ABD ve İsrail Saldırma Bahanesi Olsun Diye Suriye'de Kimyasal Silah Kullanmaz (mı)

Baş belası bir emperyalist. Her türlü terörün arkasında onlar var. Kanıt aramamıza gerek var mı? On binlerce insanımızın katili PKK’nın Suriye yapılanması olan PYD’ye 2000 uçak, 5000 tır dolusu silah veren onlar değil mi?

Ordumuz Afrin’e neden gitti Allah aşkına… Orada 52 şehidi neden verdik? PYD’ye verilen bu silahlarla kotarılmaya çalışılan terör koridorunu kapatmak için değil mi?

Bunu günde 50 kez tekrarlayan biz değil miyiz?

Bu yüzden bu terör örgütü sevicileri emperyalistlere en ağır dille pek çok eleştiri yönelten yine bizler değil miyiz?

Peki, nasıl oluyor da, Suriye’de, Esad’ın teröristlerden temizlediği Doğu Guta’da sözüm ona kimyasal silah patlatıldığı “anda”, hemen o saniye, Trump’ın; “… bunu yapan Esad hayvandır, hesabını verecek…” şeklindeki söylemine inanıveriyoruz…

Ya, biz bu ülkede yarım asırdır 50 bin yurttaşımızı teröre kurban verirken “provakasyon” diye bir şeyle hiç karşılaşmadık mı?

Karşılaştığımız herhangi bir vak’ada bir bit yeniği olabileceğine dair şüphe duymamızı gerektiren hiçbir yaşam tecrübemiz bugüne kadar hiç olmadı mı?

Ülkelerin, teröristlerin veya her kim olursa olsun, bir saldırıya “bahane” üretme yalan dolanlarına hiç tanık olmadık mı?...

Ki, daha hiçbir araştırma yapmadan, ortada hiçbir delil yokken, ve üstelik ortalıkta bin bir türlü entrika, yalan, dolan, it-kopuk dolanırken bu kadar kısa sürede bu kadar hızlı kanaat sahibi olabiliyoruz.

Suriye’de eğer gerçekten olmuşsa bir kimyasal saldırı, nasıl oluyor da bunu Esad’dan başka hiç kimsenin yapmış olabileceğine dair bir kuşkuya kapılmıyoruz?

Bu bahaneyle İsrail anında saldırıyor. ABD yüksek perdeden saldırı sinyali veriyor… Ve biz “… öyleyse acaba bu kimyasal saldırı bahane olsun diye bu ülkelerce tezgahlanmış olamaz mı…” sorusunu aklımızın köşesinden bile geçirmiyoruz.

…

Ben inanmıyorum.

ABD ve İsrail’in bölgedeki ortak düşmanları olan Suriye, İran, Rusya, Türkiye… gibi ülkelere saldırmak için kendiliklerinden bahane üretme cihetine gitmiyor olabileceklerine beni kimse inandıramaz.

Amerika, bölgeden gitmemek, kalıcı olmak… için savaş ihtiyacı duyuyorsa bunu çıkarır, bunun için gerekli bahaneleri de üretir ve planını yaşama geçirerek PYD’ye olan desteğine de yeni ortamlar oluşturur. ABD bunu yaparken biz de bilerek veya bilmeyerek onların değirmenine su taşırsak, daha çoook  yeni Fırat Kalkanı, Afrin, Sincar… harekatları yapmaya mecbur kalırız.

Asıl düşman PYD-PKK’nın baldırı çıplak militanları değil… Onlar sadece piyon. Onların arkasında duran ve onlardan çok daha büyük olan o utanmaz “şeytan”dır.

O şeytanın alavere dalaveresine aldanmak kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan farksızdır.

Doğu Guta’da kimyasal silah kullanılmış! Bütün dünya televizyonlarında aynı anda hortumla kafaları yıkanan çocuk görüntüleri… Kimyasal silah yaralanmalarının tedavisi de böyle oluyor demek ki…

Peki kim kullanmış kimyasal silahı?

Esad…

Zaten bölgeyi teröristlerden arındırmış olan Esad, işin bu aşamasında neden böyle bir şey yapsın ve bunca zorluk içinde bir de ABD başta olmak üzere dünyanın hışmını üzerine çeksin?

Esad bu kadar salak mı? Öyle mi düşünülüyor?

Hayır, bence bizlerin Esad’dan daha salak olduğumuz düşünülüyor. Baksanıza bu oyunda, bu tür mantıksızlıklara inandırılmaya çalışılarak salak yerine konan asıl biziz…

Bu Amerika ve İsrail’in şimdi yanlarına Suudi Arabistan’ı da alarak çevirdikleri filmlere daha ne kadar inanacağız?

Defolup gitmiyorlar da arkadaş… Her gün bir yeni numara… ve ortalık her an ateş, kan ve gözyaşı… Lanet olasıcalar… Allah’tan belalarını bulasıcalar…

Kenan IŞIK