Abazangiller Aylin Aslım'ın sözünden pek bi alınmış

Abazan trollerin en neşeli saatleri bu saatler.
Adamsınız, adamın dibisiniz.
Sizin de işiniz zor be...

Ortalığı şenlendiren cümleler bunlar.

Peki neden?

Neden alınganlık gösteriyor cins i ademler?

Buyrun abazan tahlili:

1. Karnı aç olan kimse.
2. Uzun sure cinsel ilişkide bulunmayan erkek. (TDK sözlük)

Bizi ilgilendiren kısım, pek tabii ki ikinci madde. Ülkemizdeki erkek profilini masaya yatırdığımızda, karşımıza çıkan iki şık vardır: Ya libidosu tavana vurmuş azgın bir grup; ya da abazan kalmış bünyeler topluluğu. Normal bir cinsel dünyası ve yaşantısı var olduğu düşünülen erkek sayısı, bir elin parmağını geçmez nedense!

Geçmiş zamanda şöyle bir diyalog geçmişti, S. S. ve Ş. G. arasında:

Ş. G: Hangi arkadaşıma "Kimi hayal ediyorsun" diye sorsam bana "S. S." diyor. Senin böyle bir seksapalin var.
S. S: Ne için hayal ediyorlarmış?
Ş. G: Ne bileyim işte; sudoku oynarız, tavla oynarız gibi şeyler!...
S. S: Evet birincisi iyi tavla oynarım, ikincisi zeki kadınım. O sebeple herhalde. Bu arada ben çok spor yapıyorum, sana da tavsiye ederim.
Ş. G: Ben yapamıyorum. Belki beraber yaparız.
S. S: Ama, sen bana gece yarısı "Gel beraber spor yapalım" dersen, insanlar ne anlar?
Ş. G: B. K. da bana "Gel yoga yapalım" dedi, bunu yanlış mı anladım? Bunlar sosyal aktivitedir.
S. S: Sen çok yoğun çalışıyorsun. Bu aralar abazan kaldın galiba!!!
Ş. G: Evet, ben de bu konuyu seninle programdan sonra konuşmak istiyordum!!!

Abazan kalmak!
Sadece erkeklere has bir durum mudur?
Peki düşünelim şimdi.

Günümüz şartları içinde; evlilik müessesesine dahil olmayan insanlar, cinsel hayatlarını nasıl sürdürecekler?
Hangi kılıf altına sokmalıyız, bu ihtiyaçlarını karşılayamayan veya karşılayan insanları?!
Dişiler için, özgürlük tanıyacak kadar mezhebimiz geniş değil! Onlar evlilik yaşlarına gelene kadar cinsel istek duyamazlar. Artık bu; yirmi mi olur, otuz mu, kırk mı? Bu yaşa kadar, kadın kendini tutmak ve gelen arzularına kışttt demek zorunda!

Konumuz erkekler, kadınları başka bir yazıda ele alırız. Aslında kadınlara bağlantılı olarak, erkekler için düşünmeye devam etmeliyiz. Toplumun anlayışı, nisa taifesine böyle baskı kurduğu zaman; adem taifesi de abazan olarak kalacaktır. Malum umumhanelere para yetiştirmek zor; üstelik bunu frengisi var, aidsi var. Alimallah, tehlikeli iş vesselam!

Cinsel hayat yaşama konusunda, toplumun kadın ve erkeklerine yaptığı baskının, farklı durumları ortaya çıkardığını nasıl görmezden gelebiliriz?! Bir yılı geçmeden biten evliliklerin sebebi bu, hayvanlarla cinsi münasebet kurmanın sebebi bu, mankenler de diş izi bırakmanın sebebi bu. Aslında çok trajik bir örnektir. Hatırlarsınız. Yakın zamanda bir delikanlı, üç vitrin mankeni arasında uyuyakalmış olarak bulunmuştu. Sarıp sarmalamış, öpüp koklamış cansız bedenleri. Tatmin olduktan sonra, aralarında renkli rüyalara dalmış! Bu durumu, sapıklık olarak mı adlandırmalıyız şimdi?!

Abazangiller familyasının, dişi ve erkek üyeleri mevcuttur ve herzaman olacaktır. Yapılabilecek birşey yok! Beden alarm veriyor, "Kanın kaynıyor, canın seks istemeye başlayacak" diye. Doğa böyle programlamış! Aklı başında beraberlikler yaşanıp, doğru bilgilenmedikçe; çok trajikomik olaylar duymaya devam edeceğiz.

Karşı gelenler, hemen; ahlak, namus kavramları ne olacak? "Evlilik kurumu, zedeleniyor, gayrimeşru ilişkiler meşru hale getirilmeye çalışılıyor" diye vaveyla koparabilirler.
Lütfen doğru anlayınız. Mesele; kişisel sorumluluk sahibi olmaktır.
Bunu sağlamak için, mutlaka yazılı taahhüte gerek var mı? Hem olanlar, hem de olmayanlar görüyoruz hergün; biliyorsunuz.
Önemli olan kendine karşı mesuliyet duygusunu yerleştirmektir.
Düzenli beraberlik yaşamak hepimizin düşüncesidir ve öyle olmalıdır.
Fakat cinsellik konusu kutusundan çıkmadıkça, işimiz zor!

Son söz: Turizm sezonu yaklaşıyor; abazan tavırları olanlar, bunları sergilemeden önce bir düşünün! 

Ağzına sağlık tatlım;-)