ABD ve AB kıskacındaki Türkiye

Sayın Başbakanımızın her ne kadarda kürt açılımının ABD planı olmadığını üzerine basa basa söylesede açılımın görüldüğü kadarıyla Türkiyenin menfaatlerine uygun olmadığı kesin. Çünkü nerede görülmüştür bir devletin terör guruplarının isteklerini gündemine aldığı ve onlar uzerinden politika yaptığı. Hele fiilen etnik bir gurup (DTP) hükümetle pazarlık noktasına gelmiş hatta kendi dışında terör ögütünün başı ile pazarlık yapmadan bu sorunun çözülmeyeceğini açıkca beyan edip mitinglerde dile getirip onu halk önderi olarak devletinde kabul etmesi için zorlama yapmaya çalışmaktadır. Devletin bu cığırtkanlıkları mahatap alması söz konusu olamaz. Yalnız işte ABD ve AB gibi bazı çok bilmişlerin işin içine karışmaya kalkması, hatta bazı konularda hükümete akıl vermesi halkımız tarafından kabul edilemez olduğunu bir kez daha dünyaya duyurulması gerekir diye düşünüyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti olayı bir bütünsellik içinde ele alması gerekir. Herşeyden önce olayın bizi ve yabancıları ilgilendiren taraflarının olduğunu görmemiz ve çözüm yolunda ancak ve ancak Türkiyenin menfaatleri doğrultusunda adımlar atılması gerekmektedir Şimdiye kadar gelmiş geçmiş hükümetler gibi bu güne kadar bu hükümette sorunu bir güvenlik sorunu olarak algılamış ve çözümünüde güvenlik güçlerine havale etmiştir. Fakat gelinen noktada sorun artık bir güvenlik sorununun yanı sıra milletin bekası sorunu halinede gelme noktasına taşınmiştir. Şimdiye kadar hiç konuşulmayan konular alenen sokak ortasında dillendirilmekte. Daha bir kaç yıl önce Başbakanın sayın dediği için çeza almasına sebep olan kişiye şimdi herkes sayın demeye başladı. Onu bu noktaya kimler taşıdı ve daha nerelere taşıyacağına dikkat etmek gerekiyor.Dünekadar gale almadığın o kişilerin sözlerine dikkat etmezsen ona o sözleri kimin hangi şartlar altında söylettiğini kestiremezsin. Hükümet her ne kadarda bu proje ABD planı değil desede çiddi iddialar var ortada.

Şimdi bu çıddı iddialar karşisinda sadece bunları söyleyenler ispat etsin söylemleri ile geçiştirmesi doğru değildir. Bu konuda hükümeti bir panik içinde görüyorum. Oysa hükümetin önerdiğ bir gizli açık oturum var onu yapıpta kendisi üzerindeki başkıların olup olmadığını muhalefetle paylaşıp dış politikada ortak hareket etme imkanını yakalayabilirse hükümet üzerinde baskıları eğer varsa hafifletir, hem de kendi elini kuvvetlendirir. Sayın başbakan bir kaç gün önce biz tek başımıza türkiyeyi temsil etmiyoruz demişti. Ben bunu kendisine baskı yapan guruplara bir yakınma olarak algıladım Eğer doğruysa muhalefetle olayı paylaşıp dış politikada ortak hareket etmenin faydalarını göreceğini düşünüyorum. konunun sadece kürt meselesi değil; Ermenistan, Kıbrıs ve Yunanistan konularındada bu şekilde hareket etmesinin büyük yararı olacağını düşünüyorum. Bu güne kadar gelmiş geçmiş siyaset adamları görüşü ne olursa olsun söyleyeceklerini başbakanımızın paylaşmasının kendisine ve de Türkiye cumhuriyeti devletinin bütün yurttaşlarına faydası olacağını düşünüyorum. Efendim ben seçilmiş bir insanım halktan başka kimseye hesap vermem havası çok şeyi kaçırmamıza sebep olacağını düşünüyorum. Geçmişte Türk milleti bunun acıları ile yaşamıştır. Geçmişten ders alarak geleceğimize daha emin adımlarla yürümemiz gerekmektedir.