Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '12

 
Kategori
Deneme
 

Ada Beni çağırır

Ada Beni çağırır
 

 İşte en sonunda oraya gelmiştim. Gece olduğu için şehir içinde pek birşey göremedim. Sahili gezmek için bir kayık tuttum. Kayık çılgın bir martı gibi maviliklerde, rüzgarla oynaşıyordu. Çevreme baktığımda saat bir hayli geç olmasına karşın deniz, kuşlargibi çırpınan yelkenlerle doluydu. Biraz uzakta yemyeşil, sır gibi görünen bir şey vardı. Bu ufacık bir adaydı ve  bunun gibi daha bir çok ada görünüyordu. Gökteki yıldızlar gibi, denizdeki adalar saman yolu oluşturmuştu.

Her ada denize atılmış bir çiçek buketi gibiydi. Bu çiçekler bir tuzağa, bir güzellik pususuna benziyordu. Güzellik doğayla öylesine dengedeydi ki, sanki kusursuz bir resme bakarken duyduğum hazı içimde duyuyordum.

Adalardan birine yanaşmaya karar verdim. İlerleyen kayık, sular üzerine yansımış çamları ve çalıları ince bir çizgi ile kesiyordu. Ada koyu mavi gök üzerinde boşlukta sallanır gibiydi... Bu sessizliğin ortasında karşı koydan gelen ürkütücü sesler beynime hükmediyordu sanki...

Gözlerim, bir noktada oluşan ışıltılara takıldı kaldı. Nasıl da çekiyordu beni kendine doğru. Davet ediyordu, burnumu yakan o mistik kokusuyla.

Çok fazla yorulmadı kendince. Kısa sürede yanaştım adaya. İçimi çocuksu bir sevinç kaplamıştı, bunaltıcı sıcaklığın arasında, çıplak ayaklarımla, çakıl taşlarıyla dolu adaya adımımı atınca;

İçimdeki derin ve huzur verici ferahlığı hissettim...

Tüm vücudum kıskanırcasına kendini yere attı..

Anladı ki kendinden daha baki, daha gizli, daha sessiz, daha güzel, daha puslu, daha temiz, daha ürkek, daha saf, daha daha birşeyler var burada...

 
Toplam blog
: 8
: 267
Kayıt tarihi
: 29.02.12
 
 

Hayatını üç çocukla geçiren, zaman buldukça kitap okuyan, fotoğraf çeken, film izleyen, müzik din..