- Kategori
- Haber
Açılım sorunlu ancak, tek sorumlu terör örgütü!

Resim: www.milliyet.com.tr
11 vatan evladı daha, ülkesi için şehit düştü. Bu vatan için, bayrağı ve milleti adına... Kalleşlerin kahpe kurşunları ve hain beyinlerin haince düşünceleri yüzünden şehit oldular. Kanları yerde kalmayacak, bu vatan bölünmeyecek, şehitler ölmeyecek, ama...
Dünyada hiçbir millet, bizim milletimiz kadar sabırlı değildir. Bizim milletimiz tarihten bu yana zulümlere ve ölümlere maruz kalmıştır. Hem dıştan hem içten çok fazla acı çektireni vardır bu milletin. Ama sabrı hiçbir zaman tükenmeyen halkımız, her zorluğun üstesinden gelmiş, her zulmün hesabını görmüş, her ölümün intikamını misliyle almıştır. Tarihten bugüne, hiçbir Türk'ün kanı yerde kalmamıştır. Bundan sonra da kalmayacaktır.
25 yıldır ülkemizin başındaki terör belası yüzünden yaşanan kayıplar hiçbir zaman sıradan görülmemelidir. 1 kişi dahi teröre kurban gitse bu bir kayıptır. Bu kayıpları önlemek için elimizden ne geliyorsa yapmışızdır. Lakin, siz ne yaparsanız yapın karşınızdakinin isteği, sizin milletinizin huzurunu bozmak ve bütünlüğünü zedelemekse, tüm çabalarınız boşa gidebilir. O yüzden terörle mücadelede yapılması gereken, kararlı olmak ve hiçbir şartta ve koşulda, hiçbir şekilde, kesinlikle taviz vermemektir.
Karşınızdaki bir terör örgütüdür. Amacı yıldırmaktır. Siz bu terör örgütünün tek amacının cana kıyarak yıldırmak olduğunu unutursanız, işte o zaman zor durumda kalabilirsiniz. En küçük bir tavizde yıldırma amacına ulaştığını sanan terör örgütünün eylemlerinden vazgeçeceğini düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.
Birileri terör örgütüne taviz verildiğini iddia ediyor, birileri de "Efendim, ne tavizi, biz taviz falan vermedik!" diyerek bu iddiayı yalanlıyor. "Taviz"in dilimizdeki sözlük anlamı şudur: "Uzlaşmaya varabilmek için hak, istek veya savlarının bir bölümünden karşı taraf yararına vazgeçme..."
Türkiye, bu topraklar üzerindeki hakimiyetinden doğan haklarından vazgeçmedi;
Türkiye, bu topraklar üzerinde yaşayan insanları, birlik ve bütünlük halinde, huzur içinde ve kardeşçe yaşatma isteğinden vazgeçmedi;
Ancak Türkiye, çeşitli yeni düşünceler ortaya atarak -geçmişten bugüne- savunduğu değerlerinin -hepsinden olmasa da- bir bölümünden vazgeçtiği görüntüsünü verdi. Biz ne kadar iyi niyetli davransak da bu, dışardan böyle algılandı.
Çözüm için terör örgütüne ödün veren bir ülke gibi göründük bazılarının gözünde. Her ne kadar terör örgütünü muhatap almadığımızı iddia etmiş olsak da, bu durum bir çok mihrakça terör örgütüyle masaya oturmuş bir Türkiye olarak algılandı.
"Alt kimlik-üst kimlik" dendiğinde milletin bölünmez bütünlüğünden "karşı taraf yararına" vazgeçildiği düşünüldü.
Açılım dendiğinde çeşitli düşünceler ortaya atıldı. Başlangıcı Kürt açılımı, ortası demokratik açılım, sonu hüsran olan bu girişimin başarısızlığı apaçık ortadaydı. Açılımın gerekliliğinden bahsederken "Artık analar ağlamasın" dendiğinde otomatik olarak her şey birbirine karışmış oldu. Siyaset ile terör örgütü, terörist ile asker ve daha bir sürü kavram ve olgu birbirine karıştı ya da öyle algılandı. Oysa bu ülkede bazı şeyleri birleştirebilmek için, bazı şeyleri birbirinden kesin bir çizgiyle ayırmak gerekiyor.
Açılımın ne olduğu sorulduğunda, "bu bir süreç" diyerek kafalardaki soru işaretlerini daha da arttırmak yerine, bu süreçte neler olacağı fazla derinlere dalmadan da olsa halka anlatılabilirdi, böylece insanlar bu durumu daha olgunlukla karşılayabilir ve bu süreçte herkesin mutlaka katkı verebileceği noktalar doğabilirdi. Ancak sanatçısından tutun da sporcusuna kadar anlatılan bu açılımın içeriği bir türlü halka anlatılmadı. Halk açılımın ne olduğunu bir türlü anlayamadı.
Soruyorum size, bahsettiğimiz açılımın içeriği nedir? Cevabınız... Bir kaç cümleyi geçmiyor değil mi? Ya da bazılarınızın hiç bir cevabı yok... İçeriğini tam olarak bilmiyoruz bile. Ben de bunu bir vatandaş olarak bir iki cümleyle anlatabilirim sadece... Ama şu an için bunların bir öneminin olduğunu düşünmüyorum. Eğer biz bugün 11 kayıp veriyorsak, yapılanlar veya yapılması düşünülenler bu 11 kaybın yanında bir hiçten ibaret.
Bugün önümüzdeki acı tablonun sorumlusu hiçbir şekilde Türkiye Cumhuriyeti Devleti veya onu yönetenler değildir. Sorumlu ne askerdir ne de halktır. Bu acı tablonun sorumlusu açılım da değildir. Bu tablonun tek sorumlusu terör örgütüdür.
Açılım yapma kararının tamamen iyi niyetli olarak verildiğine inanıyorum. Bu kararla daha iyi bir gelecek planlandığı kesin. Bu ülke için iyi şeyler yapılmak istenildiği ve bu nedenle hükümetin bu çok zor işe kalkıştığı kesin. Ancak bir yerlerde bir eksik var. Çünkü yapılmak istenenlerle, ortaya çıkanlar birbirine kesinlikle uymuyor. İyi niyeti suistimal ihtimali fazla dikkate alınmıyor. Bizim öncelikle akla karayı birbirinden ayrı düşünmemiz gerekiyor.
Başbakan Erdoğan'ın "kazanamayacaklar" sözünü destekliyorum. Ancak biraz daha özenli olalım, sakin olalım, yeni kararlar alırken soğukkanlılığımızı koruyalım ve kararlılığımızı icraatlarla ispatlayalım diyorum. Devlet büyüklerinin bu süreçte mutlaka doğru kararlar vereceğine inanıyorum. Daha huzurlu bir Türkiye amacımıza, her ne şekilde olursa olsun, hep birlikte ulaşacağımıza inanıyorum.
Çok zor olduğunu biliyorum ama, halkımızı da sağduyulu olmaya davet ediyorum.
Bugüne kadar bu topraklar için şehit olmuş olan tüm kahramanlarımıza ve 11 kahraman şehidimize Allah'tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı diliyorum.