- Kategori
- Siyaset
ABD Dışişleri Bakanlığının insan hakları raporu ve Türkiye

35 Yıldır ABD Dışişleri Bakanlığı'nın hazırlayıp, Amerikan Kongresine sunduğu İnsan Hakları raporunda Türkiye'ye 46 sayfa yer ayırdı. 190 Ülkeyi kapsayan 2010 yılı raporu yayınlandı.
Rapora geçmeden önce; Batı ve ABD Türk halkından ve Türkiye'den, Lozan'dan itibaren devamlı birşeyler istemiş ve talepleri olmuştur. Devamlı suçluluk duygusu uyandırmaya çalışmıştır. Ermeni soykırımını kabul etmeyi dayatmaktan, meclislerinde karar almaktan geri kalmamışlar, Kürtlere hak vermiyorsunuz diye, Kürt vatandaşları kışkırttıklarını unutmuşlardır.
ABD daha 1960 lara kadar, beyazlarla aynı otobüse bindirmedikleri siyahlara (zencilere) yaptıkları aşağılamayı ve köleleştirdiklerini pek çabuk unuttuklarını görüyoruz. Hiroşimada sivil halkın üstüne attıkları atom bombasıyla yaptıkları soykırımıda unuttular. Afganları, demokrasi getirmek için girdikleri Irak'ta 2 milyon insana uyguladıkları soykırımı, Vietnam'da, Kore'de yaptıkları kıyımlarda, acaba insan hakları hiç akıllarına geldi mi? Doğrusu insan merak ediyor.
İngiltere, Fransa, Belçika, Hollanda, İtalya, Yunanistan, İsveç, Rusya ve Almanya gibi ülkeler insan haklarından bahsederlerken şöyle dönüp geriye baktıklarında geçmişlerinde ve yakın tarihlerinde gördükleri manzara onları mutlu ediyormu? (Bunlarda başka bir yazı konusu)
Şunuda unutmıyalım; batının ve ABD'nin oynadığı tüm oyunlar İslam coğrafyası üstünde oluyor, Cezayir'den tutun, Pakistan ve Afganistan'a kadar gidiyor. Dünya'yı dizayn etmeye kalkarken yanlız bu coğrafya dizayn edilmek isteniyor. Batı huzur içinde işinde gücünde olurken, gözyaşı hep bu topraklarda dökülüyor. Medeniyetin beşiği olan bu yerler şimdi en geri bırakılmış ve fakirleştirilmiştir. Bu oyun yıllarca değişik senaryolarla bu ülkeler üzerinde oynanmaktadır.(İrdelenmesi gereken ayrı bir konu ve petrol)
Bu girişten sonra rapora bir göz atalım ve insan haklarına saygılı olmayı batı istiyor diye değil, insan onuruna yakışanın bu olduğu düşüncesiyle yanlışlarımızı biran önce düzeltme yoluna gidelim.
Kısaca rapordaki olumsuzluklar;
- ''Hükümet anayasal engeller ve kanunlar yoluyla ifade özgürlüğünü sınırladığı'' ayrıca internet özgürlüğüne koyduğu sınırlamalar sayesinde, 6457 İnternet sitesinin yasaklı olduğunu,
- ''Bireyler devleti veya hükümeti kamu nezdinde eleştirdiklerinde haklarında soruşturma veya dava açılması riskiyle karşı karşıya kaldıklarını,
- ''Türkiye'de 43 gazetecinin tutuklu olduğunu, bu gazetecilerin çoğunluğunun terörle mücadele yasaları kapsamında, cezaevinde olduğunu'' yazıyor.
- Dikkat çeken diğer bir husus, mahkemelerde görülen davaların uzunluğu oldu. Ayrıca, ''Yayınevlerinin kitaplar ve dergileri basım aşamasında savcılara teslim etmesi istendi'' denilen raporda, yayıncıların davalarla uğraşmamak için çoğu zaman tartışmalı kitapları basmadıkları belirtildi.
- Sivil hükümetin genel olarak güvenlik güçlerini kontrol ettiğini ancak, yargısız infaz, işkence, dayak ve kötü muamele olaylarının sürdüğüde raporda belirtiliyor.
- ''Kadına karşı şiddet, töre cinayetleri ve tecavüz olaylarının yaygın olduğu'' aynı zamanda kanunlara rağmen çocuklar arası evliliklerin sürdüğününde rapora girdiğini görüyoruz.
- Diğer bir husus, ''raporda, seçimle iş başına gelmiş yetkilililerle bürokratların açıklamalarının yargının bağımsızlığını etkilediğini yazıyor. Savcılarla yargıçların arasındaki yakın ilişkilere dikkat çekiyor. Ve davaların uzun sürmesinin sorun olduğu vurgulanıyor.
- Raporda, 26 Şubat'ta Başbakan'ın yaptığı konuşma hatırlatılıyor ve ekonomiye zarar veren negatif yorumlar yazan köşe yazarlarını medya patronlarının korumaması gerektiğini söylediği, yer alıyor.
Kırkaltı sayfalık raporda; yargı bağımsızlığından, basın özgürlüğü konusuna kadar ağır eleştiriler, tek tek örnekler verilerek anlatılıyor.
Bu raporun haksız olduğu söylenebilir mi? Bütün bunların, bizim ayıbımız olduğunda mutabakata varabilirsek çözümede okadar yakın oluruz. Yoksa hakkımızda daha çok raporlar yazılır çizilir.
Son söz;
Yavuz hırsıza koz vermek istemiyorsak, demokrasiyi herkes için istemek zorundayız..