- Kategori
- Siyaset
AB'ye nasıl takiyye yaptık?
AB’ye Nasıl Takiyye Yaptık?
"Biz DGM'leri Fransa'dan aldık. Canı çok yanan Fransa 1981'de bunu kaldırdı. Biz ise özel yetkili mahkemeler diye adını değiştirerek dünyayı aldatmaya kalktık. Görevlilerine aşırı yetkiler verdik. Onulmaz sıkıntılar yaşıyoruz.”
Bu sözlerin sahibi, Yargıtay Onursal Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk. Başbakan’a yazdığı 16 Şubat 2012 tarihli mektuptan.
Evet, biz AB Uyum Yasaları çerçevesinde güya DGM’leri kaldırdık, fakat arka kapıdan özel yetkili savcılık ve özel yetkili mahkemeleri içeri soktuk. Böylece Türkiye’nin itibarını bir kere daha zedeledik. Nasıl mı, zedeledik?
Birinci olarak, dünya kamu oyunu yanılttık. Girmek istediğimiz AB üyelerini yanılttık. Herkesi kör ve sersem, kendimizi çok akıllı gördük. İkinci olarak, kendi kamuoyumuzu yanılttık. Kendi insanlarımıza bunu reva gördük. Bizim halkımıza birinci sınıf demokrasi bol gelir anlayışı zihinlerimizde çakılı kaldı. Üçüncü olarak bütün bunlar yetmezmiş gibi son MİT-Yargı tartışmasında gördüğümüz gibi olayı çözmek yerine yamalarla koruma yoluna gittik. Hâlâ takiyye yapmaya devam ediyoruz. Hukuk sistemimiz örselenmiş durumda. Dikiş tutmayan ameliyatlı vücut gibi. Bir ülkenin hukuk sistemi adalet dağıtamazsa, toplum artan bir kargaşaya ve umutsuzluğa sürüklenir. Şu anda her alanda bir “ele geçirme” süreci yaşanıyor. Gerginlik, savaş ortamı, yarınlara umutla bakmamız engelliyor. Bunun için sağlıklı düşünemiyoruz; sağlıklı öneriler getiren deneyimli, bilgili insanlara kulak vermiyoruz. Sayın Selçuk’un anımsatmaları, bu nedenle çok önemli ve değerli.
Selçuk "Hukuk bilincine ulaşamadan uygar bir toplum olamayız" diyor. “Türkiye Avrupa Birliği'ne girmeye çalışırken, hukukta çağın gereklerinden hızla uzaklaşıyor… AB'ye girmek isteyen Türkiye, hızla AB hukukundan uzaklaşmaktadır ve bu haliyle Belçika'nın 181, Bolivya'nın 151, Fransa'nın da 142 yıl gerisindedir" diye ekliyor.
AB’ye takiyye yaptık; ama aslında kendi kendimizi de aldatıyoruz. Türkiye’nin itibarını zedeliyoruz. Açıkça hukukun üstünlüğünün yerine güçlünün, üstünlerin hukuku yürürlükte. Evet, hukukun üstünlüğünü sağlamadan uygar bir toplum olamayız.