Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Prof. Dr. İbrahim Ortaş

http://blog.milliyet.com.tr/ibrahimortas

13 Eylül '12

 
Kategori
Üniversiteler
 

Adana ve Üniversite Penceresinde Çukurova Üniversitesinin dünü bugünü

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ

Çukurova Üniversitesi, iortas@cu.edu.tr

Kültür-Sanat “Altınşehir Adana” Dergisi Eylül 2012 sayısının başlığı “Adana ve Üniversite Öğrenimi”. Dergi Çukurova’da üniversite eğitimi ve araştırmayı sorgulamış. Benimle de görüştü ve aşağıda bu görüşemeye ilişkin görüşlerimi belirtim.

Çukurova Üniversitesi İstanbul, İstanbul Teknik, Ankara, Erzurum Atatürk, ODTÜ, Ege, Karadeniz Teknik, Boğaziçi, Hacettepe ve Dicle’den sonra 11. Üniversite olarak kurulmuştur. Çukurova Üniversitesi’nin ilk nüvesini Ankara Üniversitesine bağlı olarak açılan Adana Ziraat Fakültesi ve Atatürk Üniversitesine bağlı olarak açılan Tıp Fakültesi oluşturmuş ve TBMM’de 1973 yılında 1786 sayılı kanun ile Çukurova Üniversitesi kurulmuştur.

Bir zamanlar Cumhuriyetin on büyük eserinden biri olan Çukurova Üniversitesinin bilimsel araştırma, eğitim ve öğreniminin durumu son birkaç yıldır sorgulanır oldu. Özellikle son ÖSYM’ yerleştirmelerinde bazı bölümlere beklenenin altında öğrencinin tercih etmesi ciddiye alınması gereken bir durum. En son bir dershane yöneticisinin aktardığına göre son yıllarda öğrencilerimiz Çukurova Üniversitesini eskisi gibi şevkle tercih etmekten kaçındıklarını belirtiyor. Ayrıca üniversitenin yönetim anlayışları, akademik ve dairi personel kadroların oluşumu ve yaşana birçok konu içeride ve dışarıda farklı şekillerde konuşuluyor. Ancak üniversite bütün bu konuşulan konuları bir bütünlük içinde ciddi bir öz değerlendirmede bulunmadı.  

Son 40 küsur yılda genç üniversitemizin geçirdiği evreler sorgulandığında bazı noktaların altı çizilmesi gerekiyor.

A) Çukurova Üniversitesi Bilimsel Eğitimin Neresindedir?

Öğrenci olarak kayıt yaptırdığım 1981 yılında Türkiye Üniversitelerinde ilk 5 sırada yer alan Anadolu’nun genç Üniversitesi Çukurova Üniversitesi bugün 23.-27. sıralar arasında gidip gelmektedir. Başta Adana kamuoyu olmak üzere son yıllarda Çukurova üniversitesinin eski dinamiğinin kaybolduğu, bilimsel olarak giderek gerilediği sıkça konuşuluyor. Üniversitenin bilimsel olarak gerilemesi doğal olarak öğrenciye olan ilgi azalmış ve bu otomatik olarak öğrenci tercihlerine de yansımaktadır. Bu ve buna benzer nedenlerden dolayı son birkaç yıldır üniversitemizin öğrenci profilinin sürekli düştüğü veriler ile bilinmektedir. Öğrenci tercihlerinde üniversitemizin bir iki alan dışında daha gerilerden tercih edilmesi beraberinde zayıf öğrencilerden oluşan bir mezunlar ve kendi içinde yaşanan negatif seleksiyona uğrayan akademik kadroya alınması (Tıp Fakültesi TUS ile öğrenci aldığı için hariç) ile bugün üniversite önemli ölçüde “inbreeding”e uğramış durumdadır. Bu durum ve ilaveten son dönemlerde üniversitenin akademik kadro ilkelerinin belirlenmemiş ve liyakate dayalı yönetim organlarını oluşturulmaması beraberinde başta üniversite kamuoyu olmak üzere bölgede ciddi bir güven zedelemesi yaratmıştır. Oluşan bu atmosfer hızla üniversitenin kalitesine olumsuz yansımaktadır. 

B) Çukurova Üniversitesi Bilimsel Araştırma ve Projelerde Türkiye ve Dünyada Nerede?

