Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Nisan '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Adamına göre değişir

Liseyi henüz yeni bitirmiştim. Yaşadığım yerde en büyük zevkim bahçe içinde küçük bir kahvehanede arkadaşlarımla sohbet etmekti. Yine böyle sohbetlerden birini yapıyorduk. Yan masamızda ise bizim oraların ileri gelenleri oturmuş sohbet ediyorlardı. Hepsi de yaşlı ve zengin kişilerdi.

Ferhat adında kendi halinde bir delikanlımız vardı. Ayakkabı boyayarak geçimini sağlamaya çalışırdı. Bizim ileri gelen yaşlı varyemezlerin en büyük eğlencelerinden biri de, bu delikanlıyla alay etmek, onu konuşturarak zaman geçirmekti. Olayımızın kahramanı Ferhat yine geldi ve bu yaşlılara 'ayakkabılarınızı boyayayım mı?' diye sordu. İçlerinden en yaşlı olanı 'tamam' dedi. Boyatırım ama bir şartla, sana bir soru soracağım. Bilirsen boya, yoksa boyatmam' dedi. Ferhat heman atladı. 'Sor hadi.' Adamın sorusu çok basitti. 'İslamın şartı kaç?'

Ferhat hiç düşünmeden cevap verdi. Adamına göre değişir... Ferhatın bu cevabıyla herkes kahkahalarla gülmeye başlamıştı. Tabii biz de gülmeye başladık. Tek sakin olan Ferhattı tabi ki..

Soruyu soran yaşlı adam yeniden sordu 'Neden?' diye. Ferhat büyük bir sakinlikle cevaplamaya başladı. 'Senden başlayım dedi. Senin için islamın şartı 4tür. Çünkü sen paraya kıyıp da hacca gitmezsin. Tarlaların malı mülkün var, ama asla harcamaya kıyamazsın'. Sonra döndü diğerine, 'senin içinde 3tür İslamın şartı. Sen ne paraya kıyar hacca gidersin, ne de paraya kıyar malının zekatını verirsin. Tek derdin ölmeden kimseye para ya da mal yedirmemektir'. Ferhat durmuyordu. Herkesi birer birer alt ediyordu. Bir anda sessizlik olmuştu. Az önce gülmekten kıpkırmızı olan insanlar şimdi utançlarından kıpkırmızı olmuşlardı.

Yaşadığımız dünyada, güzelim ülkemde de durum aynı değil mi sizce? Herkes herşeyi kendine göre yorumlayarak hareket ediyor. Hem siyasi düşüncelerimizde, hem hayata bakışımızda bunu sık sık yapıyoruz, yaşıyoruz. Ülkücüyüm diye geçinen insanlar içki masalarının en başında yer alıyor. Demokratım diyenler, kişisel çıkarlarına ters düşen insanları alaşağı etmekten zevk alıyor. Muhafazakar olanlara bakıyoruz. İslamı bir meşale gibi taşıyorlar ancak kadınlara saygısızlıkta, insanlara ve emrinde çalışanlara davranışlarında alakasız davranışlarda bulunuyorlar.

Kısacası Ferhat'ın tespiti ülkemizdeki durumun gerçeği. Herkes işine nasıl gelirse öyle yorumluyor, öyle yapıyor öyle yaşıyor.

Bir avuç insan ise kimseye karışmadan kimseye ilişmeden yaşayıp gidiyor işte. Siyasetçiler onlara 'kararsızlar' diyor. Oysa en kararlı onlar değil mi sizce de?

 
Toplam blog
: 9
: 311
Kayıt tarihi
: 03.04.07
 
 

15 yıldan beri güzel ülkemizin çeşitli yörelerinde öğretmenlik yapıyorum...