Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Ekim '16

 
Kategori
Öykü
 

Acı hayat

Rehabilitasyon merkezinde görevli arkadaşımla sohbet ederken ona engelli çocuklarla ilgili sorular sordum. Hepimiz canlı varlıklar olarak bu dünyada yaşayıp gidiyoruz. Ancak, kimimiz için bu hayat çok zor. Çevresindeki insanlar için de çok zor.

Arkadaşım bana geçenlerde bu dünyadan ayrılan insanımızın ve annesinin öyküsünü kısa olarak anlatırken ister istemez büyük hüzün duydum.

İnsanoğlunun sevinçli, neşeli öyküleri olduğu gibi acılı, hüzünlü, kederli öyküleri de var.

Hepimiz doğduk, yaşıyoruz ve sonunda bu dünyadan ayrılacağız.

Yeni bir dünyada kusursuz, sağlıklı, neşeli günler yaşayacağımız ümidiyle ayakta duruyoruz.

Arkadaşımın ağzından bu hüzünlü anneyi ve talihsiz oğlunun acı hayatını dinleyelim.

*

“Ne kadar heyecanlanmıştı oysa ki ikiz bebekleri olacağını öğrendiğinde…

İki erkek bebek.

Hamileliği kolay geçti. Büyük bir mutlulukla bebeklerini kucağına aldı. Nereden bilecekti ki hayat onun için daha büyük acılara gebeydi.

Üç yaşına kadar her şey çok güzeldi. Fakat bebeklerden birinde ufak sorunlar yaşamaya başlamıştı aylar geçtikçe.

Maalesef çocuk kas hastasıydı. Büyümeye devam ettikçe kas hücreleri tek tek ölecekti.

Hareket etmeyen kaslar küçülüp zayıflayacak ve belli bir yaşa geldiğinde kaçınılmaz son gerçekleşecekti.

Bunu bilerek yaşamak! Bir anne için daha büyük bir acı olamazdı.

Yıllar yılları kovaladı. Oğlu için her şeyi yaptı elinden gelen.

Her tedaviyi denedi. Sırf havası iyi gelecek diye hiç bilmediği bir şehre bile taşındı.

Bir gün o kara gün geldi. Oğlunun son cümlesi:

-Anne, etrafımı göremiyorum, ölüyorum galiba, oldu.

Hayatının sonuna kadar içinden çıkaramayacağı bir acı, asla unutamayacağı kelimeler…

 
Toplam blog
: 137
: 158
Kayıt tarihi
: 09.03.14
 
 

1958 yılında Söke'de doğdum. Esnaf çocuğu olarak ilk, orta ve lise eğitimimi Aydın ili Söke ilçes..