Bilim dünyası bilgi işlemin gelişmişlik düzeyi ile son yıllarda akademik makale sayılarından ciddi sayıda makale üretmektedirler. Ülkemizde bu süreçte önemli ilerleme kaydetmiştir. Çukurova üniversitesindeki yayın artışı hızı genelde dünya ve Türkiye ortalaması dikkate alındığında düşük bir eğilim göstermektedir. Grafikte’de görüldüğü gibi Çukurova Üniversitesi akademik makale sayısı yıllara göre atmış olsa da geçmişe göre birim yılda üretilen makalelerin artış hızı düşmüş ve makalelerin kalitesi ve atıf (başka bilim insanlarınca değerlendirilmesi) alması bakımından sorunludur. 

Çukurova Üniversitesinin Türkiye Üniversiteleri İçindeki Konumu Nedir?  

Çukurova Üniversitesi araştırma kapasitesi olarak ODTÜ Enformatik Enstitüsü bünyesinde oluşturulan University Ranking by Academic Performance (URAP) laboratuarı verilerine göre dünyadaki yeri 970 ve ülkemizde aynı laboratuar tarafından 2008 yılında hazırlana sırlamada 500 puan üzerinden 260- 290 puanla Çukurova Üniversitesi 22. sırada bulunmaktadır. YÖK verirline göre Çukurova Üniversitesi 2010 yılı toplam yayın sayısı bakımından 524 yayın düzeyindedir ve öğretim üyesi başına 0,7 yayın düşmektedir. 2010 yılı verilerine göre ODTÜ’de kişi başına 1.26 düşmektedir. Üniversitemiz 2006 yılında Amerika da “Guide to the World’s Top Universities” adlı bir özel bir şirket ilk 500 sıralamasında gösterilmesi bile hepimizi heyecanlandırmış, ancak bu gelişmenin yaratığı etki sürdürülememiştir.

Üniversitemiz dünyanın ilk 500’üne giren üniversitelerin değerlendirilmesinde kullanılan kriterler ve bunların üniversitemizdeki yansıması neden üniversitemizin dünyada istenilen yerde olmadığımızın en açık ifadesidir. Söz konusu kriterler özetle;

1. Akademik ve araştırma performansı

2. Öğretim üyeleri veya mezunları arasında Nobel ödülü veya kendi alanında aldığı ödüllerin niteliği ve sayısı,

3. Bilimsel makalelerine yüksek oranda atıf yapılmış araştırmacıların sayısı

4. Üniversitenin büyüklüğüne oranla akademik başarısı.

Söz konusu kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede üniversitemiz en son bildiğim kadarı ile ilk bin sıralamasında bulunmuyor. Çukurova Üniversitesinin halen sınırlıda olsa bir potansiyeli var. Üniversitelilik kültürü ve bilinci halen var ve bu potansiyelin doğru kullanılması durumunda üniversite yeniden canlanabilir umudu taşımaktayım.

Açık konuşalım, ülkemiz üniversiteleri batılı ölçekte dikkate alındığında ne gerçek anlamda bilimsel araştırma yapabilmekte ne de ciddi eğitim ve öğretim verilebilmektedir. Ancak üniversitede sınırlıda olsa uluslararası nitelikte bilimcisi mevcut. Umudum yeni yönetimin mevcut aktif bilimcilere daha çok destek çıkarak üniversitenin ulusal ve uluslararası imajını yükseltebilir.

C) Adana (ve Çukurova Bölgesi) Üniversite Eğitiminin Neresinde? Nitelik ve Nicelik Olarak Son 10 Yılda Nasıl Bir Seyir İzliyor? 

Çukurova üniversitesi kuruluşu ve ilk kuşak bilim insanları ve yöneticileri ile bölgede önemli bir araştırma ve eğitim başlangıcı yapmış. Bölgenin yükselen bir üniversitesi olarak halen ciddi bir ağırlığı bulunmaktadır. Mersin, Kahramanmaraş Sütçü İmam, Harran, Osmaniye Korkut Ata, Niğde üniversitelerinin akademik kadrolarının çoğunluğu Çukurova Üniversitesinde yetişmişlerdir. Bilimsel ve teknolojik alt yapı parkı ile halen bölgenin önemli bir potansiyelidir. Yukarıda da belirtildiği gibi Çukurova Üniversitesinin köklü devlet üniversiteleri ve yeni açılan bazı vakıf üniversiteleri yanında kendini yenileyememesi ve çağcıl programları başlatamaması kadar akademik kadrolarının oluşmasında kriter geliştirememesi nedeniyle bugün olması gereken yerin gerisine düşmüştür.

