, geçiyor parke taşları, genç, ihtiyar, uzun saçlı, sakallı, sak..
Yüzlerce dağ, yüzlerce tepe. Yüzlerce ev, yüzlerce ışık. Yüzlerce gecekonduda Ayşeler, Yüzlerce bahtsızı doğururken, Yüzlerce çarşaf dişlerin arasında, Boncu..
Ben beni kaybettim, gören var mı? Hani günün en münasebetsiz saatlerinde, sokaklardan geçen o adam var ya? Eskiler alırım. Cırlak sesli. O adam ben..
BURSA ÖYKÜLERİ - HASSAS KANTAR Gece bastı gene erken. Gene geçmez saatlerle. Sabır taşları çatır, çatır çatladı. Ben çatlamadım. Parçalandı ayağımd..
Trianan'da beş kişiyiz. Bir ben, bir Tunç, birde Nusret ağabey. Masanın bir başında gece, öbür başında da felek. Çalmak geç gelecek anlaşılan. Oturmuşuz, bir şişe vo..