Bölgedeki Gaziantep ve Mersin üniversiteleri bazı konularda belirli gelişmeler göstermektedirler. 

Çukurova üniversitesi çevresindeki üniversitelerin belirli konularda kriterler koyarken ve dünyadaki gelişmelere paralel gelişmeler gösterirken bu süreci kendi içinde değerlendirmemiş, bu konuda yapılan serzenişleri ve eleştirileri de yönetime karşı tavır olarak algılamıştır. Son birkaç dönemdir yönetimlerin önceliği genelde seçime endeksi yapılanma üniversitenin kalitesinin birçok alanda düşmesine neden olmuş. Sonuç olarak akademik eleştirel bakışı yerini sessizliğe bırakmış. Birkaç kişinin eleştirileri dışında çoğunluk artık bir şey söylememeyi tercih etti. Üniversitede eleştirinin yapılmaması üniversiteyi bir anda verimsiz ve toplumla bağlarını zayıflatmıştır.

Yeni yönetimin bu bağlamda yeni bir başlangıç yaparak üniversitenin sahip olduğu potansiyeli yeniden harekete geçirebilir. Bu konuda yeni bir umut doğmuştur. Bunun için üniversitenin mutlaka doğası gereği kendisini sorgulaması kaçınılmaz görülüyor.

Çukurova Üniversitesi Kendisini Masaya Yatırmalı Mı?

Bir sistemin başarısı sistemin kendisini aralıklarla sorgulamasından geçer. Kendini sorgulamayan, zayıf ve kuvvetli yananlarını bilmeyen ve kendisi hakkında üçüncü kişiler nasıl değerlendirildiğini bilmeyen mutlaka başarısız olacaktır. İnsanlar gibi sistemler de mutlaka biyolojik süreçlerden geçmektedirler.

Hegel'e atfedilen, “İnsan  sosyal çevrenin ürünüdür” ifadesi ile üniversite kaliteli ve niteliği yüksek bilim insanlarından oluşursa bu gelenekselleşir.

Hepimizin gurur duyduğu ülkemizin yegâne kampuslarından olan Çukurova Üniversitesi Balcalı Kampusunun güzel görünümü atık mesire yerinin ötesine geçebilmeli ve her görünümü ve yapısı ile bilimsel düşünme mesajları oluşturmalıdır.

Öncellikle üniversitelerin hedeflerinin açık olarak belirlenmesi ve belirli alanlarda ileri araştırma yaptırarak sesini duyurması gerekmektedir. Öncelikle iyi öğrenci çekebilmeli. Bu anlamda Çukurova Üniversitesi daha çağdaş, bilimsel anlamda ileri evrensel bir üniversite olmayı hak etmektedir. Öğrencilerin veya mezunların kalitesinin iyileştirilmesi konusunda değişik üniversitelerin farklı stratejileri bulunmaktadır. Öğrenci kalitesi bugün üniversitelerin önemli kalite kriterlerinden birisidir. Üniversitenin orta öğretimden iyi yetişmiş öğrenciler tarafından tercih edilmesi üniversitenin eğitim ve öğretime verdiği değerin bir ölçüsü olarak yansımaktadır. Bugün öğrencilerin tercihi yabancı dil, iş olanaklarının sağlanması ve üniversitenin uluslararası alandaki etkinliği ile doğrudan ilgilidir. Eğer üniversite kaliteli ise ve uluslararası alanda etkinliği biliniyorsa iyi öğrenciler tarafından öncelikle tercih edilmekte ve sonuçta mezunların dışarıda ve piyasada iş bulma ve tercih edilme şansı yükselmektedir.

Üniversite Bir Yol Ayrımında

Üniversitemiz bu bağlamda bir yol ayrımında bulunmaktadır. Bu dönem üniversite kendisini ciddi olarak sorgular güçlü ve zayıf yönlerini fark eder ve kendini bir dünya üniversitesi olarak harekete geçirirse başarırı. Eğer kendini yenileyemez ve standart üniversite normlarını uygulayamasa elindeki küçük potansiyeli de kaybeder ve bir daha korkarım gelişmez ve yerinde sayar.

Yeni Yönetim Yeni Umutlar Yaratmak Zorundadır

Üniversitemiz yeni döneme yeni bir yönetim ile girmiş bulunuyor. Umudum ve beklentim bütün üniversite bileşenleri ile üniversite masaya yatırılmalı ve enine boyuna eksikler fazlalıklar işlenmeli ve üniversitenin oluşturacağı misyon ve vizyona uygun yönetilmelidir.

Eğer üniversitemizin geldiği yer analiz edilmese geleceğe umutla gidemeyiz. Bugün geldiğimiz yerde başta geçmiş dönemlerin üst yönetimi olmak üzere en aşağıdan yukarıya kadar yöneticiler sorumlu tutulacaklardır.

Çukurova Üniversitesine ilk geldiğim yıllarda devletin en üst düzey yöneticilerinin Balcalı Hastanesinde tedavi edildiğini duyduğumuzda güçlü bir hissin kamuoyunda olduğunu duyuyorduk. Üniversitemizde değişik birimlerde yabancı öğrenci ve bilim insanlarının zaman zaman tercihen geldiğini ve araştırma yaptığını görmek üniversitenin adının içeride ve dışarıda duyulması üniversiteyi saygın kılmaktadır.

Muhsin Beyin Vefatı: İlk Dönemler ve Anlayış

Çukurova Üniversitesi Kurucu Öğretim Üyelerinden, Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Emekli Öğretim Üyesi ve Eski Rektör Yardımcılarımızdan, Prof. Dr. Muhsin Yılmaz 8 Eylül günü vefat etti. Cenaze töreninde yapılan konuşmalar bir anda 31 yıl önce öğrenci olarak üniversiteye geldiğimiz dönemde ve yerleşkeye çim diktiğim zaman bizi selamlaması ve bir isteğimizin olup olmadığını sorması ile tanıdım o şık giyimli beyefendiyi. Üniversitenin o dönemdeki yöneticilerinin ağır gölgesi kadar, insanı isteklendiren ve çalışma şevki aşılayan anlayışları beklide bizleri üniversiteye sahip çıkmaya yönlendirmiştir. Üniversite yıllarımızda hocalarımızın her biri başka ülkelerde doktora yapmış her birinin faklı bakış açısını hissediyorduk. Hocalarımızda bizlerin bağımsız düşünmemizi, bilim ve sanata önem vermemizi isterlerdi. Nihayet Muhsin beyin vefat nedeniyle bir kez daha öğrendik ki üniversitemiz 1980’li yıllarda yalnızca yerleşkeyi ağaç ve çimlerle yeşillendirmemiş, aynı zamanda üniversiteyi sosyal ve sanatsal olarak da canlandırmıştır.

Özetle, Çukurova Üniversitesinin bugün arzu ettiğimiz durumda olmadığını üzülerek söylemek zorundayım. Bu tespit yalnızca bana ait değil. Bu bir gerçek ve sıkça üniversitemiz başta Adana kamuoyunda tartışılmaktadır. Üniversitenin daha iyi olması için çırpınan çok sayıda kişi zaman zaman bizlere serzenişte ve öneride bulunmaktadırlar.

Bu nedenle sorumlu bir öğretim üyesi olarak üniversitenin kamuoyu ve öğrencilerimiz nezdinde ki başarısı kendi başarım olarak gördüğüm için eksiği ve yanlışının düzeltilmesi için objektif ölçüler içinde görüşlerimizi belirtmek zorundayız. Üniversitenin kaliteli araştırma ve eğitim yapması için öneri, eleştiri ve katkıda bulunmak zorundayız.

Üniversitenin geçmişten günümüze geçirdiği geleceğinin ve kurtuluşunun araştırmadan geçtiğine inanıyorum. Kaliteli bilim yapan üniversite iyi öğrenci de yetiştirir ve toplumu ilgilendiren sorunları da bilimsel olarak çözer. Kaliteli eğitim yapan üniversite her zaman ilgi odağı olacaktır.

Çukurova Üniversitesinin halen birinci sınıf üniversite olma şansı var, umudum yeni yönetimin üniversiteyi bir bütün olarak çalıştırarak harekete geçirmesidir.

 

 

12 Eylül 2012, Adana

 
Toplam blog
: 190
: 1163
Kayıt tarihi
: 21.06.07
 
 

1985 yılında Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi’nde mezun oldum. 1986 yılında Şanlıurfa Köy Hiz..